Kendilerini hayra adamış gönüllüler!

Editör:
Kendilerini hayra adamış gönüllüler!
YAŞAM Haberleri

Türkiye Diyanet Vakfı tarafından bugün 3’üncüsü düzenlenen “Uluslararası İyilik Ödülleri’’ İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde sahiplerini bulacak. Bunun için teşkil edilen heyet, 8 ayrı dilde, 1.200 yaşanmış hikâyeyi değerlendirdi. Şüphesiz hepsi ödüle lâyıktı ama biz üçünü anlatabildik anca.

YAZIN ÇOCUKLAR
Muhammed Eyyub, İslamabad’da yaşayan bir itfaiyeci. Bir gün arabaların camlarını silen dilenci bir çocuğa “daha doymadın mı” diyor, “o kadar para topladın, bırakmıyorsun hâlâ!”
Çocuk “bu bir şey değil” diyor “gece hırsızlığa da çıkıyorum ayrıca. Çünkü ben yetimim ve yanında kaldığım akrabam çok para getirmemi istiyor.”
-Sen okudun mu peki?
Çocuk acı acı gülüyor “O tren kaçtı amca!”
Kendilerini hayra adamış gönüllüler!
Hayır diyor ben seni akranlarına yetiştiririm, alfabeden başlıyorlar, dört işlem, havuz problemi derken bir seviyeye getiriyor. Maarif küçük bir imtihanla ilk mektebi bitirmiş sayıyor. Oturtuyor diğerlerinin yanına. Sonra kolu olmayan bir çocuk katılıyor halkaya, onu da okutuyor. Hepsi gönüllü değil tabii, mesela biri tam haylaz, her yol var. Annesi ne olur sahip çıkın diye ağladığı için ilgileniyor. “Bana o kadar ağır küfürler etti ki anlatamam” diyor, “attığı taşlar kafamı yardı hatta. Ama şimdi en büyük yardımcım, yükü omuzlandı âdeta!”
Bu işe 1984’te başlamış, kaç çocuk okuttuğunu kendi de bilmiyor. İçlerinden bazıları düze çıkmış, hangi daireye gitse bir talebesi çıkıyor karşısına.
Kendilerini hayra adamış gönüllüler!
BİRRUH BİDDEM
NEFDİKE YA AKSA

Janna Cihat, Ramallah’ta yaşayan bir küçük hanım. Çok sevimli, çok da becerikli. Mâlum terör devleti İsrail’in vukuatları bitesi değil, elbette çok hadise yaşanıyor. Akranları taşa sarılırken o kameraya yapışıyor, zulmü belgelemeye çalışıyor. Hem çekiyor hem de bir canlı yayın spikeri gibi anlatıyor. Yakaladığı detaylar profesyonelleri kıskandıracak çapta, bütün dünya hayranlık duyuyor ona. Janna, Türkiye hakkında da malumat sahibi. Kudüs’e hizmet eden Kanuni Sultan Süleyman’ı ve Theodor Herzl’i kovan Abdülhamid Han’ı yakinen tanıyor. İstanbul’u çok beğenmiş, bir zamanlar hilafet merkezi olduğunu biliyor. Ancak havaalanında Ankara yolcusu kalmasın denince çok şaşırmış, Ankara’yı Antarktika’da sanıyormuş zira. Kudüs’e bir kere girebilmiş onda da Mescid-i Aksa’ya almamışlar. Hayali ünlü bir gazeteci olmak, yaşanılan çileleri dünyaya duyurmak. Yapar mı? Yapar!
Kendilerini hayra adamış gönüllüler!
DERSİMİZ BARIŞ
Yahya Kamçı. Kendisi muallim. Doğma büyüme Diyarbakırlı. Bir zamanlar kan davasından çok çekmiş. Sağ olsun şehrin kanaat önderlerinden Sait Özşanlı gelip aileleri barıştırmış. O güne kadar sokağa korka korka çıkan taraflar rahatlamış. Samimi dostluklar peydahlanmış, sürdürdükleri husumetin ne kadar manasız olduğunu anlamışlar. Bu iş Yahya Hoca’yı çok sarmış, şimdi nerede bir kan davası, kız kaçırma, alacak verecek hadisesi duysa koşuyor. Şehrin yerlisi ya, kim kimi sayar, kim kimi kırmaz, biliyor. Bitlis’te bir dava olursa Nurşin’e koşuyor, Siirt’te bir niza kopsa doğru Tillo’ya. Bugüne kadar bini aşkın aileyi, aşireti barıştırmayı başarmış. İş kalıcı olsun diye her iki tarafa da Kur’ân-ı kerim hediye ediyor. O Mushaf-ı şerif duvarda asılı olduğu müddetçe sözlerinden dönmeyeceklerini biliyor.

UNUTAMADIKLARI
-Bir genç, kız kaçırmıştı. Kızın ailesi güçlü, iğnenin deliğine girseler onları bulur, cezalandırır. Güya kızın babası “gelsin elimi öpsün” demiş “söz, gelinliği ile çıkaracağım.” Millet oh tatlıya bağlandı derken ben sakın gelinlikten kastı kefen olmasın dedim. Onun çok saydığı bir muhtar vardı, iyiliğini görmüş zamanında. Onu aldım gece vakti kapılarını çaldık. Ailenin erkekleri toplantı halindeler, kesin ikisini de vuracaklar. Muhtarı görünce babasının elleri yana düştü, ben sana hayır diyemem ezgulem. İkisini de affettim gitti, nasibi oymuş diyeceğim bundan sonra!”

BAŞKA HİKÂYELER DE VAR
Yeşil dostu Mustafa Göçer’in, kitap ayracı yapıp katarakt ameliyatı yaptıran Merve Çirişoğlu’nun, sabır taşı ABD’li Susanna Barakat’ın, Ensar gibi Suriyelileri ağırlayan Cavit ve Hafize Etleç’in de dinlenesi hikâyeleri mevcut.

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...