Duygusal mide bağırsak hastalıklarında şampiyonuz
Endişe ve stres durumunda hepimizin söylediği ortak bir kelime var: Şiştim... Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 33 ülkede yapılan bir araştırma, Türk insanının duygusal etkilere bağlı olarak mide ve bağırsak şikâyetleri yaşamada dünya şampiyonu olduğunu ortaya koyuyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Yapılan çalışmalar mide ve bağırsak sisteminin mutluluk ve mutsuzluk gibi duygusal durumumuzdan en çok etkilenen organlarımız olduğunu ortaya koyuyor. Türklerin de içinde bulunduğu 33 ülke, 6 kıtadan 73.076 kişi ile yüz yüze ve internet üzerinden yapılan bir araştırma, Türk insanının duygusal etkiler yüzünden mide ve bağırsak şikâyetleri yaşama açısından dünya birincisi olduğu ortaya çıktı. Bu çalışmaya göre her 10 kişiden ikisi herhangi bir hastalığı olmadığı hâlde klinik olarak hastalık belirtileri gösteriyor.
STRES BAĞIRSAĞA VURUYOR
Çalışmanın sonuçları ilk olarak Antalya’da Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından düzenlenen 40. Ulusal Gastroenteroloji Haftası’nda açıklandı. Roma Vakfı tarafından yapılan Roma IV adlı çalışmanın sonuçlarının tüm tıp dünyasını şaşkınlığa uğrattığını söyleyen Roma IV çalışmasının Türkiye araştırmacısı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor “Mide ve bağırsak hastalıklarını, anksiyete, depresyon ve somatizasyon (psikolojik stresin vücutta fiziksel semptomlara dönüşmesi) olarak genellediğimizde yüzde 54 ile Türkiye Mısır’dan sonra dünya ikincisi. Bu oran Mısır’da yüzde 60 iken Hollanda’da ise yüzde 27 ile en düşük düzeyde bulunuyor. Sadece somatizasyon açısından bakıldığında ise yüzde 37 ile dünya birincisiyiz. Yani reflü, birdenbire iki beden şişme hastalığı da diyebileceğimiz, karın ağrısı, gaz, şişkinlik gibi belirtilerle ortaya çıkan irritabl bağırsak sendromu (IBS), fonksiyonel dispepsi denilen yemeklerden sonra geğirme, şişkinlik, yine karın ağrısı gibi şikâyetler Türk insanında dünyadan çok görülüyor” dedi.
KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Bu durumun hem hastaya hem de sağlık sistemine yük getirdiğini aktaran Prof. Dr. Serhat Bor “Fonksiyonel sindirim sistemi hastalıkları kişinin hayat kalitesini düşürüp, iş gücü kaybına, gereksiz tetkiklere ve ilaç tüketimine sebep olduğundan toplumlara maliyeti yüksektir. Genelde kadınlarda daha sık görülür ve yaş ilerledikçe sıklıkları azalır. Çok sık rastlanan hastalıklar olmasına rağmen hastaların tümü hekime müracaat etmez. Ancak yüzde 15-50 kişi hayat boyu bu şikâyetleri sebebiyle hekime müracaat etmektedir. Hekime gidenler de şikâyetleri geçmediği için psikiyatrik destek tavsiyelerine uymaz ve tetkikleri yaptırmaya devam eder” diye aktardı. Sonucun Türkiye ve Mısır’da yüksek çıkmasının sebebinin doğu toplumlarına özgü olduğunu da aktaran Prof. Dr. Bor “Kültürel kodlarımız empati yapmaya çok açık. Coğrafyamızda yaşanan olumsuzluklar, ülkedeki olumsuzluklar bizimle ilgili olmasa da bizi etkiliyor. Çünkü çok duygusalız” dedi.
20 DEFA ENDOSKOPİ ÇEKTİREN VARMIŞ
Mide bağırsak hastalıkları ile kaygı bozuklukları arasında yakın bir ilişki olduğunu aktaran Prof. Dr. Bor, bu durumun eskiden beri bilindiğini ancak son yapılan çalışmadaki yüksek oranların hekimleri şoke ettiğini aktardı. Hastanın eğer depresyonu ve kaygı bozukluğu varsa mide ve bağırsak şikâyetlerini daha ağır hissettiğini söyleyen Prof. Dr. Bor “Biz buna somatizasyon bozukluğu diyoruz. Bu kişilerde ağır hastalık olmadığı hâlde, yapılan bütün testleri temiz olmasına rağmen karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık, geğirme, mide ağrısı gibi problemleri yoğun yaşar. Hiçbir şeyi olmadığı hâlde 20 defa endoskopi çektiren, 10 defa kolonoskopi yaptırmış hastalarım oldu. Her türlü tetkik yapıldıktan sonra fiziksel değerlendirmede bir hastalık etkeni tespit edilmemişse ve şikâyetler devam ediyorsa mutlaka bir psikiyatrik destek alınmalı” dedi.
VİTAMİN EKSİKLİĞİ VARSA DİKKAT
Daha çok kanseri ile gündeme gelen pankreasın görevlerinden birinin de besinleri parçalayan enzimleri üretmek olduğunu söyleyen Türk Gastroenteroloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Müjde Soytürk, daha çok yaş, sigara ve alkol tüketimi, kronik pankreas iltihabı, diyabet, obezite ameliyatları, beslenme bozuklukları ile gelişen pankreas enzim yetmezliğinin pankreas kanserine götüren sebeplerden biri olduğunu belirterek, “80 Yaşını geçen 10 kişiden birinde görülür. Besinlerin yeterli sindirilememesi nedeniyle PEY bulunan hastalarda karın ağrısı, şişkinlik, aşırı gaz, kilo kaybı, ishal ve yağlı dışkılama gibi yakınmalar görülebilmektedir. Bu hastalarda dışkı kötü kokulu, soluk ya da sarı renkli olabilir. Yağlı dışkı su üzerinde kalabilir, tuvalete yapışabilir ve temizlemesi zor olabilir. Sindirim yetersizliği sebebiyle bu hastalarda A, D, E, K gibi vitaminlerin yanı sıra çinko, magnezyum ve B12 vitamin düzeylerinde düşüklükler oluşabilir. Özellikle D vitamini eksikliği nedeniyle kemik erimesi gerçekleşebilir” diye konuştu.
İLERİ ENDOSKOPİ HAYAT KURTARIYOR
Tıbbın yeni geliştirilen ileri endoskopik cihazlarla çok erken teşhis koyma ve hastanın hayatını kurtarma şansına sahip hâle geldiğini söylen Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Cindoruk “Daha önce kullanılan cihazlarla gelişmiş cihazlar arasındaki farkı ‘araba farları’ ve ‘projektör’ arasındaki farkla açıklayabiliriz. Projektörü yakınca erken kanserleri, erken doku kaybını, iyi ya da kötü huylu tümör olup olmadığı yönünde teşhis koyma şansı veriyor. Mesela, pankreas modelinde teşhis için endoskopik ultrason kullanıyoruz. MR veya CT’nin kaçırdığı bazı lezyonlarda endoskopik ultrasonografiyle çok erken bir teşhis koyma şansına sahibiz. 1 santimetreden daha küçük lezyonları görerek, onların kanser olup olmadığına karar verebiliyor, böylece erkenden en çok korktuğumuz pankreas kanserinde dahi ameliyat kararı alabiliyoruz. Böylece hastanın hayatını kurtarmış oluyoruz” dedi.