Fakültelerde ders konusu olacak bir hukuk mücadelesi

Düzenleyen: / Kaynak: İHA
Fakültelerde ders konusu olacak bir hukuk mücadelesi

YAŞAM Haberleri  / İHA

1999 yılında kazandığı yurtdışında öğretmenlik hakkı, eşinin başörtüsünden dolayı elinden alınan öğretmen Abdullah Yılmaz, iç hukukun tükenmesinin ardından 16 yıl önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM) açılan davayı kazandı. Ancak Millî Eğitim Bakanlığının (MEB) açtığı temyiz kararında Danıştay, AİHM’nin kararını iptal ederek Abdullah Yılmaz’ı 2’nci kez mağdur bıraktı.

Bahadır Turgut ESKİŞEHİR İHA

Eşinin başörtüsü gerekçe gösterilerek hakkı elinden alınan Öğretmen Abdullah Yılmaz, tam 20 yıldır hukuk mücadelesi veriyor. 
Filmlere konu olacak olay şöyle gelişti: Milli Eğitim Bakanlığı, 1999 yılında yurt dışında görevlendirilecek öğretmen için sınav açtı. Eskişehir Anadolu İmam Hatip Lisesi Din Kültürü Dersi öğretmeni olan Abdullah Yılmaz sınavda Türkiye ikincisi oldu. Ancak bütün şartları taşımasına rağmen eşinin başörtülü olması ve okula perukla gelmesi gerekçe gösterilerek yurt dışına gönderilmedi.

Hakkında istihbarat raporları hazırlandı
Yılmaz, MEB’in "görevlendirilmeniz uygun görülmemiştir" tebligatıyla karşılaşınca, DSP’li Metin Bostancıoğlu’nun başında olduğu Millî Eğitim Bakanlığı’na dava açtı. Eskişehir İdare Mahkemesi’nden bir sonuç alamayınca davayı Danıştay'a taşıdı. Hakkında dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı yöneticileri istihbarat raporu hazırladı. 2006 yılında Danıştay istihbarat raporlarını delil kabul etti.

AİHM'e gitti ve kazandı
Danıştay’da haksız bulunan Yılmaz, bunun üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitti. AİHM 16 yıl sonra 2020 yılında verdiği kararda, Abdullah Yılmaz’ın haklı olduğuna hükmetti. Millî Eğitim Bakanlığı davayı bir daha Danıştay’a taşıdı. İkinci kez açılan davada Danıştay, AİHM’nin verdiği haklılık kararını yok saydı. Danıştay davacıya bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Görev yapmış gibi sayılması ve buradan doğacak hakları alması istemini ise iptal etti. Bu karara itiraz eden Yılmaz Öğretmen, Danıştay’ın kararında sabit kalması halinde önce Anayasa Mahkemesine ve daha sonra gerekirse yine AİHM’ne başvuracağı belirtti. 
Abdullah Yılmaz, "Ben haklıysam neden haklarımızı vermediler, haksızsam niye bir bölümünü kabul ettiler? Bu Danıştay açısından çok büyük bir eksiklik ve çelişkidir" diye tepki gösterdi.

Davaya 30-40 bin lira harcadı
Sürecin uzun yıllar sonunda eline neredeyse hiçbir şeyin geçmemesinden dert yanan Abdullah Yılmaz, bu zaman zarfı içerisinde harcadığı paralardan dolayı da mustarip olduğunu sözlerine ekledi. 

Mağdur öğretmen "Bin lira gibi komik bir rakam öderken, ben bu davaya 30-40 bin liraya yakın para harcadım. Yani hukuki süreci takip edebilmek için bir devlet memuru olarak oğlanüstü zor süreçlerden geçtim. Kararların tercümesi bile bir dünya para tutarken, eğer ben haklıysam bin lira benim verdiğim mücadelenin ve uğradığım zulmün karşılığı asla olamaz. Alacağım esasen maddi tazminat da yaşadığım bu psikolojik baskıyı asla ortadan kaldırmayacak ancak ‘adalet yerini buldu’ diyeceğim" şeklinde konuştu.

"Gerekirse bir 20 sene daha mücadele vereceğim”
Davanın peşini bırakmayacağını belirten Yılmaz, yurt dışında adalet aramadan bu sürecin noktalanmasını temenni etti. 
Yılmaz, "Adaletin yerini bulmasını istiyorum. 13 Şubat tarihinde bize tebliği edilen Danıştay kararına 15 günlük süreç içerisinde itiraz ettik. Eğer yaptığımız bu itiraza olumlu cevap alamazsak, Anayasa Mahkemesine başvuracağız. Eğer Anayasa Mahkemesinde alamazsak belki yine, ömrümüz yeter mi bilmiyorum, bir 20 yıl daha mücadele vermek üzere AİHM’ye galiba yeniden gideceğiz gibi gözüküyor. Ama temennim gitmememiz. Kendi ülkemizin adaletini güvenerek bu ülke içerisinde adaletin bulmamıza yargıçların yardımcı olmaları arzumuzdur" diye konuştu.
 

Düzenleyen:  - YAŞAM
Kaynak: İHA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...