Üretimden rafa zam zinciri
Zincir marketlerin çoğunun, üretimden paketlemeye, lojistikten depolamaya kadar kendi şirketleri bulunuyor. İştirakler arasında yapılan ticarette faturalar kabartılıyor. Şirketler kâr üstüne kâr açıklarken olan vatandaşa oluyor. Avrupa’da ise bu sistem ile fiyatların düşmesi sağlanıyor.
KAAN ZENGİNLİ'NİN HABERİ
Gıda sektörünü âdeta ele geçiren zincir marketler, piyasada tekel konumlarını kullanarak fiyatları istedikleri gibi kontrol edebiliyorlar. Son aylarda; döviz, akaryakıt ve işçi maliyetlerine zam gelmezken, kâr hırsıyla hareket eden zincirler temel gıda maddeleri başta olmak üzere birçok etikete yüzde 20 ila 30 zam yaptı.
Gazetemizin gündeme getirdiği ‘marketlerde zam furyası’ haberleri üzerine Ticaret Bakanlığı denetimlerini artırarak cezai yaptırım işlemleri uygulasa da kesilen bu cezaların caydırıcı olmadığı görüldü. Marketlere yılbaşından bu yana 56 milyon TL ceza kesildi ancak 40 bin şube düşünüldüğünde mağaza başı uygulanan ceza 1.400 TL gibi komik bir rakama tekabül etti. Tüketici dernekleri konuyla ilgili yaptırımların ağırlaştırılarak devam etmesi konusunda hemfikir… Şube kapatma, ticaretten men, ruhsat iptali ve ifşa gibi konular gündemde. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuyla ilgili yeni yaptırımların geleceği sinyalini ayrıca verdi. Piyasaya hâkim tekel marketlerde etiket fiyatlarının nasıl arttığını araştırdık. Yaşanan süreci Avrupa ile de kıyasladık.
SİSTEM AVRUPA’NIN TAM TERSİ
Örneğin Avrupa’nın en büyük discount marketi (ucuzluk marketi) ALDI ve Walmart’ta sistem tarladan rafa kadar aynı şirket üzerinde işliyor. Bu dev zincirler ürün fiyatlarını aşağı çekmek adına lojistik dâhil bütün süreci kendi iştirakleri üzerinden yaparak maliyeti düşürüyor. Türkiye’deki zincir marketlerde de aynı tablo görülüyor, tabii bir farkla… Zincir market sektörünün en büyük şirketlerinin birçoğunun; üretim, paketleme, lojistik ve işletme şirketleri bulunuyor. Kısacası üretimden rafa gelene kadar ki süreci aynı şirketler üstleniyor. Bu durumda maliyetlerin düşmesi gerekirken, şirketler kârlarına kâr katıyor. Aynı çatı altında bulunan üretici şirket, biten ürünü iştiraki olan paketleme şirketine göndererek faturalandırıyor. Lojistik, depolama ve işletme giderleri de iştirak şirketleri tarafından faturalandırılıyor. Kısacası maliyet giderleri düşerken, ürün fiyatları artıyor. Serbest piyasa adı altında yapılan bu işlem ile vatandaş ürünlerini zamlı tüketirken, şirket bilançolarında kâr rakamları hızla arıyor.
"BANA DA ÜRET AMA UYGUN FİYAT OLSUN"
Gıda sektöründeki bir diğer sorun ise Private Label (özel üretim) ürünler… Birçok zincir market hemen hemen her üründe kendi üretimini dışarıya yaptırabiliyor. Özellikle temel gıda ürünlerinde bu durum sıkça görülüyor. X markalı zincir market sektördeki bir süt üreticisine üretim yaptırıyor. Kendi markasını üzerine basarak rafa koyuyor. Şayet o süt üreticisi zincir markete ürün yapmak istemezse markete kendi ürünüyle giremiyor ve bu bir pazarlık konusu oluyor. Zincir market kendi markasıyla ürettirdiği ürünü, en ucuza mal etmek adına ‘pazar yeri’ gücünü kullanıyor. Rafa koyduğu üründen yüksek kâr elde ediyor. Üretici marka ise fiyat düşürerek zincir markete ürettiği üründeki zararı kendi markasına zam olarak yansıtıyor.