Hannibal katliamı! Katil İsrail alışkanlıklarından vazgeçmiyor
7 Ekim’de hedef ayırmadan ateş edip kendi vatandaşlarını bile kömüre çeviren İsrail, “Kaçıranı da kaçırılanı da öldür” diye tarif edilen Hannibal Protokolü’nü devreye sokmakla eleştiriliyor.
İsrail’in Gazze vahşetine gerekçe gösterdiği “müzik festivali katliamı”nı büyük oranda kendi ordusunun yaptığının ortaya çıkmasının yankıları sürüyor. Son olarak İsrail basını gerçeği ifşa edip hükûmeti hedef aldı. Haaretz gazetesi, 7 Ekim’de Hamas’ın saldırısına müdahale eden bir İsrail savaş helikopterinin müzik festivalindeki sivilleri de vurduğunu yazdı. Gazete haberini polis kaynaklarına dayandırdı. İsrail’in Yedioth Ahronoth gazetesi de o gün İsrail Hava Kuvvetlerinin ayrım yapmadan vurduğunu duyurdu.
ASILSIZ HABER ÜRETTİLER
364 kişi öldüğünün belirtildiği olayda İsrail’in parmağının olması Filistinlileri hareke geçirdi. Filistin Dışişleri Bakanlığı “İsrail basınına göre polisin yaptığı soruşturma sonucu, bir İsrail helikopterinin, 7 Ekim’de Gazze sınırındaki İsrail şehirlerine sızan Hamaslılarla birlikte bölgede düzenlenen bir festivale katılan sivillere de ateş açtığı ortaya çıktı. Bu demek oluyor ki, İsrail polisinin ve ordusunun herkesi öldürmesine imkân tanıyan Hannibal Protokolü devreye sokulmuş ve yerleşim birimlerinin olduğu bölgede büyük bir yıkım gerçekleştirilmiştir” açıklamasını yaptı. İsrail’in, Gazze’ye saldırmak için asılsız haberler ürettiği belirtilen açıklamaya İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu cevap verdi. Katilbaşı Netanyahu “Abbas ‘Hamas katliamının’ varlığını inkâr ediyor ve bu kabul edilemez” dedi.
KORKUNÇ EMİR
Tartışma, İsrail’in 20 yıl boyunca uyguladığı Hannibal Protokolü’nü yeniden gündeme getirdi. “Korkunç emir” orduya bir askerin kaçırılmasını önlemek için gerekli her türlü eylemi yapmasına hatta kaçırılanla birlikte kaçıranın da öldürülmesine izin veriyor. İşgalci İsrail, bir “iç angajman kuralı olan” protokolü 1986 yılında hazırlandı.
REHİNE TAVİZ DEMEK
İsrail ne pahasına olursa olsun vatandaşlarının Hamas’ın eline geçmesine engel olmaya çalışıyor. Çünkü, rehineleri Filistinli mahkûmlarla takas etmek mecburiyetinde kalıyor. Siyonist yönetim, yarım asırda birçok defa esir takasına girdi. 2011’de Hamas tarafından kaçırılan İsrail askeri Gilad Şalit’in serbest bırakılması karşılığında 1.027 Filistinli mahkûm serbest bırakıldı. 2014 yılında Teğmen Hadar Goldin uğruna Gazze günlerce bombalandı. Savaşta yüzlerce kişi öldü. İsrail, yedek askerlerinin yoğun eleştirileriyle karşılaşınca 2016 yılında uygulamadan vazgeçtiğini duyurdu. Ancak 7 Ekim’de İsrail’in hedef gözetmeksizin kaçanları savaş helikopterleriyle ve toplarla vurduğunun belirlenmesiyle siyonist yönetimin protokole yeniden başvurduğunu gözler önüne serdi.
BÜYÜK TRAVMA OLUŞTURDU
Filistinliler, tarihlerinde ilk defa bu kadar çok sayıda İsrailliyi rehin aldı. Bunun siyonist yönetim üzerinde büyük travma oluşturduğu belirtiliyor. Rehinelerin ailelerinin baskısıyla karşılaşan Netanyahu yönetimi, pazarlık yapmaya mecbur kaldı. Ara buluculuk yapan Katar, esir takası için küçük zorluklar kaldığını bildirdi. İsrail medyası, rehinelerin akrabalarıyla temasa geçen yetkililerin “Müzakerelerde önemli ilerleme kaydedildi” dediğini yazdı. Anlaşmanın bu hafta içinde gerçekleşmesi bekleniyor. Ancak İsrail’in ne kadar Filistinliyi serbest bırakacağı bilinmiyor.