Üçüncü Dünya Savaşı kapıda: Küçük bir kıvılcım her şeyi mahvedebilir...

Batı’nın Ukrayna’ya yönelik destek açıklamalarına Rusya tepkisini sürdürüyor. Moskova “3. Dünya Savaşı yaklaşıyor” dedi. Uzmanlar da “Nükleer hesaplaşma yaklaşıyor” yorumunu yaptı.
YILMAZ BİLGEN'İN HABERİ - Kuzey Atlantik Paktı’nın (NATO) Vilnius’ta yapılan zirvesi ‘Üçüncü Dünya Savaşının ayak sesleri’ olarak değerlendiriliyor. Yapılan açıklamalara paralel Çin ve Rusya ile kesişme noktalarında sürekli yükselen tansiyon, tehdit dozu zirveye çıkan tatbikatlar, soğuk savaştan sıcak çatışma atmosferine geçiş olarak yorumlanıyor.
Görüşlerine başvurduğumuz İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu “İkinci soğuk savaşı çoktan başlamıştı. NATO’nun son askerî planlaması dünya geneline yayılmış bir savaş pratiği niteliği taşıyor. Madrid’in ardından Vilnius’ta sergilenen tavır ciddi ve köklü bir dönüşümün teyididir. Bloklaşmalar ve cephe hattını tahkimat çok net" dedi.
"SİNİR UÇLARI HASSASİYET KAZANDI"
"Küresel ortakların zirveye katılması gerilimin katmerlenerek büyüyeceğini gösteriyor" diyen Oğuzlu, şu ifadeleri kullandı: "Euro-Atlantik ve Hint-Pasifik konsepti yeniden dizayn ediliyor. Bu noktada nükleer endişenin çok daha baskın hâle geldiğini bütün dünya görmek zorunda. Sıcak çatışmaya dair sinir uçları çok daha fazla hassasiyet kazandı.
Küçük bir kıvılcım her şeyi mahvedebilir ve geleneksel yöntemler yanında savaş, nükleer bilek güreşine evrilebilir. Ukrayna ile NATO üyeliğini görüşmek dahi yeterli neden. Putin’in Rusyası bu açıdan büyük belirsizlikler ve sürprizler ülkesi. Batılı güçler bu potansiyeli hesap etmek zorunda ve zannımca ediliyor."
"CİDDİ BİR SIKIŞMIŞLIK HALİ VAR"
ABD öncülüğündeki Kuzey Atlantik Paktı’nın Rusya karşısında kuvvetli durarak Çin’i caydırmaya çalıştığı tespitinde bulunan Tarık Oğuzlu “Çin bilinçli bir biçimde dünya kamuoyunda şiddet yanlısı ve güvensiz bir ülke olarak gösteriliyor. Bu bir pasifizasyon yöntemi olarak kullanılıyor. Öte yandan olası savaş durumunda Rusya-Çin-İran üçlüsünün bir blok olarak hareket etmemesi adına yoğun çaba sarf ediliyor. Çin mevcut konjonktürde çok rahat bir ülke değil. Ciddi bir sıkışmışlık hâli var” ifadelerini kullandı.
TERCİHE ZORLAYABİLİRLER
Prof. Dr. Oğuzlu “NATO’da değişen tavır ve atılan adımlar yeni döneme dair irade beyanı ve bu noktada uzun süredir Rusya ve Batı arasında kilit rol oynayan Türkiye’yi de tercihe zorlayabilir. Rusya ile 60 milyar dolar olan ticari yoğunluğa karşı AB ile 200 milyar dolarlık alışverişi olan Türkiye şu ana dek iyi götürdüğü denge politikasını iki kutupluluğun keskinleşmesi hâlinde rezerv etmek zorunda kalabilir. Bu noktada Türk dış yatırımının yüzde 70’lik diliminin Avrupa merkezli olması da önemli unsur” dedi.
RUSYA NÜKLEER HAZIRLIKLARINI ARTIRDI
Rusya uzmanı Tuğrul Çamaş ise, Rusların taktik nükleer başlıklarla kara ve hava tatbikatlarını artırdığını kaydetti. Çamaş, şu değerlendirmelerde bulundu: "Rusya son dönem özellikle havadan nükleer başlıklarla yaptığı savaş tatbikatları ile çok açık mesaj veriyor. Öte yandan Beyaz Rusya’ya başlık yerleştirme işlemlerinde de ciddi artış var. Her ne kadar psikolojik üstünlük Batı’da olsa da Rusya çok ciddi bir tehdit.
Sınırları çizilmiş bir nükleer çatışmaya hazırlıklı olmak zorundayız. Şu an Karadeniz ve Baltık NATO gölüne dönüştü. Her ne kadar lokalize edilmiş bir savaşa şahitlik etme ihtimalimiz yüksek olsa da farklı gelişmeler de yaşanabilir. Son Wagner olayı Batı’yı cesaretlendirdi ve Vilnius zirvesi tarihî dönüm noktası. Vilnius, tesadüfen seçilmedi. NATO güvenlik konsepti çerçevesinde özellikle tercih edildi. Çevreleme kuşağı geleneksel refleks. İlk olarak 1950’lerin başında güneyden SSCB’yi kuşatma stratejisinde Yunanistan ve Türkiye aktif rol alırken şu an Finlandiya ve İsveç kuzey kuşatma kalkanının ana hattı oldu."