Yaz bir türlü bitmiyor, sıcaklıklar rekor kırıyor! Uzman isim Ocak- Şubat’a dikkat çekti: Büyük sıkıntı yaşanacak
Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve yağışların beklenilenden az gerçekleşmesi barajların su seviyesini olumsuz etkiliyor. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay, sıcaklıklarla ilgili uyarıda bulundu. Kurnaz, Kasım sonundan itibaren ciddi bir şekilde yağmur yağmaması ve ocak-şubat aylarında kar yağışı gerçekleşmemesi durumunda büyük bir sıkıntı yaşanacağı söyledi.
Avrupa Komisyonu'na bağlı Kopernik İklim Değişikliği Servisi verilerine göre küresel hava sıcaklığı bu yıl haziran, temmuz ve ağustos aylarını kapsayan yaz mevsiminde, 1991-2020 yaz mevsimleri ortalamasının 0,66 derece üzerine çıkarak 16,77 dereceyle rekor kırdı ve dünya en sıcak yaz mevsimini yaşadı.
Yaz mevsimi geride kalsa da sıcaklıklar eylül ayında rekor kırmaya devam etti. Eylül ayı küresel ortalama sıcaklık ortalaması, 1991-2020 yılları arasında 15,45 derece olarak hesaplanırken, bu yıl sıcaklığın 16,38 derece ölçüldüğü eylül ayı tarihin en sıcak eylülü, tüm aylar içinde de tarihteki en sıcak 18. ay oldu. Ortalamanın üzerindeki 0,93 derecelik fark, şu ana kadar tüm aylar içinde görülen en büyük sapma olarak kayıtlara geçti.
Eylül ayında rekor kıran sıcaklıklar, kuraklık başta olmak üzere birçok sorunu beraberinde getirirken barajlardaki su seviyesini de olumsuz etkiledi.
SON 10 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYELERİ
İSKİ verilerine göre ağustos sonunda yüzde 29,22 olan İstanbul barajlarındaki doluluk oranı, eylül sonunda yaklaşık 6,5 puan azalarak yüzde 22,7'ye geriledi. Sıcaklıkların eylül sonrasında da ortalamanın üzerinde devam etmesinin etkisiyle 6 Kasım itibarıyla doluluk oranı yüzde 17,31'e düştü.
Bu rakam, geçmiş yılların aynı tarihiyle kıyaslandığında son 10 yılın en düşük doluluk oranı olurken, sıcaklıkların normalden yüksek seyretmesi, eylül ayındaki günlük ortalama su tüketiminin, yaz mevsimi ortalamasının üzerinde gerçekleşmesine neden oldu. İstanbul'da haziran ayında 3,15, temmuzda 3,35, ağustosta 3,34, yaz mevsimi ortalamasında ise 3,28 milyon metreküp olan günlük tüketim, eylülde 3,29 milyon metreküp olarak gerçekleşti.
"SUYUN YÜZDE 4,5'İ, NÜFUSUN YÜZDE 25'İ MARMARA'DA"
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay, İstanbul barajlarındaki doluluk oranlarının yüzde 18'in altına gerilediğini hatırlatarak Marmara havzasında Türkiye'nin suyunun yüzde 4,5'inin bulunduğunu buna karşılık bölgenin, toplam nüfusun yüzde 25'ini barındırdığını belirtti.
Albay, "Trakya'dan, Melen'den su getiriyoruz, yetmeyecek. İstanbul'da barajların tamamı dolu olsa bile 800 milyon metreküpün üzerinde su eder. Burada Türkiye'nin en büyük şehrinden bahsediyoruz ki yılda 1,3 milyar metreküp su kullanıyor yani neredeyse 2 katı su lazım." dedi.
Yağış yetersizliği nedeniyle barajlarda su tutmanın zorlaştığına işaret eden Albay, bu nedenle yolda suyun kaybolmaması için barajların daha yüksek rakımlı bölgelere inşa edilmesi gerektiği görüşünü paylaştı.
“OCAK-ŞUBAT AYLARINDA KAR YAĞIŞI GERÇEKLEŞMEMESİ DURUMUNDA BÜYÜK BİR SIKINTI YAŞANACAK”
Kasım sonundan itibaren ciddi bir şekilde yağmur yağmaması ve ocak-şubat aylarında kar yağışı gerçekleşmemesi durumunda büyük bir sıkıntı yaşanacağı uyarısında bulunan Albay, şöyle devam etti:
"Kuraklıkla beraber İstanbul için herkes Melen Çayı'na güveniyor ama debisi düşecek ve İstanbul daha sıkıntılı günler yaşayacak gibi görünüyor. Baraj havzalardaki sıkıntılar iklim değişikliğiyle birlikte daha da artacağı için İstanbul gibi büyük şehirlerde nüfus planlaması ile su planlamasını birlikte yapmamız gerekiyor. Sadece yağmura güvenmeyelim çünkü kar yağmazsa devasa bir sorun bizi bekliyor. Bunu sürdürmek mümkün değil. Su bitti mi, her şey bitti demektir, bunu anlamamız lazım."
Halk arasında su tasarrufu konusunda hala bir bilinç oluşturulamadığı ve suyun çok ölçüsüzce kullanıldığı eleştirisinde bulunan Albay, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
"Geri dönüşüme muhtacız. Suyun arıtılarak tarımda, bahçelerde, evde kullanılması mümkün. En önemlisi tasarruf olan bireysel tasarruf, büyük bir şehirde 2-3 barajın yeniden kullanılması demektir. Çok küçümseniyor ama ben özellikle diş fırçalarken, yüz yıkarken, tıraş olurken, bulaşık yıkarken, temizlik yaparken, gereksiz tüketimden kaçınarak tasarruf edebileceğimizi düşünüyorum."