'Teknoloji ile insanlığa format atılıyor'

'Teknoloji ile insanlığa format atılıyor'

TEKNOLOJİ Haberleri

Teknoloji artık bir sektör olmaktan çoktan çıktı bir hayat tarzına dönüştü. “Teknolojinin damgasını vurduğu bu yeni çağda insanlığa format atılıyor” diyor ünlü analist Abdullah Çiftçi. Sosyal medya üzerinden düzenli olarak yaptığı analizlerle yaklaşmakta olan dijital tehlikeye dikkat çekiyor.

ÖMER TEMÜR

Herkes teknolojinin nimetlerinden bahsederken o ise dijital tutsaklığa işaret ediyor.  Teknolojinin bir amaç değil araç olması gerektiğini ifade eden Çiftçi, Twitter’da oluşturduğu “çay grubu” ile âdeta tek başına think tank kuruluşu gibi çalışıyor. Analizleri aylık 100 milyon görüntüleme sayısına ulaşıyor. “Kim bu Abdullah Çiftçi?” diyen her ay 1,5 milyon kişi profilini tıklıyor. ABD, İngiltere, Fransa gibi farklı ülkelerden yabancı gazeteciler sık sık onun görüşlerine başvuruyor. Hendek siyasetinden FETÖ darbe girişimine, Afrin operasyonundan Trump’ın atamalarına bugüne kadar yaptığı bütün tespitlerin neredeyse tamamı gerçekleşti. Abdullah Çiftçi savaşlarla darbelerle sadece devletlere değil teknoloji ile yeni bir dijital uygarlık inşa edildiğini söylüyor. Çiftçiye göre merkezinde yapay zekânın, nesnelerin internetinin, Blockchain’in kripto paraların bulunduğu bu yeni çağ, köleliği de beraberinde getirecek. Çiftçi ile teknolojinin görünmeyen yüzünü ve tasarımcılarını konuştuk.

Analizlerinizde hep yeni bir çağdan bahsediyorsunuz. Dünya nereye gidiyor?
Evet. Dördüncü sanayi devrimi (otonom üretim) ile dünya yeni bir çağa yani “dijital çağa” girdi. Dijital çağ, diğer tüm sanayi devrimlerinden farklı olarak dünya tarihine, insan hayatına, fıtratına, sosyalleşmesine, psikolojisine, dinler tarihine, diller tarihine, kültürlere, para kavramına, vatandaşlık tanımına, devlet tanımına ve insana ait her şeyin tarihine format atacak nitelikte bir devrimdir. Dünya dijital çağ ile geçmişini sıfırlayıp yeni döneme giriyor.

Yani teknolojinin bir araç olarak değil amaç olarak kullanıldığını mı söylüyorsunuz?
Teknoloji kullananlar için araç ama dünyaya yön veren üreticiler, tasarımcılar için ise amaçtır. Teknoloji kendiliğinden gelişmez, teknolojiye yön veren arka plandakiler neye inanıyor, neyi hedefliyor ve nasıl çalışıyorlar bilmek gerek. Dijital dünya kurgucuları tez olarak bir teknolojiyi ortaya atıyor sonrasında ise dünyanın farklı ülkelerinde bu teze paralel olarak kopyaları veya geliştirilmiş uygulamaları görüyoruz. Dijital çağ ile “dijital uygarlık” tasarımı yapılmak isteniyor. Şu an projeler adım adım uygulanmaktadır. Tüm dünya insanın aynı dijital kültürle yetişmesi, aynı dil, aynı yeni bir din, tek devlet (dijital devlet) altında birleştirme tasarımı var.

Bu yeni çağa bir ad vermek isteseydiniz ne derdiniz?
Yeni çağı “dijital uygarlık” ve “teknolojik kölelik çağı” olarak tanımlayabiliriz. Köleleştirilmiş, sistem dışına çıkanın cezalandırılacağı yeni dünya düzeni.

Dijitalleşme insanı köleleştiriyor mu?
Dijital çağı kurgulayanların amacı Allah’ın yarattığı dünyayı ve insanı kontrol etmektir. Ölümü, doğumu, insan fıtratını, yaşama şeklini, düşünme şeklini kontrol ederek hakikati sorgulayan, araştıran özgür insan yerine beynine müdahale edilebilen, vücudu hacklenebilen insan modeli üretme peşindeler. Dijital uygarlık döneminde smart şehirler (akıllı şehirler) ile insanın yatak odası, nefes alması dahil her şeyini kontrol etme için geliştirilen projeleri görüyoruz. İnsanı akıllı cep telefonları, kameralar ve bilgisayar ile konuştuğunu dinleyen, hareketlerini izleyen bir düzenek var. Ama vücuda takılacak biyometrik çip ile insan vücuduna, biyokimyasal aktivitelere, hormonlarına ve yaşamına, ölümüne direk müdahil olmak, kontrol etmek istiyorlar.

YAPAY ZEKÂ TARAFINDAN FİŞLENİYORUZ
Her şeyi kontrol eden bir güç karşısında kontrol edilen insandan mı bahsediyoruz?

Zaten bu dijital dünya düzeninin özünü oluşturuyor. Sistemin sahipleri tüm insanlığı kontrol etmek istiyor. İnternet, akıllı telefon kullanan insanlar zaten yapay zekâ tarafından fişleniyor. Gelecekte en tehlikeli insan “dijital dünyada kaydı olmayan” insan olacaktır. İnsanlık kırsaldan kopartılarak, ayağı topraktan kesilip mega şehirlere yani dijital dünyanın kontrol alanına toplanacak.

Çip takmak da zorunlu olacak mı?
Akıllı bir insan kendine “biyometrik çip” takmaz ama öyle olacak. Örneğin 2017 yılında İsveç merkezli Epicenter isimli bir şirket çalışanlarına pirinç tanesi ile benzer boyutta olan mikroçipi, el derisinin altına şırınga aracılığıyla yerleştirilme zorunluluğu getirdi. ABD’de bulunan Three Square Market firması biyometrik çipleri gönüllü taktıran çalışanlara birçok kolaylık sağlayacağını duyurdu. Önümüzdeki yıllarda dünyanın önde gelen büyük şirketleri çip taktırmayanların işine son verecek.

DİJİTAL DÜNYANIN AKÇESİ BITCOIN
¥ Dünyada Bitcoin ile başlayan bir sanal para fırtınası yaşanıyor. Paramızı elimizden alacaklar mı?
Dijital dünya düzeninin parası “kripto para” olacak. 2009 yılında ilk Bitcoin ile sahneye çıkan kripto paralarının sayısı şu anda 10 bine yaklaşıyor. Henüz deneme ve izlenme sürecinde. Dünyanın mevcut finans düzeneğine sahip olanlar dünyada rezerv para olarak kullanılabilecek bir kripto parayı gündeme getirecekler. Kripto para fikrinde ana amaç paranın tam kontrolü. Önce altına ve gümüşe endeksli bir kripto para çıkarmak sonra altın ve gümüşü bu paranın arkasından çekmek. ABD doları altına endeksli iken 1971 yılında altına endekslilik hâli kaldırılmıştı. Kripto parada da insanların elindeki altın gümüşleri toplayacaklar. İnsanımızın daima herhangi bir ihtiyaca karşı yastık altında nakit parası veya altını var. Bir olay olduğunda parasını alır istediği yere gidebilir. Ama kripto para döneminde hiçbir şey yapamaz. Gelecekte sistemi kontrol edenler örneğin “artık tek çocuk yapılacak, uymayanların sanal hesabı kapatılacak” derse buna kim engel olabilir. Kripto para olayında önemli bir durum da, vatandaş ile devlet arasında önemli bir bağ olan para kavramını devletlerin elinden almak.

DOLARIN YERİNİ KRİPTO PARA ALACAK
¥ ABD’den dijital para hamlesi gelecek mi? Bunun işaretlerini görüyor musunuz?

ABD’de merkez bankasına yön verenler dolar yerine yeni bir kripto para peşindeler. Dünyada her gün yeni bir kripto para piyasaya sürülüyor fakat zaman içerisinde dijital dünya kurgucularının izin verdikleri ayakta kalacak. ABD dolarının yerini kripto para alacak ve ABD’nin buna engel olması mümkün değil.

BLACK MIRROR HER ŞEYİ ANLATIYOR
Dünyanın gidişatını sizce hangi bilim kurgu filmi en güzel şekilde anlatıyor?
Dijital dünya düzenini en iyi anlatan Black Mirror dizisi. Robot Chappie isimli film ise insanın “teknik” olarak yaşatılmasına güzel bir örnektir. “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” filmi de aslında ne yapmak istediklerini açıklıkla belirtiyorlar. İnsanlar Matrix, Interstellar, The Terminator, Ex Machina, A.I. Artificial Intelligence, I.Robot, Robocop, Alpha Go gibi filmlerle dijital uyarlığa hazırlanıyor.

BLOCKCHAIN OLMAZSA VİZE DE YOK
Blockchain ile bütün kurumlar sanal ortama taşınıyor. Burada amaç nedir?

21. yüzyıl dijital dünyası Blockchain üzerine kurulacak. Blockchain’i dünyanın yeni hukuk düzeni, noteri olarak tanımlayabilirim. Nasıl ki akıllı telefon olmadan telefonumuzdan Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal ağlara giremiyor isek, Blockchain’e katılmadan da dijital dünya için geliştirilen yeniliklerden yararlanamayacağız. Dijital dünya düzenin hayata geçmesi için insanların önce Blockchain’e kayıt olarak “dijital vatandaş” olması gerekiyor. Şu an günde ortalama 100 bin kişi ‘Blockchain’e kayıt yaptırıp dijital dünya vatandaşı oluyor. Örneğin kripto para alabilmek için kayıt yaptırmak gerekir. Kayıt sırasında sanal cüzdan numaramızı ve yüzümüzü gösteren bir video çekip sisteme yüklemek zorundayız. Blockchain tabanlı “onaylanmış pasaport” uygulamasından faydalanmak için ise vergi, finans, adli kayıt, parmak izi, göz retinası v.s. gibi bilgilerimizi sisteme girmeniz . Onaylanmış vatandaşlar havaalanlarında “özel kapılardan” kontrol edilmeden geçip uçağa binecek. Yakın gelecekte seçimler, telif hakları, noter hizmetleri v.s. Blockchain üzerinden olacak.

TÜRKİYE SEÇİMİNİ YAPMAK ZORUNDA
Türkiye’nin teknolojik dönüşümü kavrayabildiğin düşünüyor musunuz?  

Türkiye 24 Haziran seçimleri ile yönetim şeklini değiştirdi. Cumhurbaşkanımızın kamuoyuna açıkladığı yeni yönetim şeklinin kurumları arasında “Dijital Dönüşüm Başkanlığı”da var. Bu başkanlığın olaya sadece ekonomik getiri ve teknolojik faydaları açısından değil gelecek nesilleri yönlendirme misyonunu da üstlenmesi gerekir. Şu an Türkler insanlığın dönüşümünü kavramış görünmüyor. Türkiye ya kendi dijital dönüşümünün yapacak ya da dijital kurgucuların “tek dünya devleti” projesi içerisinde kaybolacak.

YENİ İŞÇİLER ROBOTLAR OLACAK
Robotlar işimizi elimizden alacak mı?

Oxford Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, ABD’de yüzde 47 oranında işin robotların eline geçebileceği açıklanmıştı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) raporuna göre ise OECD üyesi 32 ülkede işlerin sadece yüzde 14’ü, tamamen otomasyona dayalı olması dolayısıyla robotların eline geçme riski açıklanmıştı. Ama dijital dünya düzeninin işçileri kesinlikle yapay zekâ robotları olacak. Dijital Dünya ile muhasebe, hukuk, call center, sigorta, lojistik, aşçılık, finans vs gibi birçok sektörde insanların yerini robotlar alacak.

Robotlarla evlilikler de konuşulmaya başladı. Robot aileler şaka mı yoksa gerçek mi?
Biliyorsunuz robotlara ilk vatandaşlığı Suudi Arabistan verdi. Gelecekte robotlarla evliliğin önünü açmak için şimdiden robot eş fikri gündeme getirildi. Burada temel amaç erkek/kadın fıtratını ve fonksiyonlarını değiştirmek ve isteğe göre yeni bir format atmak. Robotla evlenenlere istedikleri özellikte gen bankalarında üretilen çocuklarla evlat edinmelerini sağlayarak bilinen “aile” yapısını dönüştürme peşindeler.

İLK KONTROL ALTINA ALINACAK ÜLKE ÇİN OLACAK
Çin’in Sosyal Kredi Sistemi uygulamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çin ne yapmak istiyor?

Çin’de yapılan uygulamaları yakından izliyorum. İlk kontrol altına alınacak ülke Çin’dir. Çin’de yeni uygulamaya konan “Sosyal Kredi Sistemine” göre kredisi düşük olan vatandaşların seyahat etmesi, bankadan kredi alması ve otellerde kalması engelleniyor. Yani ya düzene uyarsın ya da şehirden gidersin. Çin’de George Owen’in 1948 yılında yazdığı 1984 romanında bahsedilen düzen, evleri gözetleyen kamera ve sosyal medyada yazılanı anından analiz edip reel polise ihbar eden “yapay zekâ polisi” şu anda uygulamada. Çin’de güvenlik kamerası kayıtlarını izleyerek ‘komşuları gözetleme imkânı’ sağlayan uygulama köylere de yayıldı. Yine Çin’de Skynet uygulaması ile dakikada 3 milyar kişinin yüz taraması yapılabiliyor. Şehirlerde sokakta yürüyen bir kişi ortalama 5 dakika içerisinde bulunabiliyor. Lise, öğrencilerin dersi ne kadar takip ettiğini incelemek için yüz tanıma teknolojisine sahip yapay zekâ destekli kameralar kullanılmaya başladı. Böyle bir ortamda bağımsız, özgür düşünen bir insanın yetişmesi elbette mümkün değil. 21. yüzyılda Çin üzerinden yeni bir dünya tasarımı geliştiriliyor. Bu nedenle Çin’de her insan, her yerleşim birimi tam kontrol edilecek.

BİLGİYE ULAŞMAK PROBLEMİ YOK MESELE ANALİZ YAPABİLMEK
Öngörülerinizde hiç yanıldığınız oldu mu?

Öngörülerimde yanılma değil de henüz gerçekleşmemiş olanlar var. Gerçekleşen birçok tespitim var. Birkaç örnek vermem gerekirse 29 Aralık 2014 tarihli analizimde FETÖ’nün PKK’nın şehirlere inmesi ve başarısız olması durumunda darbeye kalkışacağını yazmıştım. Bunu yazarken Türkiye üzerinde hesap yapanların Türkiye’ye diz çöktürmek için neler yapabilir fikrinden yola çıkmam idi. 15 Temmuz’da saat 18.10’da yaptığım analizde ise “Güvenlik kuvvetleri sokakları sıkı tutsun, ortalık toz duman olacak, NATO’nun şiddetinin tezahürünü sahada göreceğiz” şeklinde bir analiz yapmıştım. Bu analizi ise içeriye bakarak değil yurt dışında Türkiye üzerine hesap yapanların görünürdeki sözde gazeteci özde istihbaratçılarının tavrını okuyarak yapmıştım.  

Doğru analizin sırrı nedir?
Uyku dışında günümün büyük bir kısmı analizle geçiyor. Günlük olarak Çin, ABD, Rusya, Avrupa medyasının gündemini takip ediyorum. Bir haberin hangi ülkede, hangi yayın organında, nasıl verildiğini izleyerek, arka planı hakkında fikir yürütüyorum. Gaibi yüce Allah bilir deyip geçiyoruz ama gelecek analizi gaibi bilmek değildir. CIA bile kadrosunun yüzde 75’ini analist olarak güncelledi. Artık bilgi problemi yok, sosyal ağlardan zaten her türlü bilgiye ulaşmak mümkün. Mesele elde edilen bilgilerin en anlama geldiğini analiz edebilmektir.

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...