Tahrikin arka planında enerji var

Tahrikin arka planında enerji var

DÜNYA Haberleri

Türkiye Petrolleri Petrol Taşıma ve Pazarlama Grup Başkanlığı ve Genel Müdür Muavinliği görevlerinde bulunan Necdet Pamir, Ege’nin enerji açısından potansiyeli olan bir deniz olduğunu ancak sahanın öneminin petrol ve gaz potansiyeli ile sınırlandırılamayacağını söyledi.

YILMAZ BİLGEN

Yunanistan’ın Ege’de artan tahriklerinin arka planında enerji alanında yaşanan ve tüm dünyayı sarsan gelişmeler olduğu kaydedildi. Uzmanlar, Ege’de ciddi enerji potansiyeli olduğunu, Batılı egemen güçleri de ardına alan Atina’nın Doğu Akdeniz gerilimini bilinçli olarak Ege’ye taşıdığını belirtiyor. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. İlhan Sağsen, Ege’deki yaşanan krizin enerjiden bağımsız okunamayacağını söyledi. Yaşananları Yunanistan ve Rum tarafının yayılmacı politikalarının devamı olarak nitelendiren Sağsen, krize giden süreci ve yaşanan gerilimi şu sözlerle özetledi:

SİNSİ BİR STRATEJİ..

Ukrayna savaşı ve bu dönemle birlikte Rusya’nın enerjiyi silaha dönüştürmesi tüm denklemi değiştirdi. Türkiye’nin önemi, bu gelişmelerle birlikte çok daha ciddi önem arz etmeye başladı. Bu noktada Yunan tarafı, müttefikleri ile birlikte sinsi bir metod uygulayarak büyük kalibrede güçlerle Türkiye’yi karşı karşıya getirecek hamleler yaptı. Bugün Ege’de yaşananların benzeri tahrikler yakın geçmişte Doğu Akdeniz’de sergilendi. O dönem yapılanlar Kuzey Kıbrıs’ı saf dışı etme amaçlı eylemler idi. Şimdi de yine hiç bir hiçbir hukuki dayanağı olmadan aidiyeti belli olmayan adaları silahlandırıp işgal ediyorlar. Karasularını 12 mile çıkarma, Türk sivil ve askerî hava ve deniz unsurlarına dönük tahrikler de daha fazla alan kapma ve Türkiye’yi bypass etme niyetinin yansımalarıdır.

BATI’NIN DENGELEME ÇABASI

Ukrayna savaşı ile birlikte Batı için Rusya’nın güvenilir bir enerji tedarikçisi olmadığı ortaya çıktı. ABD’nin de desteği ile açılması planlanan Eastmed projesinin çöpe gitmesi ve hem Kuzey Irak hem de İsrail-Akdeniz gazında tek nakil seçeneği olarak Türkiye’nin kalması her şeyi değiştirdi. Batı, savunma sanayi, dış politika, bağımsız politik duruş ve benzeri konularda zaten kontrollerinden çıkmış ülke olarak gördükleri Türkiye’nin enerji alanında da böylesine kritik bir nitelik kazanmasından rahatsız oldu. Özellikle Yunanistan ve Türkiye arasında açılan bir farkı kapatacak gerekçeler üretmeye çalışıyorlar. Bir anlamda büyüyen asimetrik farkı bu ve benzeri krizlerle dengelemek istiyorlar. Oysa Türkiye sadece enerji güvenliği açısından değil AB’nin coğrafi güvenliği için de kilit ülkedir. Bunu bildikleri için toptan kaybetmeyi göze alamazlar sadece kontrolsüz büyümesinden korktukları için bu tarz zayıflatma seçeneklerini deniyorlar.

SAVAŞI BAŞLATAN OLMAYIZ

İlhan Sağsen, devam eden krizin savaşa evrilme ihtimaline ilişkin de Türkiye’nin sıcak çatışmayı başlatan taraf olmayacağını, bıçak kemiğe dayanmadan silahlara müracaat etmeyeceğini vurguladı. Haklı gerekçelerle sınırlı operasyonların denenebileceği görüşünü savunan Dr. Sağsen “Özellikle 12 mil ısrarı tüm şartları değiştirir” diye konuştu. Bölgede yaşanan sorunların AB’den bağımsız değerlendirilemeyeceğine dikkat çeken Dr Sağsen “Ege’nin Yunan gölü olarak tescili en fazla AB’nin çıkarına. Kıbrıs Rum kesiminin AB’ye alınması da Akdeniz merkezli hesapların bir parçası idi. Ancak Türkiyesiz bir Doğu Akdeniz planı yapılamayacağını gören aktörler Ege’de de Türkiye’nin tezlerini kabul etmek zorunda kalacaklar” değerlendirmesinde bulundu.

ATİNA'NIN ÜRETTİĞİ KRİZ SİYASİ BALON

Yunanistan’da yaklaşan seçimlere dikkat çeken Enerji uzmanı Cemal Aslan, AB’nin üyelik dayanışması adı altında Rum-Yunan ikilisine destek verdiğini aktardı. Aslan, deniz yetki alanı ve adaların işgali konusunda hariçten verilen hiçbir desteğin anlamı olmadığını özellikle vurgulayarak “Atina tarafından üretilen krizi mevcut yönetim sadece siyasi balon olarak kullanıyor. Hem kendileri hem de destekçileri haksız olduklarını çok net biliyor” diye konuştu. Cemal Aslan, Doğu Akdeniz’de Yunan ve Rum tarafının tartışmalı hâle getirdiği sahada ise literatüre giren gaz sahası olmadığına dikkat çekti.



Düzenleyen:  - DÜNYA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...