Uçakta cesetle seyahat

Uçakta cesetle seyahat

YAŞAM Haberleri

Uçak havalandıktan sonra yaşlı bir adam kalp krizinden öldü. Ceset koridora yatırıldı. Bu şoku atlatamadan hortum yaşanan Antalya’ya zorlu bir iniş gerçekleştirdik. İşte, olayın detayları...

Mahmut Özay
ANTALYA

Sıradan bir günün sabahıydı. Yine bir iş seyahati için uyanmıştım. Yolculuk Antalya’ya haber takibine... Evden yarım saat süren bir yolculuktan sonra kendimi Atatürk Havalimanında buldum. Güvenlik kontrollerinden sonra THY uçağındaki koltuğuma yerleştim. Birçok kişi sabahın erken saati olmasına rağmen şen şakrak koyu bir muhabbete başladı. Uçak kalkalı on dakika olmamıştı. Herkes bir şeylerle oyalanırken, arkamda oturan yaşlı teyzenin çığlığıyla irtildik. Kafamı çevirdiğimde yanında oturan 65 yaşlarındaki kocasının fenalaştığını gördüm.

DOKTOR, DOKTOR YOK MU?
‘İçinizde doktor olan varsa lütfen yardımcı olsun’ diye bağırmaya başladık... Ve nihayet uçakta bulunan Portekizli doktor koşup müdahale etti. Doktor hastanın kalp krizi geçirdiğini söyledi.  Hastanın etrafı boşaltıldı. Pilot geri dönmek için izin istedi. Ancak hava trafiği buna müsait değildi. Herkes elinden geleni yaptı. Ama nafile... Amcayı kaybettik.

KORİDORDA BİR CESET...
Yaklaşık 180 yolcu, koridorda uzanan bir cesetle çaresiz kalakaldık. O bir saat bir türlü geçmek bilmedi. Teyzenin feryatları ve miniklerin ağlama seslerine bir de hava muhalefeti eklendi.

İniş için alçalmaya başlamamızla birlikte uçak adeta beşiğe döndü. Dev gibi uçak sallanıyor, sallandıkça da kemer ikaz ışıkları yanıp sönüyordu. Amcanın vefatı unutuldu. Bu sefer nasıl bir iniş olacak telaşları başladı. Ölü korkusu yerini ölüm korkusuna çevirdi. Kokpitte büyük bir çabanın olduğu o kadar belliydi ki... Bir sağa bir sola diz kıran zeybekler gibi oynayan uçak iki teker üzerine indi. Vefat eden amcanın telefonu çaldı. Hanımı açtı. ‘Babanız öldü guzumm’ diyerek ağlamaya başladı. Sağlık ekipleri amcanın cansız bedenini aldı, götürdü.

ANTALYA MI TÖVBE!
Kısa ama zor bir yolculuğu geride bıraktık, rahatladık diye düşünüyorduk. Meğer Antalya’ya değil başka bir felakete adım atmışız. Öyle şiddetli bir fırtına vardı ki birçok noktada ağaçlar yerinden çıkmıştı. Otelimize doğru ilerlerken “Hortuuuum!” diye bir bağırış yükseldi. Hortum aldığını götürüyor, vurduğunu yıkıyordu. Orada bir kişinin öldüğünü öğrendik.

Şoku bir türlü atlatamadık.  Bol aksiyonlu günün ertesi sabahında ilk uçakla İstanbul’a döndüm. Bu defa gürültüsüz... Ve Antalya defterini uzun bir süre kapadım.

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...