ABD'nin İsveç şartına tepki: F-16 satışı siyasi hesaplara esir edilmesin

AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya: F-16 talebimiz siyasi saiklerle engellenmeye çalışılıyor. Bazı kongre üyeleri lobilerin etkisi altında. İsveç ile ilgili son kararı Meclis verecek.
EMRAH ÖZCAN'IN HABERİ - ABD’nin Türkiye’ye F-16 satışı için İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanmasını şart koşması Ankara’da tepkiyle karşılanırken, gazetemize değerlendirmelerde bulunan AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, konunun ABD Kongre üyelerinin siyasi hesaplarına esir edilmemesi gerektiğini söyledi. Sırakaya, Türkiye ve ABD’nin iki güçlü stratejik ortak ve 71 yıllık müttefik olduğunu belirterek şunları kaydetti:
F-16 tedarik ve modernizasyon talebimiz kapsamında askerî makamlarımız ve ABD’li muhatapları arasındaki teknik görüşmeler büyük ölçüde tamamlandı. ABD yönetimi, her düzeyde gerçekleştirdiğimiz temaslarda talebimize desteğini açıkça ifade ediyor. Bu desteğin kamuoyu nezdinde de görünür kılınmasıyla birlikte, ABD Kongresinde F-16 modernizasyonumuzu siyasi saiklerle engellemeye yönelik girişimler hız kazandı.
Tüm bu engelleme çabalarına rağmen hükûmet olarak F-16 talebimizle ilgili resmî bildirimin bir an önce yapılması ve Kongre onayının en kısa sürede temin edilmesi yönündeki temas ve girişimlerimiz devam ediyor.
MÜTTEFİKLERİMİZDEN AYNI HASSASİYETİ BEKLİYORUZ
Türkiye ikili ilişkilere ve müttefiklik şartlarına 71 yıldır leke düşürmemiş bir ülke. Bizlerin de NATO’daki müttefiklerimizden aynı hassasiyeti göstermelerini beklememiz en doğal hakkımız. ABD Başkanı’nın başta uluslararası olmak üzere tüm platformlarda F-16 tedarik ve modernizasyonuyla ilgili hükûmetimize açıkça verdiği bu desteğe rağmen, ABD yönetimi, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılım süreçleri başta olmak üzere bazı hususların Kongre’nin talebimize ilişkin tutumunu olumsuz yönde etkileyebileceğini öne sürüyor. Bu durum karşısında, F-16 talebimizin, başka bir konuyla ilişkilendirilmemesi, keza talebimizin lobi grupları ve bunların etkisindeki bazı Kongre üyelerinin dar siyasi hesaplamalarına esir edilmemesi gerektiği yönündeki tutumumuzu muhataplarımıza aktarıyoruz. ABD Kongresinin verdiği ya da vereceği kararlarda bir ülkenin diğer bir ülke ile olan ilişkilerini baz almaması gerektiğini tüm platformlarda ifade ediyoruz.
Bu manada İsveç ile ilgili bizim bakış açımız İsveç’in sadece üzerine düşen görevleri yerine getirmesiyle sınırlı. Bizim bir ülke ve halklarıyla demokrasi, temel insan hak ve özgürlükleri ekseninin dışında bir sorunumuzun olması mümkün değil. Demokrasimizin bir gereği olarak, İsveç ile ilgili milletimizin iradesinin tecelligâhı olan Meclis’imizin vereceği karar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin son sözü olacak.