Genelkurmay'dan Koşaner'e ses kaydı soruşturması

Genelkurmay eski Başkanı Işık Koşaner, 2011 yılında görev süresinin dolmasına kısa süre kala Balyoz ve benzeri davalara tepki olarak istifa etmişti. Bu istifadan kısa bir süre sonra Koşaner'in önemli itiraflarda bulunduğu ses kaydı internete düşmüştü. O ses kaydını ve aynı dönemde Koşaner'in Hasdal Cezaevi'nde Balyoz sanıklarına yaptığı ziyareti soruşturan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı, 2 yıl sonra 'yetkisizlik' kararı ile Genelkurmay Askeri Savcılığına gönderildi. Genelkurmay da, araştırma yapması için savcılık görevlendirdi. Olay hakkında Genelkurmay'da daha önce tahkikat yapıldığı; söz konusu tahkikatta elde edilen verilerin de dosyaya eklendiği belirtildi. Dosyada, ayrıca Koşaner'in dinlenmesine ilişkin MİT'in savcılığa gönderdiği "olayla ilgili bilgi bulunmamaktadır" şeklindeki cevap yazısıyla , Emniyet İstihbaratın araştırma tutanakları da bulunuyor. Işık Koşaner, ses kaydının internete düşmesinin ardından 'konuşmanın içeriğinde suç unsuru yok, özeleştiri var' demişti. Ses kaydında suç unsuru bulunup bulunmadığı, nasıl kaydedildiği, internete yüklenmesi araştırılacak. Savcı Mustafa Başer tarafından yürütülen soruşturmada, Koşaner'in Hasdal ziyaretine ilişkin STK'lar tarafından yapılan suç duyurusu dilekçeleri de yer alıyor. Adalet Platformu Başkanı Adem Çevik'in suç duyurusu dilekçesiyle açılan soruşturmanın askeri savcılığa gönderme gerekçesi olarak; şüphelinin asker olması, dinlemenin askeri mahalde gerçekleşmesi gösterildi. nbsp;
NE DEMİŞTİ?
Işık Koşaner, internete düşen ses kayıtların ise şunları söylemişti...
"Yasaların, yönetmeliklerin dışında hareket ettik. Bazen etmemiz gerekiyordu bazı dönemlerde. Ama bunu yol yaptık, hep öyle olacak zannettik. Öyle devam ettik ve hakkımız olmayan bazı imkânları kullandık. Hiçbir şey artık gizli değil."
"Bunları (Mayınları kastediyor) kim döşemiş? Biz. Şimdi ben desem ki yetkililere 'Yav bizimkiler mayın döşemişlerdi 10 sene evvel, 20 sene evvel, başıboş bırakıp gitmişler. Ne derler? 'Döşerken aklınız nerdeydi' derler."
"Küçük birlik seviyesinde sevk ve idarede çok zayıfız. Kol komutanı adamı sevk idare edemezse iş kopar. Benim tim komutanı diye koyduğum arkadaşım mevzide silahını bırakıp da kaçarsa biz bu işi yürütemeyiz. Tabii ki mevzimiz çöker, zayiat veririz. Rütbesi de var kolunda. İki tane adam geliyor karşıdan, 30 kişiyi kaçırıyor geri gidiyoruz. Yav rezalet. Olacak şey değil."
"Tim komutanı personelini göreceği yerde bulunur. Sesle, varsa telsiziyle timinin adamlarını tek tek sevk idare eder. Öyle oluyor mu? Nadiren böyle oluyor. Çoğu yerde 'çat pat' dediği zaman o oraya bu buraya birkaç gözü kara arkadaş dayanıyor. Lider pozisyonunda olanlar piyasada yok. En acısı da silahını bırakıp gidenler. Roj TV silahın numarasını da beraber gösteriyor. Ben olsam o rütbelinin yerine, insan içine çıkmam."
"Dilimin ucuna geliyor söylemek istemiyorum. Böyle timi mimi sahip olmazsa, orada bir karaltı görür tak diye ateş eder, başlar sesi duyan herkes ateş etmeye, basıldık diye. Bir masum erimizi alnından pat diye vururuz. Kabahatli biziz."