Partilere doymuyoruz

“Biz eskiden...” diye başlayan cümleleri ne çok kurar olduk... İletişimin bu kadar hızlı ve sınırsız olması, hassasiyetleri, gelenekleri değiştirdi, dünyanın bir ucundaki bir gelenek birden bizde moda hâline geldi. Dün büyüklerin yanında bahsetmeye utandığımız şeyler, bugün cümle âleme ilan ettiğimiz birer eğlence konsepti olup çıktı.
CANAN ERASLAN
Geçtiğimiz günlerde varlıklı bir ailenin bebeğine 5 yıldızlı otelde şatafatlı bir mevlid organizasyonu yapması ve o bebeğe hediye edilen ‘tek taş yüzük’ sebebiyle yeniden toplumdaki dejenerasyon girdi gündemimize... Günlerce tartıştığımız, bu konuda bile toplum olarak ikiye ayrıldığımız görüldü ama asıl mesele toplumun hemen her kesiminde çılgınlık boyutuna ulaşan ‘parti’ telaşı... Nelerin partisi yok ki?!
Doğum günü, söz, nişan, kına gecesi, düğün için yapılan eğlenceler yıllardır var da amiyane tabirle bunların da suyu çıktı. Bunları abartmakla da kalmadık üstelik. Ekledik de ekledik yenilerini.
Evlilik teklifi, söz, nişan, bekârlığa veda, gelin hamamı, düğün, ‘after party’ denilen, düğün sonrası eğlence...
Evlilikle ilgili törenler bitiyor, sıra bebekle ilgili eğlence dizisine geliyor. Önce ‘kız mı erkek mi?’ partisi...
Ardından bebek doğmadan birkaç hafta önce ‘bebek geliyor’ partisi. Bebek doğdu, hastane odası, evine hoş geldin partisi, 6 ay kınası, diş buğdayı...
Kutlama çılgınlığı öyle boyutlara geldi ki, evlilik teklifinden tutun da, ‘dişim çıktı’ kutlamasına kadar her şey için bir organizasyon fiyatı var. Bunların fiyatı da ortalama 1.000 liradan başlıyor, üst sınırı olmaksızın yükseliyor da yükseliyor...
EVLİLİĞE GİDEN SÜREÇTE HER ADIM BİR KUTLAMA
Daha birkaç yıl öncesine kadar ‘Allah’ın emri, peygamberin kavli’ ile başlayan cümleler kurulur ve kız ailesinden istenirdi.
Şimdi ise isteme faslının öncesinde başlıyor gençler partiye. Dizilerde havai fişekli, bol sürprizli evlilik tekliflerini neden almasın ki genç kızımız? O da istedi. Bunu fırsat bilen organizasyon şirketleri paçayı sıvadı, törenler hazırladı. Boğazda, dağ başında, göl üzerinde, teknede, trende, uçakta... Aklınıza neresi gelirse, nasıl olursa...
Erkek organizasyon şirketine 1.500 liradan başlayan bir bedel ödüyor. Buna yemek, havai fişek, mumlar, fotoğraf çekimi dâhil ama yine yerli ve yabancı dizilerle ‘olmazsa olmazımız’ hâline gelen ‘tek taş yüzük’ hariç. Genç kız teklifi alacağı yere giderken sözde habersiz ama giyimi, makyajı ile acemi oyuncu edasıyla yaptığı şaşırma hareketleri konumuzun dışında tabi...
İsteme, söz nişan
Yukarıda dediğim gibi... İsteme artık sadece ‘lafta’ kaldı. Çünkü erkek tarafının kızı istemeye geleceği gün, kız evinde söz masası bile hazırlanmış oluyor. Büyük ihtimalle yine organizasyon şirketi tarafından... Genç kız ve erkeğin isimlerinin yazıldığı kurabiyeler, balonlar, yaldızlı ve yıldızlı süslemeler... Damat adayına özel kahve fincanı, çekilen fotoğraf ve videolar da yine aynı organizasyonun bir parçası. Bu kadar eğlenceden sonra yine kız tarafından organize edilen nişanlar var ki, bu kadar eğlencenin arasında nişanların sönük kaldığını bile söylemek mümkün.
Yüksek yüksek tepelere...
Eskiden, aslında çok da eskiden değil, 15-20 yıl öncesinden bahsediyoruz. Kına geceleri genç kızın anne evinde kaldığı son gecesinde yapılırdı. Sadece kadınların katıldığı kına gecesinde küçük eğlence, biraz ikramın ardından “Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar” diye başlayan, ağlama garantili türkü eşliğinde kına gelirdi. Hüznü biraz dağıtan ise, kayınvalideye “gelinin elini açmıyor” şeklinde söylenen şaka ve minik hediye olurdu.
Sonra bu kına geceleri ertesi gün düğün var diye, bir hafta önceye alınmaya başlandı. Ardından evin dışına çıktı. Tutulan salonlar, organizasyonlar moda oldu. 10-15 yıl evvel çok ünlü iki ailenin çocuklarının evlenmesinden önce büyük bir otelin bahçesinde saray eğlencelerini andıran, atlar, tahtırevanlar eşliğinde şatafatın tavan yapmasıyla haftalarca konuşulan kına gecesinden sonra, toplumun her kesiminde benzer kutlamalar başladı. Davullu, dansözlü büyük kutlamalarla, hiç âdet olmadığı üzere damadın da kına gecesine katıldığı eğlence günleri hâline geldi o güzelim kına geceleri... Şimdi organizasyon şirketleri fiyatı da, eğlence ve şatafatı da artırdı. 3 bin liranın altında kına yok.
Bekarlığa veda
Biz bunu yine filmlerde gördük. Özellikle yabancı filmlerde. Fakat son yıllarda ülkemizde evlenecek erkekler arasında epey yaygınlaşmıştı. Son birkaç yıldır da kızlar arasında çılgınlık gibi yayılıyor. Yemekler, ikramlıklar, eğlenceler, herkese hediye edilen duvaklı taçlar, gelinin fotoğrafından yapılmış maskeler, en ünlü eğlenceler arasında... Tabii bir de sırtında isimler yazılı sabahlıklar var... O sabahlıklarla, tüylü terliklerle sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar var.
Düğün ve ‘after party’ eğlencesi
Düğünler herkesin bütçesine, geleneğine ve ‘Onda var, bende neden olmasın’ türünden dayatmaların çerçevesinde gerçekleşiyor. Yine son dönemin modalarından biri de nikâh ve nikâh sonrası eğlence... Ya da masraftan kaçınmayanlar hem iki ailenin bütün taraflarının katılımıyla dev düğünler yapıyor, hem de ardından sadece çiftin yakın arkadaşlarının katıldığı ve İngilizcesi ‘after party’ olan düğün sonrası eğlencelere koşuyorlar. E tabii o da ayrı masraf kapısı. Gelinin rahat hareket edeceği gelinlik, rahat ayakkabı, katılanlara verilen hediyeler...
BEBEK TÖRENLERİ DÜĞÜNÜ ARATMIYOR
Çiftler evlendikten sonra bebek beklentisi başlıyor tabii. Aradan ister aylar ister yıllar geçsin, bebek müjdesi alındığında başlıyor yeni bir eğlence, kutlama ve parti furyası...
Kız mı, erkek mi?
Geleneklerimizde bebek doğmadan çok fazla hazırlık yapmak yoktu, endişe edilirdi. Şimdi ise daha bebek olacağına dair müjde alındığında başlıyor hazırlıklar, eğlenceler. İlk eğlence, doktorun bebeğin cinsiyetine dair tahmini ile başlıyor. Balona, tahmin erkekse mavi, kızsa pembe konfetiler konuluyor. Balonu patlatan baba adayı, 6 ay sonra doğacak bebeğinin ‘muhtemel’ cinsiyetini öğrenmiş oluyor. Sonra bazen aile içi, bazen arkadaşların katılımıyla eğlenceye devam... 400-500 liradan başlayan bir organizasyon bedeli var.
Baby shower
Bu da yabancı ülke geleneklerinden devşirme bir kutlama cinsi. Türkçe karşılığı ‘bebek duşu’ ama duşla alakası yok tabii. Doğuma yaklaşık 1-1,5 ay kaldığında yapılıyor. Genellikle anne adayının yakınları ya da arkadaşları tarafından yapılıyor. Anne adayına sağlık dilemek, bebek için hediyeler vermek ve ardından eğlence şeklinde devam ediyor. Mekân, yemek, pasta, kutlama gibi kapsamı genişletildiğinde üst sınır da konulamıyor ama organizasyon bedeli, sadece masa ve süslemelerle bile 500 liradan başlıyor.
Hoş geldin bebek
Doğum fotoğrafçısı, hastane odası süslemesi, bebeğin doğmadan önce konulmuş isminin basıldığı sabun, çikolata, şeker, havlu ve daha onlarca hediyenin yanı sıra şerbet şelalelerinin de olduğu bir kutlama da bebek doğduğunda yapılıyor. 1.500-2.000 lira yine bu organizasyonun başlangıç fiyatı... Hastane çıkışında eve giderken yapılan araba süslemeleri de var ama neyse ki henüz çok fazla yaygınlaşmış durumda değil.
Çocuk için mevlid
Bu da bizim geleneklerimizden biriydi. Bebeğin doğumunu, peygamberimizin doğumunu anlatan Mevlid ile müjdelemek için okunur, bebek için yapılan dualarla son bulurdu. Şimdi ise bol müzik arası şatafatlı törenlerle yapılan organizasyona geldi sıra. Dejenerasyonda sınır yok.
6 ay kınası
Son birkaç yılın bir modası da bu. Bebeğin doğum günü eğlencesine daha yaklaşık 1 yıl varsa, eğlence devam etmeli: 6 ay kınası. Anne ve bebeğe aynı renk ve modelde yapılan bindallılar, taçlar, tüller ve hediyeden oluşuyor eğlence konsepti. Önce bir kına annesi seçiliyor. Adı cici anne. Bebek, cici anne tarafından, davetlilerin oluşturduğu halkanın ortasına getiriliyor, bebeğin el ve ayaklarına kına yakılıyor, oyun havalarıyla eğlence sürüyor.
Diş buğdayı
Yine eskiden ‘diş buğdayı’ diye bir şey vardı. Buğdayın bereketinden hareketle, çocuğun ilk dişi çıktığında yapılan, komşulara dağıtılan bir yiyecek türünden ibaretti. Şimdi ise ‘Müjde Dişim Çıktı’ partisi var. Bebeğe alınan özel giysiler, isminin yazılı olduğu hediyelikler, davetlilerin getirdiği hediyeler ve tabii oyun havaları eşliğinde eğlence, bu diş kutlamasının unsurları arasında. Organizasyon şirketi onu da en ince ayrıntısına kadar düşünüyor. İlk adımlar da hemen hemen dişin çıktığı döneme denk geldiği için bazen ayrı, bazen birleştirilip yapılan partilerle kutlanıyor.
Ve ilk doğumgünü kutlaması
Bebek 1 yaşına giriyor, kolay mı!.. O hâlde eğlenceler başlamalı. 1. doğum günü, mekân seçilmesiyle başlıyor. Kimler davet edilecek, bastırılacak davetiyeye ne yazılacak, ne ikram edilecek? Palyaço olacak mı? Hangi müzikler çalınacak?
Anne ve babanın düğününden bebeklerin 1. yaşına kadar ne yaşanmışsa her anın fotoğrafları mutlaka gösteriliyor davetlilere ilk doğum gününde.
Anne, baba ve bebek için kombinlenmiş kıyafetler, törenin olmazsa olmazı. Seçilen renkte pastalar, kurabi- yeler, balonlar, yaldızlı işlemeler mutlaka olacak.
Davetliler için kahvaltı ya da yemek verilecekse, peçetelere yine isimler seçilen renkle işlenecek ve fotoğraflar çekilip sosyal medyada paylaşılacak. Burada maliyet kişi başına 50 liradan başlıyor ve genellikle 25-30 kişilik organizasyonlar tercih ediliyor. Palyaço, sosis balonlar, yüz boyama etkinlikleri de vazgeçilmeyen etkinliklerden sadece bazıları...