Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Filistin’e garantör olmak için hazırız

Düzenleyen: / Kaynak: HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Filistin’e garantör olmak için hazırız

GÜNDEM Haberleri  / HABER MERKEZİ

Filistin- İsrail probleminin çözümüne ilişkin temaslarını anlatan Dışişleri Bakanı Fidan, “Bölge ülkeleri sorumluluk üstlenmeli. Temaslarımız Türkiye’nin önemini artırıyor” dedi.

AKİF BÜLBÜL'ÜN HABERİ - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin-İsrail meselesinde kalıcı barış için bölge ülkelerinin sorumluluk üstlenmesi ve uluslararası toplumun İsrail’e baskı yapması gerektiğini söyledi. Filistin’e garantörlük konusunda Türkiye’nin hazır olduğunu vurgulayan Bakan Fidan, ancak iki devletli sistemle bölgeye barışın gelebileceğine dikkat çekti. Medya temsilcileri ile biraraya gelen Bakan Fidan Filistin diplomasisinin detaylarını anlattı:

HERKES İÇİN SÜRPRİZ OLDU

7 Ekim’de yaşananlar başta İsrail olmak üzere herkes için sürpriz oldu. Gazze’den diğer tarafa kolayca geçilebilmiş olması, bunun operasyonel sonuçları herkesi şaşırttı. Duvarın belli bölümü yıkıldıktan sonra içeriye, sadece Hamas mensuplarının değil diğer grupların ve sivil unsurların herhangi bir direniş olmadan girebilmesi herkes için bir sürpriz oldu. Aslında bu İsrail güvenlik sistemindeki zaafı ortaya çıkaran, uzun yıllar tartışılacak bir konu. 7 Ekim’e hangi şartlar yol açtı? Bunu da belki ayrıca konuşmak gerekiyor. Bu zaten meselenin bütününü oluşturuyor. Biz 7 Ekim’de ve müteakip süreçte, sivilleri hedef alan hiçbir eylemi tabii ki tasvip etmiyoruz.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Filistin’e garantör olmak için hazırız

YOĞUN TEMAS TRAFİĞİ

İsrail geçmişte de yaptığı gibi, misilleme yaparken yine hiçbir ayrım gözetmedi. İsrail operasyonlara başladığında biz, gerek Amerikalılara, gerek İsraillilere, gerek diğer taraflara sivillere yönelik tavırdan ciddi endişe duyduğumuzu belirttik. Akabinde tabii ki yoğun bir görüşme ve seyahat trafiği başladı. Amerikalıların talebi üzerine defalarca muhataplarımızla ve başka ülkelerle görüştük. Mısır’a gittik. Lübnan ve Cidde’ye gideceğiz. Cumhurbaşkanımızın yoğun temas trafiği var. Bakanlık olarak bizim ve istihbarat birimlerinin temasları var.

İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM

Çalışmalarımızı iki ana eksen üzerinde sürdürüyoruz. İlki, sivillere yönelik saldırıların durması, Gazze’ye insani yardımın girmesi ve sivillerin mümkün olduğunca az etkilenmesine yönelik muhataplarımızla neler yapabiliriz, onun çalışmaları var. İkincisi bunun yaygınlaşmaması için ne yapmamız lazım? Bu kriz kalıcı bir barış için fırsata dönüştürülebilir mi? Bu fikri sürekli muhataplarımıza aktarıyoruz. Sistem içerisinde bazı görüşleri de, tedavüle sokmaya başladık. Özellikle hep şunu söylüyoruz: İsrail bugüne kadar iki devletli çözüm sürecini askıya aldı. Filistinlilerle değil, diğer Arap ülkeleriyle barış yapmayı kendisine esas meşguliyet edindi. Çünkü onların perspektifinde sivil Filistin devleti yok. Amerikalılarla yaptığım görüşmede de gündeme getirdim, onlar da, “Biz de iki devletli çözüm istiyoruz” diyorlar. Ama İsrail, eleştirilere aldırmadan kendi politikalarını ilerletmeye alışkın bir ülke. Sonuçta hiçbir yaptırım yok.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Filistin’e garantör olmak için hazırız

GARANTÖRLÜK MESELESİ

Uluslararası toplumun İsrail’i iki devletli çözüme zorlaması gerekiyor. Filistin tarafına garantör olacak ülkelerin bölgeden olması gerek. Buna Türkiye de dahil.  İsrail için de başka ülkeler garantör olsunlar. Her iki tarafın da mutabık kalacağı bir antlaşmaya varıldıktan sonra, garantör ülkeler sorumluluk üstlensin. İsrail bölgede kalıcı barış  ve kendisinin de güvenliğini istiyorsa Filistinlilerin bir devleti olmalı. Aksi taktirde Amerika ve Batı’nın askerî-siyasi desteğiyle belirli bir miktar caydırıcılık olur, güvenlik sorununu sadece ötelersiniz. Kendisini sürekli emniyete alma adına sürekli başkalarına zulüm etme, şiddet uygulama ihtiyacı hissedecek. Bu sarmal sürecek.

BÖLGE ÜLKELERİ SORUMLU OLMALI

Garantörlük meselesini tartışmaya açmadık, ama ana fikir olarak şu anda ortaya koyuyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında da dillendireceğim. Daha iyi teklifler varsa onları da değerlendiririz. Önemli olan bu krizi vesile bilerek iki devletli çözümü hayata geçirmek için adım atmak, bölgeye kalıcı barışı getirmektir. Çıkış noktamız şu: Bu konunun sorumluluğunu, bölge ülkeleri üstlenmeli. Yani eğer Filistinliler içerisinde bu anlaşmanın hilafına davranacak olanlar varsa, bu ülkeler tavır koymalı. Yani tersi de diğer taraf için de olmalı. Bu perspektif geliştirilebilir.

TÜRKİYE’NİN ÖNEMİ

Çin Dışişleri Bakanıyla da konuştuk. Yaptığımız görüşmelerin yüzde 95’i karşı tarafın talebi üzerine oldu. Bu aslında Türkiye’nin önemini, ülkemizin görüşüne duyulan ihtiyacı ortaya koyan bir durum. Çinliler ve Ruslar, BM Güvenlik Konseyi üyesi oldukları için onların ortak bir tutumda anlaşıp bir şey çıkarması önemli. Çin’in geçmişe kıyasla bölge meselelerine daha aktif ilgi duyması da dikkati çeken bir durum. Filistin meselesinde görüşlerimiz büyük bir ölçüde örtüşmekte. Bizim görüşlerimiz zaten evrensel doğruları yansıtıyor. Aslında temel problem uluslararası sistemin somut bir pozisyon geliştirememesi. Bu problemin aşılması için çalışıyoruz.  ABD merkezli sistem, kendi hilaflarına bir pozisyon olduğu zaman savaş öncesinde hemen yaptırım vesaireyi gündeme getiriyor. Ama işin içinde İsrail varsa, yıllardır kınamadan öteye geçilemiyor.

Düzenleyen:  - GÜNDEM
Kaynak: HABER MERKEZİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...