CHP'nin vaatleri faiz lobisine yarar

aşbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP'nin birtakım vaatlerde bulunmasının millete dokunma ihtiyacı içerisinde olduğunu gösterdiğini belirterek, "Demokrasi bakımından olumludur ancak ekonomi bakımından olumsuzdur" dedi.
Kurtulmuş, Sepetçiler Kasrı'nda düzenlediği ekonomi konulu sohbet toplantısında, yeni dönemin ekonomi yol haritasına ilişkin ipuçları verdi. CHP'nin açıkladığı seçim bildirgesini de değerlendiren Kurtulmuş, "Hayali de olsa birtakım vaatlerde bulunmuş olması; en azından millete dokunma ihtiyacı içerisinde olduğunu gösteriyor. Demokrasi bakımından olumludur ancak ekonomi bakımından olumsuzdur. 'Kaynak nereden bulunacak?' tartışmasının içerisinde olmak istemem ama o kadar büyük tutarsızlıklar var ki... Bir taraftan 'Türkiye'de tasarruf açığımız var' diyorsunuz. Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla'ya (GSYH) göre, yüzde 15 civarı tasarruf miktarımız var. Bunu, 'yüzde 30'a çıkaracağız' diyorsunuz. Nasıl çıkartacaksınız? Bu tasarrufların artırılması için ya kamu tasarruf yapacak yani kamu yatırımlarından vazgeçeceksiniz ya yüksek faizle yeni bir dönem başlatacaksınız, o da elinde para olanın kazanacağı bir sistemdir. Fakirin fukaranın kazanacağı bir sistem değil" dedi.
"Neoliberal ekonomik bakış açısını sol soslarla süslemiş CHP'nin kafası karışık" diyen Kurtulmuş, "Kemal Derviş gibi bir modeli mi öngörüyor, yoksa Zekeriya Temizel tipi bir modeli mi öngörüyor? Dolayısıyla enteresan bir seçim bildirgesi, çelişkilerle dolu" ifadelerini kullandı.
Düyunu Umumiye istiyor
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin 2000-2001 kriz döneminde çok büyük zorluklar yaşadığını dile getirerek, AK Parti iktidarları dönemlerinde de bazı ekonomik dayatmaların yapıldığını ve bunlardan birisinin Gelir İdaresi'nin özerkleştirilerek bir nevi Düyunu Umumiye'ye götürülmesi olduğunu söyledi.


Seçim vaatleri büyük oranda tutturuldu
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AK Parti'nin 2002 yılından genel seyir içinde hedeflerini büyük oranda tutturduğunu belirtti. Kurtulmuş, 2008-2009 krizinin arkasından gelen dalganın Türkiye'yi bir şekilde etkilediğini dile getirerek, şunları aktardı: "2011 yılı nisan ayından beri Suriyeli mültecilerden dolayı Türkiye'nin güneyindeki, Suriye, Irak ve arkasındaki ülkeler Türkiye'ye kapanmış durumda. Suriye meselesi olmasaydı, 2008-2009 krizi olmasaydı bile, bizim bu söylediğimiz faz değişikliğini yapmak mecburiyetimiz vardı. 'Elden gelen öğün olmaz, o da her vakit bulunmaz.' Türkiye o günkü şartlar gereği, çok sayıda yabancı sermaye, yüksek faiz ve içerideki tüketim dolayısıyla çok sayıda para Türkiye'ye geldi. Bu, Türkiye ekonomisinin birtakım yapısal dönüşümleri yapmasına imkan tanıdı."




Milli gelir 18 bin dolar olabilirdi
Türkiye'nin önümüzdeki dönemde tamamlaması gereken gereken çok önemli adımlar olduğunu belirten Kurtulmuş, bunlardan birinin Anayasa değişikliği diğerinin de çözüm süreci olduğunu kaydetti. Türkiye'nin 30 yıllık terörle mücadelesinde en basit hesaplama ile 1,2 trilyon dolarlık ekonomik maliyetin oluştuğunu kaydeden Kurtulmuş, "Bu maliyet oluşmasaydı bugün Türkiye'de kişi başına gelir 18 bin dolar olurdu" diye konuştu.