Sosyal medyayı doğru kullanıyor musunuz?

DUYGU YILMAZ'IN HABERİ - Değişen hayat şartları, yeni teknolojiler ve insanların sosyalleşme ihtiyacı sosyal medya platformlarına olan ilgiyi her geçen gün arttırıyor. Günlük hayatımıza dahil ettiğimiz her şeyde olduğu gibi sosyal medyanın kullanımı konusunda da dengede ve dikkatli olmamız şart. Her ne kadar sosyal medyanın ‘bağımlılık’ kısmı ve olumsuz yönleri karşımıza sık sık çıksa da yaşanan felaketlerde birçok insanın sesini duyurma, birbirine ulaşma ve yardımlaşma aracı hâline geldiği de aşikâr.

Yaşanan iki büyük deprem felaketinde de sosyal medyanın gücüne birçok defa şahit olduk. Enkaz altında kalan çok sayıda vatandaşımız bulunduğu adresi, binadaki konumunu ve sağlık durumunu sosyal medya sayesinde duyurmayı başardı. Çektikleri videolar elden ele yayılarak konumlarının belirlenip kurtulmalarına vesile oldu. Afet bölgelerine gereken giysi ve gıda yardımları için insanlar yine sosyal medya sayesinde buluştu. 

GÖNDERİYİ TEYİT EDİN

Tüm bunların dışında sosyal medyayı muhtemel facialarda doğru kullanmayı öğrenmemiz de gerekiyor. İlk olarak paylaştığınız her bilginin doğruluğunu teyit etmelisiniz. Her yanlış bilgi ve dezenformasyon, yardımın ulaşmasını geciktireceği gibi korku ile paniği de beraberinde getiriyor. Bu sebeple bilgiyi kitlenizle paylaşmadan önce arama motorlarında, haber sitelerinde veya resmî kurumların sitelerinde araştırın. Öte yandan kayıp haberi ya da yardım talebi içeren bir paylaşım yapacaksanız gönderinin köşesine tarih ve saati not etmelisiniz.

Maalesef kötü niyetli kişiler için yer, zaman, durum fark etmiyor. Sosyal medyada tıkladığınız bağlantıların her birinin güvenli olduğunu düşünmeyin. Yardım linki diye tıkladığınız bağlantı ulaşmak istediğiniz kuruluşun taklit bir web sitesi olabilir. Bağlantıya tıkladığınızda yönlendirildiğiniz sayfanın üst kısımda bulunan linkini dikkatle kontrol edin. Böylece yapacağınız yardım doğru yere ulaşabilecektir.

AFEDZEDELERİN YÜZÜNÜ PAYLAŞMAYIN

Günlerdir enkazdan çıkan her canda derin bir oh çektik. Her bir kurtuluşu içimiz sızlayarak paylaştık. Ancak psikologlar sosyal medya üzerinden afeti yaşayan kişilerin kurtulma anlarını paylaşırken yüzlerin gizlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Çünkü ilerleyen süreçte bu görüntüler afetzedelerin karşısına çıkacak ve o korkunç anları tekrar tekrar yaşamasına sebep olacaktır.

ACIYA SAYGI DUYUN

Son yaşanan depremde tüm Türkiye tek yürek oldu. Birçok insan depremzedelerin yanında olduğunu hissettirmek için videolar paylaştı. Fakat insanların felaketi yaşadığı anlara müzik eklenerek paylaşılması, meydana gelen acı olayı psikolojik olarak daha da sarsıcı hâle getirebiliyor. Bu tarz gönderilerde amaç en iyi videoyu paylaşmak ya da like almak olmamalı.

İlgili Haberler

Enkaz altında yaptığı sosyal medya paylaşımıyla hayata tutundu

Sosyal medyada deprem provokasyonu yapan 21 kişi tutuklandı!

***

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

> Ana depremden önce meydana gelen küçük sarsıntılara öncü, sonra meydana gelen ana depremden küçüklerine ise artçı deprem denir. Artçıların şiddeti ve sayısı zamanla azalır.

> Her büyük depremden sonra mutlaka artçı depremlerin olacağını unutmayın. Depremin geçmesini panik yapmadan beklemeye çalışın ve sarsıntıların bittiğinden emin olmadan asla merdivenlere yönelmeyin.

> Evinizde ya da iş yerinizde dolap üzerine konulan her eşyayı deprem anında kayarak düşmesini önlemek için plastik tutucu malzeme veya yapıştırıcılarla sabitlenmesiniz.

> Önemli evraklarınızın (kimlik kartları, tapu, sağlık karnesi, banka cüzdanı vb.) kopyalarını hazırlayarak su geçirmez bir dosyada saklamalı ve ev dışında bir yerde bulundurmalısınız.

> Telefonunuzda her daim muhtemel bir depreme karşı bulunduracağınız düdük uygulaması sesinizi duyurmanıza yardımcı olacaktır.

> Deprem anında kibrit veya çakmak yakmamalı, elektrik düğmelerine dokunmamalısınız.

> Felaketin ardından ilk bilgi kaynağınız resmî kurum ve sivil toplum kuruluşlarının açıklamaları olmalı. Sosyal medyada yayılarak karşısınıza gelen bilgilerin doğruluğu için sabırlı olmalısınız.