Arada kalmış romantik maymun

Sinemanın efsane maymunu King Kong’u yeniden beyazperdeye taşıyan “Kong: Kafatası Adası”, tür olarak net bir yere oturmasa da mizahi yönüyle dikkat çekiyor.
Duygusal maymun King Kong, beyazperdedeki 80 yıllık gürültüsünü bu hafta da sürdürüyor. Yönetmen Jordan Vogt-Roberts, haşmetli kahramanımızı “Kong: Kafatası Adası” filmi ile yeniden seyirciyle buluşturuyor. Gerilim ve macerayı birleştiren filmin başrollerini, Tom Hiddleston, Samuel L. Jackson, John Goodman, Brie Larson, Jing Tian, Toby Kebbell, John Ortiz, Corey Hawkins ve C. Reilly gibi kalabalık bir kadro paylaşıyor. “Kong: Kafatası Adası” birkaç karakterden ziyade bir grubun ön plana çıktığı topluluk filmi...
ADADAKİ HAYAL KIRIKLIĞI
Filmdeki hikâye Vietnam Savaşı’nın devam ettiği sert bir havada geçiyor. Bir keşif ekibi, Pasifik’te var olduğu söylenen bir adayı bulmak için yola çıkıyor. Vietnam’dan gelen askerlerin de olduğu ekip, haritalama yapabilmek için Kafatası Adası’na ulaşıyor. Renkli ekipte savaş karşıtı bir fotoğrafçı, izci ve maceraperestler de var. Grup, işe hunharca başlayıp, ana kaya haritasını çıkarmak için helikopterle adaya bomba yağdırıyor. Bu patavatsızlıklarından sonra efsanevi maymun Kong’un orada olduğunu acı bir şekilde öğreniyorlar. Toprağa ayak basmak zorunda kaldıklarında ise hakiki tehlikenin Kong olmadığı anlıyorlar. Şimdi bu berbat adadan kurtulabilmek için duygu yönü bile olmayan dev sürüngenler ve örümceklerle mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Tabii Kong da bu zorlu mücadelenin bir parçası oluyor.
MAZİYE AKIN
Son yıllarda yeni bir karakter meydana getirmekte zorlanan Hollywood, DC Comics ve Marvel’in çizgi kahramanlarının yanı sıra sık sık mâzinin de kapılarını çalıyor. Bunun son misallerinden biri de“Kong: Kafatası Adası”... King Kong figürü, 1933’ten beri defalarca seyirci karşısına çıktı. Fakat “Kong: Kafatası Adası”nın, görselliğiyle diğerlerinden ayrışıyor. Filmde yer alan efektler Godzilla’ya kıyasla hiç fena değil. Atmosferiyle akıllara “Kıyamet”i (Apocalypse Now) getiren eser, Tom Hiddleston ve Brie Larson’ın usta oyunculuklarıyla iyi bir yere uzanıyor. Senaryo övgü dolu cümleler kuramasak da, NASA dünyayı uzaydan haritalamaya başladığı zaman diliminde geçen film, inandırıcı zeminde ilerliyor. Film gerilim, macera ve korku arasında net bir yere oturamıyor ama mizahi yönüyle başarılı.