Sadık Söztutan son kitabını anlattı

/ Kaynak: OZEL
Sadık Söztutan son kitabını anlattı

KÜLTÜR - SANAT Haberleri  / OZEL

Her öyküsünde sürpriz bir sonla okuru şaşırtan Sadık Söztutan, " Çok okunmak değil, çok yazmak isterim. Yazar, yazmamak elinde olmadığı için yazar. Yazmak, aksırmak gibi; yazma iştahınızı tutamazsınız" diyor.


Video ve fotoğraflar: Raşit Ağzıkara

Türkiye Gazetesi spor yazarı Sadık Söztutan'ın 10. kitabı "Söyle, Nasıl Üzülmezsen Öyle Öleyim" ismiyle Babıâli Kültür Yayıncılığı'ndan çıktı. Sonu sürprizle biten kısa öykülerden oluşan kitap, Söztutan'ın ustalık döneminin ürünü.
Söztutan'la 10. öykü kitabını "Söyle, Nasıl Üzülmezsen Öyle Öleyim" ismiyle çıkaran Sadık Söztutan ile edebiyatımızda "kısa öykü" türü üzerine konuştuk.

##tgvideo##

Sefa Koyuncu: Sadık Bey, uzun süreden beri kısa öyküler yazıyorsunuz. Sonunda da genellikle okuyucuyu şaşırtan bir üslubunuz var. Bu sizin geliştirdiğiniz bir üslup mu? Babıali Kültür Yayıncalığı'ndan yeni çıkan ve uzunca bir ismi olan, "Söyle, Nasıl Üzülmezsen Öyle Öleyim" kitabınız çerçevesinde sizden kısa öykü türü hakkında bilgi almak isteriz.

Sadık Söztutan: Kitabın ismiyle ilgili de bir iki eleştiri de oldu aslında. İnsan nasıl ölmek istediğini seçermiş gibi. nbsp; Böyle bir şey mümkün mü.. diye. Aslında bu bir temennidir. Bir yaklaşımdır. Yani, birisine aşkla bağlı olursunuz ve işte söyle senin için şöyle yapayım, böyle yapayım, dersiniz. Mümkün olmayan şeyler söylersiniz. Bu dediğim gibi bir tavırdır. Dolayısıyla isminden böylece bahsetmiş olayım. Bu bir temennidir, bir edebî benzetmedir.

Kısa öykünün bir kere birinci gerekçesi bir kere insanların bugün çok fazla enstrümana sahip olması, meşgul olacak çok fazya şeyinin olması. Eskiden kitap okumakla şimdiki arasındaki farkı biliyoruz. Tek başına Twitter bile başlı başına bir kitap katilidir bence.

-Günümüzde insanların çok fazla uzun kitap okumaya vakti yor, nternet Twitter, Facebook, televizyon gibi araçlar var, kısa öyküler daha pratik okunur diyorsunuz. Bu sitzin geliştirdiğiniz bir üslup mu, etkilendiğiniz bir yazar var mı diye sormuştum.

-Aslında tabiî ki neticede yazan insan arı gibidir ve çeşitli çiçeklerden bal toplamaktır bizi şekillendiren okuduğumuz kitaplardır. Mutlaka, 'O.Henry' mahlası ile bilinen William Sydney Porter vardır, çocukluğumuzda okuduğumuz kısa öykülerin üstadı. Guy de Maupassant vardır, çocukluğumuzda ve gençliğimizde okumuş etkilenmişizdir bir şekilde. Ömer Seyfettin vardır vesaire..

Ama hareket noktası aslında tuhaf bir gerekçeye dayanır. Herkesin bildiği. tanıdığı Türkiye'nin ilk ve büyük kalecisi Turgay Şeren bir tarihte stadyumlarda ücretsiz dağıtılmak üzere bir dergi çıkarmaya karar verdi. Bu deri, centilmenlik eksenli bir dergiydi. Yani içinde tamamen centilmenlikle ilgili yazılar..Hedefi, ünlü spor yazarlarından rica ederek aldığı yazıları orada kullanmak ve bu dergiyi stadyumlarda binlerce dağıtmaktı. Bu hedefle yola çıkmıştı. Bizden de bir yazı istedi. Ben bir insanın bu piyasada yer edinmesi için farklı olması gerektiğni düşünüyorum. Fark hem televizyonculuğun hem gazeteciliğin hem yazarlığın şifresi. Dolayısılya o dergiye yazı yazacak spor ünlüleri işte spor barıştır, dosluktur, yarıştır... diyecekler. Ben farklı bir şey yapayım dedim. Meramımı kısa öyküyle anlatmaya karar verdim. Bir futbolcunun annesi vefat ediyor. Ama rakip takımın bundan haberi yok. Rakip takımla maç yaparlarken, İstanbul'da büyük statlardan birinde, rakibine bir faul yapıyor ve annesine küfrediyor rakip oyuncu. nbsp; Burada olayın vehametine dikkat çekmek için, işte küfretmek insana yakışmaz, kötüdür diye bir makale yazmak yerine, bir olayla anlatmaya karar verdim. Bu çok ilgi çekti. Bu derginin müteakip sayılarda da bu tür yazmaya devam ettim. Sonra tabiî bu aşırı ilgiden dolayı bu kısa öyküleri Türkiye gazetesine taşıdım. Asıl çıkış noktası budur. Ondan sonra üsürdü gitti nbsp; ve sayısı 550'yi buldu.

-Öykülerinizin sonunda okuyucuyuyu şaşırtıyorsunuz ama eskiden ders vermek için yazılan Bostan Gülistan, Mantıkuttayr ve menkibeler gibi ders verme kaygınız yok. Bu konuda neler söylersiniz?

-Evet, çok teşekkür ediyorum, doğru. Bir kere aslında direkt mesj vermek gibi bir derdim yok. Öncelikle hedefim okuyucuyu şaşırtmak, okuyucunun sonunda mutlaka şaşırması... Bir kamera şakası gibi aslında bir şey beklerken başka bir şeyin çıkması. Bu küçük bir hoşluk. Ben bukadar küçük hikâyeyle bir iddia peşinte değilim ama kuyucuyu o an için şaşırtmak, hoş bir miktar tutmak diyelim.
Ölümden çok bahsediyorsunuz diye bir az önce bir mail aldım. Hayatın en gerçek tarafı ölüm aslında. Sonuçta, dünyaya geldikten sonra her agün ölüme koşuyoruz. Dolaıysıyla böyle bir saplantım var, doğru. Zaten ölümcül bir hikâye yazıyorsanız, içinde mesajı var aslında bana sorarsanız.

-Yazmak aksırmak gibidir, çok okunmak değil çok yazmak peşindeyim diyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?

-Ondan önce çok ciddi bir düzeltme yapmam lazım. "Çok okunmak değil, çok yazmak isterim" sözüm ajanslara, "Çok okumak değil, çok yazmak istiyorum" şeklinde yansıdı. Ajanslara üye olan bütün internet sitelerinde de böyle çıktğı için çok rahatsız oldum. Okumakla okunmak arasında çok fark var. Okumadan yazmak olmaz. Çok okumak değil, çok yazmak istiyorum" lafını düzeltiyorum. Yazan insanın çok okuması gerektiğini savunuyorum. Okumadan yazarlık olmaz. Bir sürahi suyu boşaltıyorsunuz, yerine hiçbir şey koymuyorsunuz. Okunma derdim yok dememin sebebi şu: Bir yazar, yazarken beni kaç kişi okuyacak hesabı yapmaz, binler on binler okusun diye düşünmez. Bir çeşme yaparken buradan kaç kişinin su içeceğinin hesap edilmediği gibi. Yazar. sadece yazar. nbsp; Çok okunmak değil, çok yazmak derdindeyim, Yazar, kimse okumasa da yazar. Yazar, yazmamak elinde olmadığı için yazar. Yazmak, aksırmak gibi; yazma iştahınızı tutamazsınız.
-Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
-Ben teşekkür ederim.

Sadık Söztutan kimdir?

1961 Kars doğumlu.
Çok sayıda şiir, fıkra ve hikâye yazdı.

- Ben Senin Yerinde Olsaydım Bunları Kitap Yapardım,
- Gol Olmasa da Hareket Güzeldi,
- Sıra Bana Geldiğinde Bilet Bitmişti,
- Spor Bir Hikâyedir,
- Faili Meçhul Spor Öyküleri,
- Sana Gözyaşı Vâdediyorum,
- Seni Seviyorsam Bundan Sana Ne,
- Üşüyorum Anne,
- Gülenlerin Ağlayanlara Borcu Var,
- Söyle, Nasıl İstersen Öyle Öleyim,

isimli kitapları yayınlandı. Ben Senin Yerinde Olsaydım Bunları Kitap Yapardım'a 1999 Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi "Fair-Play Büyük Ödülü", Gülenlerin Ağlayanlara Borcu Var'a 2012 TÜRFAD "Yılın Yazarı" ödülü verildi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Spor Yazarları Derneği ve Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi üyesi. Sürekli Basın Kartı sahibi. nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp; nbsp;

Sadık Söztutan'ın, "Söyle, Nasıl Üzülmezsen Öyle Öleyim" kitabını BKY: 0212 454 2165 nolu telefon veya WWW.bky.com.tr internet adresinden temin edebilirsiniz.
nbsp;
KÜLTÜR - SANAT
Kaynak: OZEL
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...