Türk hamamında İtalyan resmi!

- Güncelleme:
Türk hamamında İtalyan resmi!

Kültür - Sanat Haberleri

Hendek olaylarında zarar gören Diyarbakır’daki 450 senelik Paşa Hamamı, yapılan restorasyondan sonra bugünlerde İtalyan ressamların eserlerinden meydana gelen sergiye ev sahipliği yapıyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ

Diyarbakır 2015’te başlayan hendek olaylarında terörün yıkımına maruz kaldı. Bu durumdan sadece insanlar değil, tarihî eserler de etkilendi; sanat hayatı uzun müddet durdu… Fakat bugünlerde bambaşka bir Diyarbakır var. Hâlihazırda devam eden Sur Kültür Yolu Festivali çerçevesinde şehre binlerce sanatçı ve yazar gelip, farklı noktalarda sergiler açıyor, konserler veriyor ve söyleşiler yapıyor.

HER SOKAKTA AYRI HİKÂYE

Sur’un sokaklarında ilerlerken her adımda başka sanatçı karşınıza çıkıyor ve başka bir tarihî hikâye sizi içerisine çekiyor. Yaklaşık 450 senelik Paşa Hamamı da onlardan biri oluyor... Behram Paşa tarafından 1567’de yapımı tamamlanan hamam, Evliya Çelebi’nin “Kudüslü ustalar tarafından göz alıcı mermerlerle inşa edilmiş” diyerek övdüğü bir bina. Fakat asırlarca bölgenin kültüründe önemli bir yer edinen yapı, yaşanan terör hadiselerinde zarar görmüş. Yapılan restorasyonla yakın zamanda yeniden ihya edilen tarihî yapı, artık kültürel ve sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapıyor. Bugünlerde ise iş adamı Hikmet Eraslan’ın özel koleksiyonunda yer alan eserlerden meydana gelen “İtalyan Ressamlar Diyarbakır’da” sergisi tarihî mekânda sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.

Türk hamamında İtalyan resmi!
Koleksiyoncu Hikmet Eraslan’la Diyarbakır’daki sergide buluştuk...

16 Ekim’e kadar açık kalacak sergide en eskisi 1700’lü yıllardan anonim bir eser olmak üzere üç asırdan seçilmiş meşhur İtalyan sanatçıların 40’a yakın tablosu teşhir ediliyor. “Hamama giren terler” sözü de “Diyar-ı bekir”de değişime uğruyor. Hamamın soğukluk bölümünde daha ziyade klasik eserlere, göbek taşının olduğu sıcaklık kısmında ise daha modern tablolara yer veriliyor. Osmanlı estetiğini yansıtan yapıyla İtalyan resminin birleşimi ise, sıra dışı bir tesir meydana getiriyor.

Yaklaşık otuz senedir İtalyan resimlerini topladığını söyleyen Dosso Dossi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan “İtalyan vatandaşıyım, eşim İtalyan. Kayınpederim resim uzmanı. Bu sebeple Türkiye’de  en büyük İtalyan resim koleksiyonu bende. İngiltere’de okurken müzeleri gezerken sanata merakım başladı. Otuz sene önce  İtalyan resimleri merak duydum. İlk satın aldığım resim mütevazı, postervari bir eserdi. Zaten resmin pahalı olmasına gerek yok. Bir şeyi çok beğeniyorsanız, o değerlidir” diye konuşuyor.

Diyarbakır’da sergi açmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Eraslan “Zaman zaman sosyal sorumluluk maksadıyla sergiler açıyorum. Bencil olmak istemiyorum; insanlar, sahip olduğum eserleri görsün niyeti taşıyorum. Yakında Ağrı Doğubeyazıt’a Nuh Gemisi Müzesini kuracağız. Topluma bırakacağımız bu büyük eser, bir buçuk sene içerisinde açılacak” ifadelerini kullanıyor.

TARİH BÜYÜK BİR BESLENME KAYNAĞI

Diyarbakır’daki Sur Kültür Yolu Festivali, dar bir sahada farklı faaliyetlere ev sahipliği yapıyor. Mesela meşhur ressam İsmail Acar’ın sergisi de onlardan biri. Keldani Kilisesi’nin mekân olarak kullanıldığı sergide, tarihin farklı devirlerine atıfta bulunan resim eserleri var. İsmail Acar “Bu tema aslında Hazreti Nuh’un çocukları olan bizlere adandı” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor “Burada doksanlı yıllardan bugüne yaptığım eserler arasından seçilen işlerim var. Bunlar birçok tarihî karakterin portresi ve mimari yapıdan ilhamla üretilmiş eserler. Tarih, sanatçı için büyük bir beslenme kaynağı. Çünkü rafine bir kültür var.”

Türk hamamında İtalyan resmi!

Zaman zaman Diyarbakır’ı ziyaret ettiğini söyleyen Acar “Burada 15 sene önce ders verdiğim gençler artık rakiplerim oldu. Diyarbakır’ın enteresan bir kültürü var. Burada farklı bir yerde değil, evimde gibi hissediyorum. Sanat da Türk ve Kürt kardeşliğini besleyecektir. Zaten tarihi ortak ve neredeyse aynı örfe sahip iki topluluktan bahsediyoruz” diyor.
 “Ustaların Gözüyle” fotoğraf sergisinde eserleri yer alan Coşkun Aral ise “Mezopotamya dünyadaki uygarlıkların merkezlerinden biri. Ben de zaten Siirtliyim. İlk çektiğim fotoğraf karesi de Hasankeyf›tir. Bu sebeple serginin benim için önemi  büyük” diyor. Aynı sergide fotoğrafları sergilenen İzzet Keribar da “Mezopotamya yukarıdan bakıldığında deniz gibi görünür. Benim bir eserime de bu yansıyor.  Burada olmak benim için çok önemli Fotoğraf zaten paylaşmak demek” şeklinde konuşuyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...