Hatay'dan izlenimler: Devlet duruma hâkim
Gazetemizin Ankara Temsilcisi Akif Bülbül Hatay’daki yıkımı yerinde inceledi.
AKİF BÜLBÜL'ÜN HABERİ
Ankara’dan alaca karanlıkta yola çıktık.
Günün ilk ışıkları vurduğunda Hatay’daydık.
Belen’e ilk adım attığımızda;
Bizi otoyolun iki yanında yıkık binalar karşıladı.
Enkazların arasından Hatay merkeze ulaştığımızda daha vahim bir tablo karşımızdaydı.
Böyle bir manzara ile karşılaşacağımızı tahmin ediyorduk ama...
Tahminimizden öte bir yıkım vardı kadim şehirde.
Bulvarlar çökmüş, binalar üst üste yığılmış, sokaklar enkaz mezarlığına dönmüştü.
Terk edilmiş sokaklarda yıkım çalışmalarına başlanmış, ağır iş makinalarının gürültüsü şehri teslim almıştı.
Medeniyetler şehri Hatay, viraneyle dönmüştü.
Sokaklarda enkaz başında duran, hâlâ bir yakınının cesedi çıkar diye bekleyen, “Allah’tan ümit kesilmez” diyen insanların haricinde.
Amanos ile Toroslar arasında taht kuran şehir, sanki savaştan çıkmış gibiydi.
Hatay’da deprem gününün şaşkınlığı kısa sürede atlatılmış.
Devletin hâkimiyeti tamdı.
Kurumlar ve STK’lar arasındaki koordinasyon hâkimdi.
İçişleri Bakanı Soylu, Sağlık Bakanı Koca ve Millî Savunma Bakanı Akar sahada.
Her türlü imkân seferber edilmiş. Çadır kentler kuruluyor harıl harıl. Gıdadan sağlığa kadar hiçbir sıkıntı söz konusu değil.
İkinci günden itibaren öncelik;
Çöp toplamaya, kanalizasyon sıkıntısını çözmeye, ilaçlamaya ve sağlık hizmetlerine verilmiş.
Hataylılar konteyner kentlerde ve AFAD’ın kurduğu çadır kentlerde kalmak istemiyor.
Herkes evine, bahçesine yakın yerde kalmayı istiyor.
Hataylıların büyük bir bölümü şehri terk etmiş.
Sohbet ettiğimiz yetkililer bu insanların en kısa zamanda döneceğinden emin.
Bereket ve bolluk şehri onların her şeyi.
Denizli, Bursa, Konya ve Kocaeli belediyeleri Hatay’da…
Gece gündüz demeden iş bölümü yaparak çalışıyorlar.
Hem devlet, hem sivil toplum kuruluşları arasında her hangi bir ihtilaf söz konusu değil.
Pazar günü şehre su verilmesi planlanıyor.
Mobil tuvaletlerin kurulması, hayatı daha da kolaylaştıracaktır.
Allah devletimize de milletimize de zeval vermesin…
'da Takip Edin!
