80 yıllık açık kapatılıyor

- Güncelleme:
80 yıllık açık kapatılıyor

Gündem Haberleri

Kısa bir süre öncesine kadar dışa bağımlı olan Türk havacılık sektörü, son 20 yıldaki atılımıyla 28 ülkeye ürün ihraç eder konuma yükseldi. Çok fırsatların kaçtığını belirten Prof. Dr. Tevfik Erdem “Engeller sebebiyle 80 yılımızı heba ettik” dedi.

Yakın döneme kadar tamamen dışa bağımlı olan Türk havacılık sektörü, son 20 yılda olağanüstü aşama kaydetti. Türkiye, bugün özellikle İHA-SİHA alanında dünyanın sayılı ülkelerinden birisi hâline geldi ve milyarlarca dolarlık ithalatı sonlandırmanın yanında 28 ülkeye ürün ihraç eder konuma yükseldi. 

Gazetemize konuşan Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Erdem “Bundan tam 100 yıl önce Vecihi Hürkuş’un Türk uçağını ürettiği bir ülke durumundayken müteşebbis kişi ve kadroların önüne çıkarılan engeller sebebiyle 80 yılımızı heba ettik” dedi. 

Erdem, Türkiye’ye iç ve dış odaklar tarafından kurulan tuzakların Vecihi Hürkuş’tan Baykar ailesine bütün millî teknoloji hamlelerinde büyük benzerlikler arz ettiğini söyledi. 

80 yıllık açık kapatılıyor
Vecihi Hürkuş (üstte) ve Nuri Demirağ’ın önüne çıkarılan engellerle yerli üretimlere darbe vuruldu.

İSTİKBALİMİZ YERLE BİR EDİLDİ

Prof. Dr. Tevfik Erdem, cumhuriyetin erken döneminde başlayan AR-GE ve üretim faaliyetlerinin yetenekli kâşif ve mühendislerin desteklenmeyerek ve bu alanda yatırım yapan sanayici, iş adamlarının bir tür cezalandırma yoluna gidilerek saf dışı edildiğini belirti. Erdem, şunları söyledi:

Bu noktada o döneme ait çarpıcı bir örneklerden birisi dönemin en etkin gazetecilerinden Ahmet Emin Yalman’ın yerli uçakları aşağılayan yazılarıdır. Amerikan Curtiss firması ile iş birliği yapan Yalman, THK uçaklarını sistemli bir biçimde eleştirir ve ABD firmasını över. O dönem benzer başka isimler de aynı koroya katılır ve yerli girişimler aleyhinde kara propaganda faaliyeti yürütülür. Bu durum siyaset yapıcı ve bürokrasi çevreleri tarafından da kabul görür. Bu tavrın sebebi ise açılan yüksek meblağdaki ihale bedelleri ve sektörün yağmaya açık büyük bir bal deposu olarak görülmesidir.

Ülkeyi yabancıları mahkûm kılan sürece ilk yerli uçak üreticisi Vecihi Hürkuş ile birlikte Selahaddin Reşit Alan, Nuri Demirağ gibi isimlerin acımasızca kurban edildiğini vurgulayan Tevfik Erdem, “Bizi dünya da çok başka bir yere getirecek fırsatlar harcandı ve istikbalimiz yerle bir edildi” diye konuştu. 

BAYKAR DA AYNI BADİRELERDEN GEÇTİ

Başta Suriye ve Irak olmak üzere Libya, Ukrayna ve Karabağ’da savaşın seyrini değiştiren ana unsur olarak bütün dünyanın dikkatini çeken İHA ve SİHA’ların üretici firması Baykar da erken dönemde yaşanan engellerin benzerleri ile karşılaştı. İlk olarak Baykar üretimi döner kanatlı İHA Malazgirt, eksiksiz teslim edilmesine rağmen “yazılım hatası var” denilerek uçurulmadı. Sistemi inceleyen bilirkişi “yazılım hatası yok” dediği hâlde proje ölüme mahkûm edildi. Yine 2007’de başlayan taktik İHA programı kapsamında hazır olan demo uçuşlarına izin verilmedi. Ergin Saygun Paşa’nın özel çabasıyla bir pist bulundu, uçaklar bir defa da kaçak uçmak mecburiyetinde kaldı. Ardından 2009’da Sinop’taki test uçuşlarında gecenin karanlığında otomatik inen Bayraktar TB1 için heyette olmayan bir subay, uçağın otomatik inmediği iftirasını attı ve otomatik inişin tutanağa yazılmasına mâni oldu. Aynı subay, Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar’ı tutuklatmaya çalıştı. Bayraktar ailesinin üretim serüveninde karşılaştığı engeller bunlarla sınırlı kalmadı. Yazılım, uçuş bilgisayarı gibi millî sistem olma kriterlerini yerine getiren ve başarılı uçuş yapan tek firma Baykar olmasına rağmen bir gecede kural değiştirildi. 

Daha önce belirlenen kriterlere uymayan rakip firmalara da ihaleden pay verildi. Bayraktar TB2’ler 2014’te tüm uçuş ve kabul testlerini başarıyla tamamlamasına rağmen tam dokuz ay hangarda bekletildi ve envantere alınmadı. Şirketin karşılaştığı engellere 2015’te ise Bayraktar TB2’leri silahlandırma aşamasında Roketsan tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk akıllı mühimmatına uzun zaman atış izni verilmedi. Bütün dünyada hayranlık uyandıran Türkiye’nin ilk millî SİHA’sı Bayraktar TB2’lere kavuşması işte bu netameli süreçlerin ardından gerçekleşebildi ve bugünkü oyun kurucu seviyeye ulaştı. 

MİLLİ GİRİŞİMLER THY ELİYLE BİTİRİLDİ

Yazar İsmail Yavuz Türkiye’nin Uçak İmalat Tarihi isimli kitabında millî girişimlerin büyük hayal kırıklıkları yaşadığı tespitinde bulunur. Bu kapsamda zikredilecek isim listesinin başında ilk Türk tipi uçağı 1924 yılında tamamen kendi imkânlarıyla yapan (motor hariç) Vecihi Hürkuş geliyor. Hürkuş, seyrüsefer izni alamadığı uçağı izinsiz uçurur ve sonuçta 10 gün hapis cezası alır. Vecihi, kendisi hakkında verilen bu karardan sonra Hava Kuvvetlerinden istifa edip bugünkü Türk Hava Kurumu (THK) olan Türk Tayyare Cemiyetine katılır. Uçağı, (aslında ilk Türk uçağı da olan) Vecihi K-VI’yı istese de bir türlü geri alamaz. Vecihi’nin ilk çilesi olmaz bu. Vecihi, ikinci defa motoru hariç bütün parçalarını kendi marifetiyle yapıp imal eder. 18 Eylül 1930’da Vecihi-XIV ile Yeşilköy’den Ankara’ya 500 km uçar. Ama Vecihi-VI’da yaşadığı problemi burada da yaşar. Vecihi-XIV’ü değerlendirecek bir teknik heyet olmadığı için uçağına seyrüsefer sertifikası alamaz. Vecihi uçağını parçalayarak trenle Çekoslavakya’ya götürür, orada tekrar birleştirir, uçar ve izni alır. Vecihi, dünya standartlarında yaptığı uçağıyla Çekoslavakya’dan (Prag), 2000 kilometrelik bir uçuşla geri döner. Vecihi Hürkuş’un çilesi bununla bitmez. Dönüşte THK adına il il gösteriler yapar binlerce kilometre uçar. Halka uçmayı sevdiren Vecihi Hürkuş sayesinde THK bağışlarla zenginleşir. Ancak Vecihi’nin başmakinistinin işine son verilir; gerekçe, gittiği yerlerden günlük rapor çekmemesidir. Uçuş tazminatı kesilir, Vecihi XIV uçuştan menedilir ve Vecihi Hürkuş’un kurumla ilişiği kesilir.

Aynı dönem hayal kırıklığı yaşayan kişiler arasında uçak mühendisi Selahattin Reşit Alan da vardır. Alan, 1931-32’de Millî Müdafaa Vekâleti-1 (MMV-1) tayyaresini kendi tasarlayıp üretir. Mühendis Selahattin Alan, Millî Müdafaa Vekâletinden beklediği ilgi ve desteği göremeyince MMV-1 prototip aşamasında kalır. Eskişehir Tayyare Fabrikasından istifa eden Alan, 1936 yılında Nuri Demirağ Uçak Fabrikalarında çalışmaya başlayıp Nu.D36 ‘nın tasarım ve imalatı ile Nu.D38 uçağının tasarımını yapar. Selahattin Alan, Eskişehir’de pilotaj hatası ile hayatını kaybeder. Selahattin Bey’in pilotaj kazasıyla ölümü Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasının kapanmasına sebep olur. THK fabrikaya sipariş verdiği 12 uçak ve 65 planörü teknik hata olduğu gerekçesiyle almaz. Kazanın pilotaj hatasından kaynaklandığı mahkemece kanıtlanıp 25 Eylül 1939’da uçaklar tüm testlerden geçmesine ve Nuri Demirağ mahkemeyi kazanmasına rağmen THK uçakları almaz. Sonuçta fabrikada uçak imalatı durur. YILMAZ BİLGEN'İN HABERİ

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...