Yiyeceğim kadar ver bana!

Düzenleyen: / Kaynak: HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
Yiyeceğim kadar ver bana!

Türkiye Cumartesi Haberleri  / HABER MERKEZİ

Abartmaya gerek yok insan bir tas çorba, bir sıkım dürüm, çay simitle de doyar icabında.

İRFAN ÖZFATURA YAZDI - Eskiden erkekler evden ezanlarla çıkardı.  Namazını camide kılar, dükkânını tezgâhını açar, çiftine çubuğuna koşar ya da hayvanları sürer meraya. Güneş bir mızrak yükseldi mi iş hafifler, soluklanırlar, açar heybelerini bir şeyler atıştırırlar. 

Derken kahve ve sigara yayılır, tiryakiler bir şeyler atıştırmak ister altına. Tütün ve “kahve altı” diğerlerini de sarar zamanla. 

Evde kahvaltı güzel bir şey, keşke herkes yapsa… En azından çocuklarınla birlikte oturur iki dıdı bıdı edersin.  Hâl hatır sorar neşeyle başlarsın sabaha. 

İşe okula gittiğinde açlıktan nefesin kokmaz ayrıca.

Kahvaltıda ne yenilebilir ki? Birkaç dilim ekmek, kibrit kutusu kadar peynir, 7 zeytin, kaşığın ucuyla yağ bal, hadi bi de yumurta. Domates biber hıyar her halükârda gider, biraz da zeytinyağı gezdirdin mi mis olur tabağa.

Ancak basın gezilerinde kantarın topuzu kaçar. 

Sizi misafir edenler vilayetlerini metheder, kahvaltılarının gücünden girerler mevzuya. 

Tesis de gelişinizi fırsat bilir, reklâma oynar. Abartır, kabartır, yağdırır âdeta. 

Yiyeceğim kadar ver bana!

BİR TEPSİ KIRK TABAK

Kek, börek, çörek, simit, çatal, açma, poğaça, gözleme, bazlama, pişi, cızlama, akıtma, mıhlama…

Bunların her birinden tadımlık aldığınızı düşünün, yine de çok fazla!

Etçilerin sabahı akşamı olmaz, onlar pastırma sucuk, salam sosis, jambon kavurma yemeden doymaz. 

Bakarsın hem haşlanmış yumurta hem sahanda. Menemenle, omlet yan yana. 

Siyah zeytin, yeşil zeytin, sele, dolma, çizme, kırma. 

Bir kayık tabağa da peynir doğrarlar, örgü peynir, Çerkes peyniri, krem peynir, Mihaliç, İzmir tulum, Erzincan tulum, Kars kaşar, Gönen,

Edirne, Ezine beyaz, yetmedi hellim tava.

Yanında domates biber, hıyar, maydanoz, nane, reyhan, roka.

Güneydoğulular sabah sabah beyran içirir, isot reçeline yumurta kırar, şiş ciğer ısmarlar. Üstüne katmer kaymak helva… Gün henüz doğmamış, cemaat camiyi boşaltmamıştır daha.

TÜFEK Mİ TELEFON MU?

Biliyor musunuz mertliği tüfekten ziyade telefon bozar, mahremiyeti de aşındırır ayrıca. 

Selfie sefilleri dakkada bir ekrana gülümser, şık şık şık sağdan, bik bik bik soldan. Mükellef sofraların başında sırıtıp fakirlere nispet yaparlar. 

Görün bakın, biz neler yiyoruz. Yaaa.  

Tahin pekmez, yağ yoğurt, bal kaymak, fındık fıstık ezmesi, reçel marmelat, çemen salça, kruvasan, kurabiye, krem çikolata. 

Çay getir, çorba getir, sıkma portakal mı dedin alalım o zaman. Kahvem orta olsun, maden suyu yok muydu acaba?

Aksırıp tıksırıncaya kadar tıkınır, böö olursunuz sonunda. Geğirdikçe acı sular gelir ağzınıza. 

Artık yemek görmek istemez, kaldır buyurursunuz garsona. Delikanlı çatal değmemiş tabakları, balları kaymakları üst üste yığar, “bakın atıyoruz” demeye getirir, yani vermiyoruz başkasına!” 

O tabakların her biri filan lira. Cebinizden para çıkmış olsa dibini sıyırır, olmadı sardırtırsınız garsona. 

Ah mümkün olsa da şunlar Afrika’ya yollansa. O çocuklar hayatlarında bir gün olsun doyum tokum yiyip kalksa. Göbecikleri kümbet olsa. 

İSRAF HARAM

Bir kere Müslümanız. Yiyip içmek serbest, israf haram. Ölçülü alacaksın yiyeceğin kadar.

Zor değil ki az al, doymazsan bi daha al. Yemeyeceğini yüklenip çöpe atma. 

Kilosuna dikkat edenlere bakıyorum iki kaşık mısır gevreği, üstüne yarım bardak süt, yanında kuru kayısı, incir, ceviz filan. Ardından bi dilim meyve tamam. Çok da mutlular. 

İyi de adam serpmiş, saçmış, malzeme dolaptan çıkmış. Yemesen sofraya yazık, yesen sana. Belini mezuralar sarmayacak sonra. 

Hatırlar mısınız çocukluğumuzda annelerimiz sahanları ekmekle temizletir attırırdı ağzımıza. “Parlat ki hanımın güzel olsun” derlerdi yarı şaka. 

Şimdi tabağındakini bitirene “aç ulen bu” gözüyle bakılıyor. 

Evet açtım, doydum Elhamdülillah. İlla yemeden atmak zorunda mıyım ya? 

KELLE SAYMACA

Diyelim arkadaşınızın şekeri var, öbürü diyette “biz iki kişilik söylesek de üç kişi yesek kenarda?” 

Olmaz illa kelle sayacak, yesin yemesin çizik atacak pusulaya.

Sonra kalanları çöpe sallayacak, konteyner dolduracak el değmemiş gıdalarla. 

Yok abi, bunlar bize ters, delikanlıyı bozar! 

O tarafta açlar muhtaçlar, bu tarafta diz boyu israf. 

Bir masum mahzun olur, hesabını veremeyiz sonra.

Düzenleyen:  - Türkiye Cumartesi
Kaynak: HABER MERKEZİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...