Depremin simgesi olan baba Mesut Hançer gazetemize konuştu: Prensesim kalbimi de götürdü

Depremde kaybettiği kızının elini tuttuğu fotoğrafla sembol olan Mesut Hançer gazetemize konuştu: Kalbim, ciğerim, yüreğim gitti.
EMRAH ÖZCAN / KAHRAMANMARAŞ - Enkaz altında hayatını kaybeden kızının elini tuttuğu fotoğrafla Kahramanmaraş depreminin sembolü haline gelen baba Mesut Hançer yaşadıklarını gazetemize anlattı.
“TIRNAKLARIMLA KAZDIM”
Hançer, “2 gün boyunca enkazı tırnaklarımla kazıdım. Kızım Irmak Leyla’nın elini tuttum, saçını okşadım, yüzünü öptüm, sarıldım. Hiç bırakmadım elini. O dünyaya bir melek olarak geldi, dünyadan da bir melek olarak gitti. Ben şu an ayaktayım lakin gördüğünüz cesetten başka bir şey değil. Babam öldü evin direği yıkıldı. Annem ile abilerim, yengelerim, yeğenim öldü kollarım kırıldı. Ama kızım gitti kalbim, ciğerim, yüreğim, bedenim gitti. Beni de aldı gitti. Kolum, kanadım, ayaklarım kırıldı, canım gitti benim” diye konuştu.
“KIZIM SANMIŞTIM ABİM ÇIKTI”
Deprem olduğu esnada fırında çalıştığını söyleyen acılı baba, “Hemen evi aradım. Oğlum, kız kardeşine ulaşamadığını söyledi. Evladım 3 gün öncesinde babaannesini ziyarete gitmişti. Hatay ve İstanbul’dan ağabeylerim ve yeğenlerim gelmişti. Hepsi orada toplandı. Onlara ulaşamayınca evlerine gittim. Enkazı görünce yıkıldım. Sabah olduğunda ellerimle enkazı kazmaya başladım. En sonunda küçücük bir delik açtım. Kızım sanmıştım abim çıktı. Ben ellerimle kazdıkça abimin kanı toprakla ellerime bulaşıyordu” dedi.
RİSKLİ OLDUĞU İÇİN KEPÇE VURULUMADI
Mesut Hançer şöyle konuştu: “Daha sonra kızımı buldum. Belden aşağısı çapraz bir şekilde enkaz altındaydı. Çaprazlama düşmesinden dolayı kepçe vurulamıyordu. Annemin evi arka tarafta olduğu için enkaz kaldırma imkanı da zordu. AFAD’ıyla, jandarmasıyla, polisiyle, görüştüm kepçe istedim. Allah razı olsun, geldiler, ‘Buraya hiçbir şekilde kepçe veremeyiz, verdiğimiz an bina komple dağılır, o zaman bizim çalışmamız daha zor olur’ dediler. AFAD’dan bir amirle görüştüm. ‘Bana bu kepçeyi ver, evladımı çıkaracağım. Kızımı kurtaracağım’ dedim. ‘Veremem, kepçeyi vurduğun an komple dağılır, senin de işin zorlaşır, benim de. Ama sana ekip vereceğim, kendi ellerimizle, kendi çabamızla bilek gücüyle çocuğunu kurtarmaya çalışacağız’ dedi. Arkadaş ekibini verdi. Allah razı olsun evladımı çıkardılar oradan. Kızımla birlikte 7 kişiyi toprağa verdim. Hepsi aynı evde hayata gözlerini yumdu.”
FOTOĞRAFIM ÇEKİLSİN İSTEMEDİM
Fotoğrafının çekilmesiyle ilgili de konuşan Hançer, o anları şu sözlerle anlattı: “Ben ‘fotoğrafımı çek’ demedim. Gazeteci olduğunu bilmiyordum. Biri vardı, telefon ile orada birkaç fotoğraf çekiyordu. Telefon ile çekim yapacaklarına bana yardım etsinler istedim. Benim evladım burada yatıyor. Canım yanıyor. İki gün ellerimle uğraştım. Kızdım, fotoğraf çekmeyin diye. Kart postal yapıp beni duvara mı asacaklar? Sonra birini daha gördüm fotoğraf makinesiyle fotoğraf çekiyordu. Fotoğrafını çekebilir miyim diye sordu. ‘Duvara asacak mısın?’ dedim. Adamı kovaladım. Benim her şeyim gitmiş, canım elimde duruyordu o an.”