Yeter onurlandırdığınız, düşün yakamızdan!

Yeter onurlandırdığınız, düşün yakamızdan!

YAŞAM Haberleri

Büyük Reis, “Bırakın artık şereflendirmeyi” der, “arabaların kaportasına yazılmak bize bir şey kazandırmıyor. Lisanımızı, alfabemizi, kültürümüzü bitirmişsiniz, eğer iyilik yapacaksanız mazisini öğretin çocuklarımıza!”

İRFAN ÖZFATURA

ABD’nin itibarlı markalarından Pontiac, ismini Kızılderililerden alır. Ottova yerlilerinin reisi Pontiac Obwandiyag’dan.
Reis Pontiac, İngiliz işgaline direnen isimlerden biridir. Potavatomi ve Ocibua kabilesi ile omuz omuza verir, kırmızı urbalıları geriletir.
Ancak İngilizler hilekârdır, kardeşi kardeşe düşürüp güçlerini kırar. Sonunda barış imzalamak mecburiyetinde kalırlar. (1766)
Peki imzayı atınca n’olur?
Sükûnet mi gelir?
Sataşmazlar mı bundan sonra?
Nerdeee? İngilizler, Büyük Reis’i başka kabileden bir yerliye vurdurtur, ortadan kaldırırlar. Aralarına ikilik sokarlar.  Şeflerinin öcünü almak isteyen savaşçıları da pusuya düşürür, acımadan kırarlar.
Zaten hep öyle olur, sömürgeci 1-0 önde başlar maça.
Amerikalı milliyetçiler, İngilizlerden kurtulunca Michigan eyaletindeki bir şehre Pontiac adını koyar. General Motors da otomobillerinden birini Pontiac markasıyla arz eder piyasaya.

Yeter onurlandırdığınız, düşün yakamızdan!

TAHOE, MOJAVE
Tahoe dipsiz bir göldür, derinliği 500 metreyi aşar, kuyu gibidir adeta. Etrafı sarp dağlarla çevrilidir baştan başa. Mojave ise Amerika’nın en alçak çölüdür. Bir tarafı Utah, bir tarafı Arizona. Deniz seviyesinin kat kat altında. Hava daima sıcaktır, sanırsın kızgın tava.
O zor coğrafyalarda ancak kızılderililer yaşar... Bunları niçin anlatıyoruz? Tahoe ismini Chevrolet, Majove’yi de Chrysler kullanıyor.
E isim hakkı filan? Yok daha neler? Onurlandırıyorlar ya!
Otomotivcilerin yanı sıra motorcular da yerli adlarına takar.
ABD’nin ilk iki tekercilerinden “Indian” 1901’den beri yollarda.
Sanırım bu kadar peşrev yeter, dönelim mevzumuza.

KONFORLU KAMYON
2. Cihan Harbi’ni müteakip gemi üreticisi Kaiser Industries, otomotiv işine girmeye kalkar. 60 milyon dolara Willys-Overland’ı satın alır (1953) ve adını Kaiser-Jeep koyar.
Bilahare otomotivci Joseph Frazer ile el sıkışırlar ve AMC (American Motors) iddialı reklamlarla iner sahaya.
Klasik Jeep’ler (küçük CJ-5, bir uzunu CJ-7) çok tutulur. Evet bunlar askerî araçlardır, konforsuzdurlar.
Eğer biraz otomobile benzetilir ve azıcık donanıtılırsa iyi satacaktırlar. Nitekim formika kasalı Jeep Grand Wagoneer büyük talep toplar. Düşünün Enzo Ferrari bile “spor araba” dendiğinde “Jeep”i gösterir dostlarına.
Ancak Kaiser, her yaptığını orduya satan, parasını peşin alan bir sanayicidir, oto piyasasındaki rekabet ve çalkantılar canını sıkar. Fransız Renault işin farkındadır, AMC ile ilgilenmeye başlar. Dönem itibarıyla fiyatlar yüksektir, bekle gör der, hazırlanır kuytuda.
Onlar bekleyedursun Chrysler, tak tak parayı basar, noktayı koyar.
American Motors’u niçin satın aldınız diye sorulduğunda ünlü CEO Lee Iacocca “Çünkü” diyecektir, “Jeep, dünyadaki en bilinen marka.”

Yeter onurlandırdığınız, düşün yakamızdan!

PERŞEMBENİN GELİŞİ...
Nitekim Jeep Cherokee ile büyük bir çıkış yakalar (1984). Sadece 1984 yılında 2 milyar dolar kazanırlar. Firma defalarca kriz yaşayacak, Cherokee ve Voyager sayesinde çıkacaktır çukurdan. Efendim Cherokee de bir Kızılderili kabilesi ve adlarının ticarete alet edilmesinden çok rahatsızlar. Nitekim reisleri Chuck Hoskin Jr. kibarca tavrını koyar.
Şirket sözcüsü  “biz sizi şereflendiriyoruz” dese de gönlünü yapamaz.
Büyük Reis, “Bırakın şereflendirmeyi” der, “arabaların kaportasına yazılmak bize bir şey kazandırmıyor. Lisanımızı, alfabemizi, kültürümüzü bitirmişsiniz, eğer bir iyilik yapacaksanız mazimizi öğretin çocuklarımıza!”
Bu çıkış yüzünden birçok basket takımı ve spor malzeme üreticisi geri adım attı. Tazminatlar ağır zira. Dileriz tatlıya bağlanır. Yoksa 2. perde Touareg’lerle VW arasında.

Yeter onurlandırdığınız, düşün yakamızdan!

GARİP CHEROKEE’LER
Cherokee’ler Georgia, Kuzey ve Güney Carolina, Alabama, Doğu Tennessee havalisinde yaşar.  Yani ABD’nin Avrupa’ya bakan tarafında.
Civarda 4 kabile daha vardır. Çikosavlar, Creek’ler, Seminole ve Çoktavlar (Oklahoma).
Bunlar 18. yüzyılda Avrupalılarla alır satar, hemhâl olurlar. Sanat ve ticaret öğrenir, çıtayı yükseğe koyarlar. Hâkimiyetlerini kabul eden İngiliz yerleşimcilere göz yumar, aralarında barındırırlar. Evlenenler de olur hatta. Kovboylar gibi altıpatları bellerine takar, gürleyen sopaları omuzlarına asarlar. İngilizlerle Fransızlar kapıştığında İngilizleri tutar, Fransızları kovarlar.
Gelgelelim yaşadıkları topraklarda altın bulununca işin tadı kaçar. Sarı dilber İngiliz’in de ayarını bozar. Gördükleri iyilikleri unutuverirler anında.
1830 yılında çıkarılan Kızılderili Tehcir Kanunu’yla (Indian Removal Act) evlerinden yurtlarından olurlar.
Hâlbuki Cherokee’ler metal işleyen, kumaş dokuyan, okuyan, lisanı, alfabesi olan insanlardır. Çadırlarda değil, evlerde yaşarlar.
Bilhassa Oconaluftee Irmağı’nın geçtiği vadiye köşkler konaklar yapar, başı dumanlı Great Smoky Mountains’e bakar hatıralara dalarlar.

Yeter onurlandırdığınız, düşün yakamızdan!

SÜRÜN GİTSİN
Oturup konuşulacak insanlardır ancak Başkan Andrew Jackson yerlileri muhatap almaz. Onları temsil etmeyen birkaç çakal ile anlaşma imzalar ve para yatırır hesaplarına. Şimdi o meblağla değil koca koca eyaletler, dişe dokunur bir mülk bile alınmaz.
Neyse hükûmet kararlıdır, yerlileri umursamaz. Bir gece alayını toplama kamplarına alır. Bilahare Büyük Nehrin (Missisipi) ötesinde alışık olmadıkları platolara sürer.  Yolda nüfuslarını üçte birini kaybetmişler, kimin umurunda?
Bunu “Nunna daul Tsuny- Trail of the Tears” (Gözyaşı Yolu) diye yazacaklardır notlarına (1836).
Bir kısmı soluk yüzlerin elinden kurtulup dağlara sığınır. Tehcire direnir ancak karşılarında orduyu bulurlar. Hoş, onlar da kolay lokma değildir, savaşçıların gözü karadır. İki taraf da ağır kayıplar verir, acılar yaşar.  
Sauk ve Meskvakilerin reisi Kara Şahin (Makataimeshekiakiak) geri dönüp silaha sarılır, ABD ordusunun güçlü topları vardır. Orantısız güç karşısında muvaffak olamaz.

ELİNİN KANIYLA...
Sözde Ermeni tehcirinden bahis açıldı mı Türkiye’ye parmak sallayan ABD’nin notu kırıktır bu konuda.  
Cümle âlem bilir ki, Osmanlıda azınlıklar rahattır. Ermeniler Meclis’te nüfuslarının fevkinde temsil edilir ve birçok sektörü ellerinde tutarlar.
İstanbul’un mutena semtleri Yedikule, Kumkapı, Balat ve Tatavla onların mahallesidir âdeta. Kiliseleri açıktır, mektepleri hastaneleri vardır ve kimse bundan rahatsız olmaz. Güçten düştüğümüz yıllarda ayrılıkçı militanlar Rusların, İngilizlerin, Fransızların oyununa gelir, siyasete alet olurlar.
Aramızda yaşayan Ermenilere bir sorsunlar, Erivan’a gitmek isteyen var mı acaba?
1071’den beri iç içeyiz, Osmanlı istese isimlerini değiştirebilir, lisanlarını bitirebilirdi.
Peki siz kabilesinin dilini alfabesini bilen, atalarının adını taşıyan bir Kızılderili çocuğu gösterebilir misiniz?  Başka sualim yok başkana.

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...