Bülent Arınç, 'Demokratikleşmeye noktayı koyuyoruz'

Bülent Arınç, 'Demokratikleşmeye noktayı koyuyoruz'

GÜNDEM Haberleri

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yeni demokratikleşme paketinde sona gelindiğini söyledi.

Gazetelerin Ankara temsilcileri ile iftarda buluşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Arınç, "Bugün noktayı koyacağız" dediği demokratikleşme paketi için "Açıklandığında olumlu karşılanacağını umuyorum" dedi. Arınç, çözüm sürecinde PKK'nın çekilmesi konusunda, "'1-2 ay içinde artık silahlı unsurlar ülke dışına çıktı' denebilecek bir noktaya gelebilirsek çözüm süreci bundan zarar görmeden somut bir sonuca ulaşmış olabiliriz" diye konuştu. Arınç'ın açıklamaları şöyle...

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ: BDP'liler de ikrar ettiğine göre, bu çözüm sürecinde bir al-ver söz konusu değil. Yaptığımız çalışmalar sonuçlandı. Perşembe günü (bugün) noktayı koyacağız. Sonrası Başbakana takdimdir. Onun da onayıyla ekim ayından itibaren bazı yasa değişiklikleri gündeme gelecek. Açıklandığında olumlu karşılanacağını umuyorum. Bize göre gerekli bazı şeyleri de parlamento gündemine getireceğiz. Bazılarını da idari kararlarla, talimatlarla uygulayacağız. Meclis'in olağanüstü toplantıya çağrılması şu anda gündemimizde yok. Ama her zaman olabilecek bir şeydir.

YÜZDE 20 ÇIKIŞTAN BAHSEDİLEBİLİR: nbsp;Çekilmenin az olduğu noktasında Başbakan'ın bir ifadesi oldu. Sonra İçişleri Bakanı 'yüzde 20'ler olabilir' dedi. 'Biraz daha hızlandı' dendi. Bu yüzde 20'nin üzerine çıktı diye bir bilgiye sahip değilim. Demek ki o seviyelerde bir çıkıştan bahsedilebilir. Bu çekilmelerin en azından "bu önümüzdeki 1-2 ay içinde artık silahlı unsurlar ülke dışına çıktı" denebilecek bir noktaya gelebilirsek çözüm süreci bundan zarar görmeden somut bir sonuca ulaşmış olabiliriz. Türkiye'nin içinde terörün bitmesini istemeyen başka odaklar var.

ASAYİŞ TİMLERİ VE PKK ŞEHİTLİĞİ: Yüzleri maskeli adamlar kendilerine asayiş ismini vermişler, kendilerine göre şehitlik yapmaya kalkmışlar. Bunlarla hukuk içinde mücadele edecek teşkilatlarımız var. Bir psikolojik harp var şüphesiz. 'Hâlâ buradayız, güçlüyüz' mesajı vermek için eylem yapıyorlar. Bunlar geçmişte de oluyordu. Kontrolümüz altında değil diyemem.

POSTERE SİLAHLI MÜDAHALE OLMAZ: Geçmişte de posterlerini asarlardı, bu kalabalıklara da silahlı müdahale olmazdı. Gruplar dağıtılırdı. Her elinde posterli insana dün olmadığı gibi bugün de böyle bir silahlı müdahalenin yapılması söz konusu değil. Unutmayın propaganda unsurunda silahı ve şiddeti kaldırmışsanız geride kalanlar suç bile teşkil etmiyor artık.

DAĞA ÇIKIŞLAR GELECEK ENDİŞESİYLE: Örgüte katılımların yüksek olduğu kanaatinde değiliz. Onu değerlendirdik. Bu katılımların bugünkü amacının geçmişte olduğu gibi silahlı eylem yapacak, ölecek veya öldürecek nitelikte değil başka amaçlarla olduğu düşünüyoruz. Gelecek endişesi. Dağa çıkışlar, eskiye oranla daha nitelikli hal aldı.

ÖCALAN'IN BASIN TOPLANTISI TALEBİ: Öcalan'ın infaz şartları içinde son 6 ayda bir değişiklik olmadı. Bildiğim kadarıyla odası değişmedi. İnfaz hukuku çerçevesinde televizyon verildi. Ötesinde bir şey yapılması için bakanlığın olurunun alınması gerekiyor. Yeni mahkum gönderilmesi, kadın mahkum gönderileceği iddiaları doğru değil. nbsp;Basın toplantısı talebinin imkanı yok.

HERKES TEF GİBİ GERGİN (Gezi sürecinde istifa iddialarına cevap): Gezi olayları sırasında başbakanlık vekaleti bendeydi. Ben emaneti teslim edinceye kadar bu olayla ilgili olarak üzerime düşeni fazlasıyla yaptım. Geldikten sonra inisiyatif tamamen Başbakandaydı. O süreç içerisinde herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. Gerilim derseniz. Herkesin tef gibi gerildiği bir Türkiye'deyiz. Hükümet sözcülüğü görevi bir yerlerde ciddiye alınıyor. Biraz diplomasi diline ihtiyaç var. Ben orada zayıfım.

SURİYE'YE SİLAHLI MÜDAHALE GÜNDEMİMİZDE DEĞİL: Biz Suriye'de gelinen noktayı çok olumsuz buluyoruz. Kaos var. Eline silah alan bir şeyler yapıyor. Bu durumdan istifade ederek özellikle Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeler yaşanıyor. Türkiye bu konuda belli tezleri savunuyor. Esad rejimi de ayakta kalabilmek için bir yandan PYD'yi bir yandan Hizbullah'ı kullanıyor. Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerde hiçbir hakkı ve hukuku yoktu. Esad ile iyi olan günlerde "Kürtlerin hakları verilsin" diye aracılık yapmıştık. Şimdi bu kaostan istifade ederek kendiliğinden yeni bir oluşum meydana getirme gayretleri var. Barzani de böyle bir oluşuma sıcak bakmıyor. Başka Kürt unsurları da karşı çıkıyor. Sadece bu olaydan yola çıkarak silahlı müdahaleyi gündemimize almış değiliz. Yapılacak müdahale daha kötü şartları getirir.

SEÇİM BARAJININ İNDİRİLMESİ: Temsilde adaleti güçlendirecek adımlar atılmalı. Tercihli oy, ittifak veya dar bölge seçim sistemi olabilir mi diye kafa yorduk. nbsp;Barajı yüzde 10'da tutup ek tedbirlerle temsilde adaleti sağlayacak düzenlemeler yapılabilir. Biz yönetimde istikrarın olması için barajın muhafazasını düşünüyoruz. Hazine yardımında bir haksızlık olduğu açık. Bütün partiler oy oranlarınca yardım almalı.

UZUN TUTUKLULUK: Anayasa Mahkemesi'nin kararını olumlu ve doğru buluyorum. Evrensel hukuk kuralıdır. Tutuksuz yargılama esas olmalıdır. Yargı süratli olmalı. AYM yargıya yol göstermiş, kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla demiştir. Mahkemeler de bu kararı doğru okuyup doğru anlayacaktır diye düşünüyorum. nbsp;

PARTİ İÇİ DEMOKRASİ: Kendi içimizde bildiğimiz doğruları söyleriz. Sonunda oradaki başkan olan kişi kararı verir. Alınan karar bazen istediğimiz gibi bazen de tam tersi çıkabilir. Tersine çıkarsa uymuyorum deme lüksünüz yok. Bu sistem böyle çalışırsa birlik beraberlik olur. Evet efendimci, sepet efendimci olmadık olmayacağız. nbsp;


nbsp;Bülent Arınç, 'Demokratikleşmeye noktayı koyuyoruz'

MAVİ MARMARA GÖRÜŞMELERİNDE SON DURUM nbsp;
İSRAİL'LE İKİ KONUDA SIKINTI VAR
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Mavi Marmara olayı sonrası İsrail ile sürdürülen görüşmeler hakkında şu bilgiyi verdi: "Biz kendileriyle temelde anlaştık. Bu özre dayalı haksız fiil tazminatı olmalıdır. İyi niyet ödemesi diye geçer. İsrail, kabul etmek istemedi. Biz de 'hayır, bu bir haksız fiildir' dedik. Kendi aramızda yazdık çizdik. İkinci toplantının Tel Aviv'de olmasını istediler. Orada İsrail tarafı yine eski iddialarını hafif kaşımaya başlamış. Rakamlar muhtelif olabilir ama asıl mesele tazminat miktarı değil. İki konuda sıkıntı var. Çözemedik. Bir; haksız fiilden dolayı tazminat ödenmesini istiyoruz. İki; ambargonun beklemeye tahammülü yok. nbsp;Bizim iki şartımız henüz tamam şeklinde teyit edilmediği için para miktarını şimdilik konuşmuyoruz." Danıştay'ın başörtüsü kararına MEB'in itiraz etmesini de değerlendiren Arınç, "Nabi (Avcı) Bey çağırıyor, 'neden temyiz ettiniz' diyor. 'Daha önceki savunmalarımız bu yöndeydi' deyip savunuyorlar. Görevden alıyorlar. Yerine başka bir hukuk müşaviri verildi. Aynı zamanda 12. Hukuk Dairesi'ne temyiz dilekçesinden feragat edildiğine dair yeni dilekçeyle 19 Temmuz'da başvuruluyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nda dava çok. Hepsinden bakanın haberi olmayabilir. Ama özellikli davalarda hukuk müşavirlerinin bilgilendirmesi lazım. Böyle bir temyizin yapılmasını onaylamayız" ifadelerini kullandı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...