Tek muhatap İmralı

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu, terör meselesinde girilen yeni süreci ele aldı. Toplantıda, sürecin nasıl yürüyeceği de ortaya çıktı: Tek muhatap İmralı olarak kabul edilecek. Avrupa ve Kandil ile sadece İmralı'nın mesajlarının iletilmesi ve nabız yoklanması için temas kurulacak.
Teröristbaşı Öcalan'la MİT'in yürüttüğü görüşmelere BDP'lilerin de dahil olması ile başlayan yeni süreç AK Parti'nin önceki gün yapılan Merkez Yürütme Kurulu'nun (MYK) da ana gündem maddesiydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki toplantıda, terörün sonlandırılması ve Kürt meselesinin çözümü konusunda başlayan yeni süreç etraflıca ele alındı. Toplantıda, Türkiye'nin son yıllarda terörle mücadele konseptini değiştirmesi, operasyonlarda profesyonel asker ve polisin kullanılması, istihbarattaki koordinasyonun PKK'yı köşeye sıkıştırdığı değerlendirmesi yapıldı. MYK'da, PKK'nın dağa adam çıkarmakta giderek zorlandığı, ayrıca Arap baharı ve Suriye'deki gelişmelerin de terör örgütünün ummadığı şekle büründüğüne işaret edildi. Toplantıda; yurt içi ve sınır ötesi nokta operasyonlarda büyük kayıp veren PKK'nın silah bırakmak için masaya oturmaktan başka çaresi kalmadığı belirtildi. Bu sebeplerle PKK'nın terörün sonlandırılması konusunda başlayan yeni süreci sabote etmeyi göze alamayacağı vurgulandı.
Bundan sonraki süreç ise, şöyle gerçekleşecek: "Tek muhatap İmralı olarak kabul edilecek. Avrupa ve Kandil ile sadece İmralı'nın mesajlarının iletilmesi ve nabız yoklanması noktasında bağlantı kurulacak. Hükümetin atacağı adımlar, sadece 2023 vizyonundaki bu konuya ilişkin düzenlemeler ile sınırlı kalacak. Türkiye'nin kırmızı çizgilerinden taviz verilmeyecek. Türkiye'nin üniter yapısı kesinlikle pazarlık konusu yapılmayacak. Oslo görüşmeleri ile başlayıp Habur kazası ile kesintiye uğrayan süreçte benzer hatalara düşmemek maksadıyla her şey şeffaf olacak. Bütün temaslar, kamuoyu gözü önünde yürütülecek." MYK'da ayrıca; Kürt meselesinin çözümü ve terörün sonlandırılmasının sadece AK Parti veya hükümetin konusu olmadığı, bütün siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin elini taşın altına koyması gerektiği görüşüne de varıldı.