Isabel Muñoz: Taş Tepeler’de hislerin peşine düştüm

- Güncelleme:
Isabel Muñoz: Taş Tepeler’de hislerin peşine düştüm

Kültür - Sanat Haberleri

Isabel Muñoz “Taş Tepeler’de yaşayan sanatçıların ve sıradan insanların hislerini anlamak istedim. Ve şunu fark ettim: Göbeklitepe inşaat bilgisiyle yapılmış bir alan” diyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Göbeklitepe’nin de içinde olduğu “Taş Tepeler”, hâlâ esrarengiz yanlarını korumalarına rağmen insanoğlunun mazisini epeyce aydınlattı… İnsanların o devirde de geometrik düzenler bildiği, ameliyatlar yapabildiği ve 12 bin yıl öncesinde yerleşik hayata geçmiş olabileceği, şimdilik öğrendiklerimizden bazıları… İspanyol fotoğrafçı Isabel Muñoz ise binlerce kilometre uzaktan gelip Şanlıurfa çevresindeki bu sırlı tarihî sahayı fotoğrafladı. Muñoz’un fotoğraf kareleri ise İstanbul’daki Pera Müzesi’ndeki sergide bir araya geldi. “Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye-Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar” adlı sergi, siyah beyaz enstantanelerle o zamanki insanların hislerini bugüne taşıyor. Biz de sergi vesilesiyle Muñoz ile konuştuk… 

Isabel Muñoz: Taş Tepeler’de hislerin peşine düştüm

İspanyol fotoğrafçı Isabel Muñoz, sorularımızı cevapladı

FOTOĞRAF BENİM HAYATIM

> Fotoğraf sizin için ne manaya geliyor? Fotoğraf makinenizle neyin peşindesiniz?

Fotoğraf, benim hayatım. Bir şeyleri paylaşmaya ihtiyacım var ve fotoğraf, buna yardım ediyor. Aynı zamanda fotoğraf, sevgiyi ifade etmenin bir aracı. İmajların gücüne, sanatla birçok şeyi değiştirebileceğimize inanıyorum. 

> Enstantanelerinizde insan bedenleri ve insan toplulukları öne çıkıyor. Bunlar sizin için niçin önemli?

Evet insanla ilgileniyorum; hisleri, kültürleri ve zevkleriyle… Temelde hareket eden şeyler dikkatimi çekiyor. Bazen beni etkileyen bir şeyin peşinden gidiyorum. Aslında fotoğraflarımla hikâyelere ses katmak istiyorum. Bir enstantane, tek başına var olamaz; fotoğraf çekebilmek için hep diğerine ihtiyacınız vardır.

> Göbeklitepe’nin de içinde olduğu Taş Tepeler’i fotoğraflarken ulaşmak istediğiniz şey neydi?

National Geographic belgeseli gibi bir şey olmasını arzulamadım. Orada yaşayan sanatçıların ve sıradan insanların hislerini, mekânın inşa edildiği dönemde nasıl kullanıldığını anlamak istedim. Ve şunu fark ettim: Paleolitik çağda genelde mağaraları oyarak yerleşim oluşturuluyor ama Göbeklitepe inşaat bilgisiyle yapılmış bir alan. Göbeklitepe’de gördüklerimi hem sanatçı hem de izleyici olarak aktardım. Bence bu bölgenin ruhani yanı da önemli. 

Isabel Muñoz: Taş Tepeler’de hislerin peşine düştüm

GECE DOLAŞTIM

> Peki, kazı alanlarında fotoğraf çekme rutininiz nasıldı?

Fotoğrafları çekmeye geçen sene 17 Eylül’de başladım. Fakat öncesinde hikâyeyi anlatabilmek için bütün yazı okuyarak ve projeye hazırlanarak geçirdim. Sonra da bölgedeydik ve çalışmalar bugüne kadar devam etti. Kazı Başkanı Necmi Karul beni anladı ve bölgede gecelememe bile izin verdi. Bunun için ilk önce bir meşale benzeri bir ışıldakla bölgeyi dolaştım ve o devirdeki insanların gece gökyüzünü nasıl gördüklerini tecrübe ettim. Sonra asistanımla beraber çok çalıştık. Zira çok az zamanımız vardı ve her sabah saat 4’te işe başlıyorduk.

ZANNETTİĞİMİZDEN DAHA GELİŞMİŞLER

> Geçmiş insanları ilkel olarak tanımlayınca mutlu oluyoruz sanki… Fotoğrafladığınız Göbeklitepe ve etrafındaki alanlar size ne düşündürdü?

Arkeolog değilim ama Göbeklitepe’de ve etrafında yaşayanların zannettiğimizden daha gelişmiş olduklarına inanıyorum. Çünkü tabiatla alakalı çok fazla bilgiye sahipler. Yaptıkları sütunlar ve onları çevreleyen duvarlarla aslında depreme dayanıklı bir şey inşa etmişler. Bölge bugüne üstü örtülü olarak ulaştı. Bunu da bilerek yaptıklarına inanıyorum.

OSMANLI MEZAR TAŞLARI BÜYÜLEYİCİ

Daha evvel de Türkiye’de sergiler açan fotoğraf sanatçısı Isabel Muñoz “Bir fotoğrafçı olarak İstanbul’da her şeyi buluyorsunuz. Bu şehir sanatçıların ve yazarların ilham kaynağı; özel bir yer ve çok fazla hikâye barındırıyor. Ancak beni daha ziyade Osmanlı mimarisi büyüledi. Özellikle Osmanlı mezar taşları çok güzel. Erkek ve kadınlar için ayrı formları ve üzerlerine yazılan yazılar çok estetik. Mevlana’nın ruhani yanı da dikkatimi çekiyor. Bunun yanında güreşler ve Sulukule’deki çingenelerin dansları da ilgimi çekiyor” ifadelerini kullanıyor. Muñoz “Bundan sonra ne yapmayı planlıyorsunuz?” soruma ise “Yakında Karahantepe’yi fotoğraflamaya devam edeceğim ve sonrasında yeni bir sergim olacak” cevabını veriyor. 

HAT SANATINA SAYGI BASKISI

Sergi için özel fotoğraf baskıları da yapan ve birinde hat sanatına atıfta bulunan Isabel Muñoz “Bu sergide Türk kültürüyle yakınlaşmak için çalışmalar yaptım. Yaptığım baskılardan birini altınla gerçekleştirdim. Çünkü altın hem hat sanatında kullanılabiliyor hem de Türk kültüründe sembolik bir hediye. Bu sergide eski bir medeniyeti anlattığımız için ‘tepetype’ yönteminde Türkiye topraklarını kullanarak bu medeniyete atıfta bulundum” diyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...