Üzerinden 35 yıl geçti hâlâ hesap verilmedi

Üzerinden 35 yıl geçti hâlâ hesap verilmedi

YAŞAM Haberleri

1989 senesinde Türklerin tutulduğu toplama kampında sekiz bin kişi can verdi. Kamptan geriye bir zamanlar içinde çığlıkların yankılandığı binalar kaldı.

Bulgaristan’da 1949 senesinde Tuna Nehri üzerindeki Belene Adası’nda toplama kampı kuruldu. Ülkede 1989 yılına kadar hüküm süren komünist rejim, bu kampa öncelikle muhalif kişileri yollamaya başladı. Yıllar geçtikçe işin rengi de değişti. Kamp, 1984’te “Soya Dönüş” adı altındaki asimilasyon kampanyasına karşı çıkan Türk ve Müslümanlara da hapishane oldu. 1987’de kapatılana kadar 23 binden fazla kişinin tutulduğu kamp, kötü şöhretini işkenceler ve mahkûmların ağır şartlar altında çalıştırılmasıyla edindi. Burada yaklaşık sekiz bin kişi zulüm altında can verdi. Cesetler ise ya Tuna’ya atıldı ya domuzlara yem edildi ya da hâlâ yerleri bilinmeyen toplu mezarlara gömüldü. Paslı tel örgüleri, boş gözetleme kuleleri, kırık camlı binaları ve bazı mahkûmların ölüme yürüdükleri köprüsüyle Belene Kamp’ı, kuruluşunun yetmişinci senesinde hüzün dolu bir törene sahne oldu. Eski mahkûmlar ve yakınlarının katıldığı törende vahşet dolu günler anıldı. Üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hürriyet ve Şeref Halk Partisi (HŞHP) Genel Başkanı Kasım Dal “Hayatımın üç buçuk yılı aralarında Belene’nin de olduğu farklı kamplarda geçti. İçimizde o kanayan yara hiç kapanmıyor. Komünistler, bir insanlık suçu işlediler ama şu ana kadar hiç kimse onlara hesap sormadı. Biz bunu hatırlatmak için de her sene buradayız. Maalesef sayımız her sene gittikçe azalıyor. En büyük acımız da bu” diye konuştu.
Türk ve Müslümanlara karşı 1984’te yapılan asimilasyon kampanyasına karşı direniş örgütü olarak faaliyet gösteren Demokratik İnsan Hakları Ligi kurucularından Sabri İskender de “Türklüğümü müdafaa ettiğim için buraya getirildim. Tam 111 gün tek kişilik hücrede kaldım. Mayıs 1989’da trene bindirilip Türkiye’ye gönderildim” ifadelerini kullandı. Seydalı Akgün ise “Babam 1954’te Belene’ye sürüldü, ben de kampta beş sene hapis yattım. Bizleri Tuna Nehri’nde vaftiz ederek Hristiyan yapmak istediler. Ancak biz Türklük ve Müslümanlığımızdan asla vazgeçmedik” dedi.

AYNI ZİHNİYET ŞU AN MUHALEFETTE
Parlamento Başkanı Tveta Karayançeva, Belene Kampı’nın, Bulgaristan’da insan doğasının en çirkin yüzünü gösterdiği yer olduğunu söyledi. Karayançeva, bugün ana muhalefetteki Bulgaristan Sosyalist Partisinin (BSP) devamcısı olduğu Komünist Parti’nin yaptıklarından utanç ve pişmanlık duymadığını belirtti. Karayançeva “Burada hapsedilen Müslümanlar, bu dünyada olabilecek en tabii, en temel hakkının peşindeydi. Onlar sadece kökenine bağlı kalıp etnik ve dinî kimliğini sürdürmek istemişti. Yazıklar olsun. Belene, komünist iktidarın en korkutucu sembolüdür” değerlendirmesini yaptı.

 

 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...