Sinemada bu hafta: Kanlı davet

Irkçılık ve İngiliz sömürgeciliği üzerine sathi vurguları olan “Davet”, genç bir kadının uzak akrabalarını keşfetmesiyle gelişen dehşetli durumları merkezine alan bir korku filmi.
Murat ÖZTEKİN
KANLI DAVET
Sinemalarda korku türünün resmigeçidi devam ediyor… Geçen haftalarda Jordan Peele’nin sosyal vurgulu korku filmi “Hayır”ı seyrettikten sonra, bu hafta da yönetmen Jessica M. Thompson’ın nispeten benzer bir yoldan ilerleyen “Davet”i karşımızda… Eser, İngiltere’deki aristokrat akrabalarını keşfedip malikânelerine misafir olan genç bir kadının yaşadığı dehşetli hadiseleri işliyor. Filmde Nathalie Emmanuel, Thomas Doherty, Hugh Skinner ve Stephanie Corneliussen gibi isimler başrolde.
İNGİLİZ AKRABALARI KEŞİF
Filmde geçen hikâye şöyle: New York’ta yaşayan siyahi genç kadın Evie (Nathalie Emmanuel), babasını küçükken kaybetmiş, annesini ise birkaç ay önce defnetmiştir. Bildiği bir akrabası olmayan yalnız kadın, sanat akademisinde okuyup, sair zamanlarında da kokteyllerde hizmetçilik yapmaktadır. O kokteyllerden birinde eline geçen eşantiyon sayesinde, bir DNA test sistemine dâhil olur ve İngiltere’de yaşayan Oliver adlı kuzeni olduğunu öğrenir. Onunla buluştuğunda ise büyük büyük dedesinin, vakti zamanında lortlara hizmetçilik yaptığını ve bir skandal sonrası büyüklerinin doğduğunu anlar.
Aristokrat kuzeni bunları anlattıktan sonra, kendisini İngiltere’de yapılacak aile düğününe davet eder. Evie, henüz tanımaya başladığı zengin akrabasının teklifini hemen kabul eder; arkadaşının ikazlarına da kulak asmaz. İngiltere taşrasındaki bir malikâneye giden genç kadın, kendisiyle ilgilenmeye başlayan malikâne sahibi Walter ile tanıştıktan sonra, aşk yaşamaya başlar. Derken gösterişin arkasındaki kanlı dünyaya ve aile sırlarına vakıf olur. Üstelik sıkışıp kaldığı yerde kendisinin ve diğer dezavantajlı kişilerin hayatı mevzubahistir...
TANIDIK ESERLER
Gotik mekânları ile “Bıçaklar Çekildi”, fikri vurgularıyla “Kapan” , “Biz” ve “Hayır” gibi yeni Hollywood korkularını akla getiren “Davet”, ne yazık ki o eserlerin çıtasına yaklaşamıyor.
Filmde merak uyandırıcı ve tesirli bir açılış yapılsa da, sadede gelinmesi uzun zaman alıyor. Bu esnada sıkıcı sekanslar seyretmek zorunda kalıyoruz. Tahmin edilmesi kolay bir hikâye örgüsünün oluşturulduğu son çeyrek ise aceleye getirilmişe benziyor ve seyirciyi tatmin etmekten uzak kalıyor.
Buna rağmen eserde, bayağı diyaloglar ve mantık hatalarının arasında tesirli korku anları mevcut. Nathalie Emmanuel’in başroldeki oyunculuğu da vasatın üzerinde. Sinematografi ve kostümler de öyle…
GAYRİ SAMİMİ FİKİRLER
Fikrî tarafı da yoğun olan eserde, İngiliz aristokratlarının farklı dünyası üzerinden sömürgeciliğe dair göndermelerde bulunuluyor. Mesela bir yerde “Onların kibarlığı sömürgeciliğin ağırlığını kaldıramadıklarından” mealinde bir diyalog geçiyor. Fakat beyazperdedeki trende uyularak ırkçılığa ve sosyal eşitliğe dair gayri samimi görünen mesajlar da veriliyor.
“DAVET”E İCABET ETMELİ Mİ?
Neticede eğlendiren, geren ama benzerlerinden ayrışamayan “Davet”, potansiyelinin altında kalarak “ortalama” bir eser oluyor. Akıllarda derin izler bırakması zor olan sinemadaki bu “Davet”e icabet edip etmemek ise size kalmış…
Yönetmen: Jessica M. Thompson
Tür: Korku
Ülke: ABD
**
YİNE YENİDEN "ÖRÜMCEK ADAM"
Stan Lee ve Steve Ditko’nun 60 sene evvel meydana getirdiği “Örümcek Adam”, hemen her neslin kahramanı yapıldı. Çizgi romanlar ile TV dizilerinden sonra yönetmen Sam Raimi’nin 2002’de başlattığı “Örümcek-Adam” üçlemesi, ardından Marc Webb’in iki “İnanılmaz Örümcek-Adam” filmi ve nihayetinde Marvel’in işe el atması... “Eve Dönüş” olarak adlandırılan bu son seride; kendini ispat etmeye çalışan Peter, semtinde dolaşmış; ikinci filmde ise vazifeye çağrılıp nispeten bunda muvaffak olmuştu. Jon Watts imzalı “Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok”ta ise Peter Parker’ın kimliğinin dünyaya ifşa olmasının sonrasında yaşananlar merkezdeydi. Geçen sene aralık ayında gösterime giren serinin bu son halkası bugünlerde tekrar seyirciyle buluşuyor. Ama bir takım yeniliklerle... Eserde Tom Holland, Zendaya, Benedict Cumberbatch, Jacob Batalon, Jon Favreau, Jamie Foxx, Willem Dafoe, Alfred Molina, Benedict Wong, Tony Revolori ve Marisa Tomei başrolleri paylaşıyor.
UZUN VERSİYON
Daha uzun ve eğlenceli versiyonda Tobey Maguire ve Andrew Garfield’lı yeni sahneler var. Malum hikâye şöyle: Peter, arkadaşlarıyla birlikte dışlanıp, üniversitelere dahi kabul edilmiyor. Hâl böyle olunca, Doctor Strange’in kapısını çalıyor ve herkesin Örümcek Adam kimliğini unutması için efsunlar yapmasını istiyor. Strange ona yardım etmeye çalışıyor ama çoklu evren açılıp birçok karakter hikâyeye dâhil oluyor... Büyük ticari reflekslerle yenilenen eser, bir takım farklılıklar taşımasına rağmen yeniden büyük perdede görülmeye şayan mı, emin değilim...
**
YARALI ASLANLA TEHLİKELİ OYUN
"CANAVAR"
Realist ve deneysel eserleriyle tanınan İzlandalı yönetmen Baltasar Kormakur’un başrolüne Idris Elba’yı koyduğu “Canavar” adlı filmi, bir baba ve iki kızının Güney Afrika’da bir aslanla ölüm kalım mücadelelerini işliyor. Filmde Dharlto Copley, Leah Jeffries ve Iyana Halley de rol alıyor.
Elba’nın canlandırdığı Dr. Nate Daniels, iki kızıyla birlikte, ölen karısıyla ilk tanıştıkları yer olan Güney Afrika’ya gidiyor. Gezide eski bir aile dostu ve vahşi hayat biyoloğu olan Martin Battles’ın yönettiği bir tabii hayat sahasına giriyorlar. Ancak duygusal yaraları sarmak üzere başlayan bu yolculuk dehşeti beraberinde getiriyor. Aile, kaçak avcılardan kurtulmuş ve insanları artık düşman olarak gören bir aslanla uzun süreli mücadeleye girişiyor. Eserde, kaçak avcılığa karşı alt metinler öne çıkıyor. Tamamıyla Afrika’da çekilen “Canavar”da, hiç gerçek aslan kullanılmamış; görsel efektlerle karakter meydana getirilmiş.
DİĞER FİLMLER
”Sanrı”
“Yalancı Şahit”
“Both Sides of the Blade”
“Sekiz Sıfır”
EN ÇOK SEYREDİLENLER
“Minyonlar 2” 19 bin 67
“Suikast Treni” 18 bin 504
“Thor: Aşk ve Gök Gürültüsü” 13 bin 333
“Alem-i Cin 3” 10 bin 128
“After: Mutluluk” 9 bin 76