Taş yerinde ağır sözü doğruymuş

Taş yerinde ağır sözü doğruymuş
YAŞAM Haberleri

Taş uzmanı ve tasarımcısı olan Mihriban Adıgül, 'Her taşın etkisi farklıdır. Taş doğru yerde kullanılmadığı zaman bu etkisini kaybeder' diyor.

Mihriban Adıgül, Türkiye'deki sayılı doğal taş uzmanlarından birisi. Jeomorfolog bir annenin kızı olarak çocukluğu, annesinin kitaplarındaki ve evlerindeki taşları inceleyerek geçmiş. O taşların inceliklerini, renklerini, sertliklerini sorarak büyümüş. Üniversiteden sonra medya, finans gibi farklı alanlarda çalışan Adıgül, geçirdiği bir kazanın ardından profesyonel iş yaşantısını da değiştirerek tamamen doğal taşlar üzerine çalışmaya başladı. Kazadan iki ay sonra, Türkiye'deki taş ithalatçılarını bulan Adıgül, iyileşmesinde de taşların büyük rol oynadığını belirtiyor: "Boyunluğumun içine, tam da tiroid çakramın üzerine iri bir kalsedon yerleştirdim. 'Blue lace agate' (mavi dantelli akik) ile negatif enerji girişini kapattım. Beklenenden daha hızlı bir iyileşme olduğunu gören doktorum, 'Ne yapıyorsan devam et' dedi. Taşların etkisini bizzat kendi üzerimde görmüş oldum.
"TÜRKİYE DEĞERLİ TAŞ DOLU
Özgün çizgi ve stilde doğal taşlardan yaptığı takılarıyla Türkiye'de ve dünyada birçok ünlü ismi giydiren genç tasarımcı, "Tüm kâinat ve dünya, minerallerden oluşur. İnsan, bitki, taş… Hepsinin kökeni mineral. Sadece oluşturulmuş formüllerimiz farklı. Taşın içindeki minerallerin hepsi, insanda da var. Ama farklı oranlarda. Taşlar da insanlar gibi... Bir taş ne kadar acı çekerse, o kadar olgunlaşıyor ve mükemmelleşiyor. Yüksek basınç, ısı, gaz halinde sıkışmalar yaşıyor. Bunlarla milyonlarca ve milyarlarca yılda kristalize oluyor, değişime uğruyor. Bütün o yaşadıkları, taşın da ruhunu, karakterini ve kişiliğini oluşturuyor" diyor. Doğal taşların sırrını çözmeye çalışan ve bizzat kendi üzerinde deneyen Mihriban Adıgül, Türkiye'nin değerli taşlarla dolu olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Türkiye'de kuvars kristali, pembe kuvars, akik, kalsedon, siyah turmalin, florid, oniks, sitrin, obsidyen, peridot, granat, opal gibi çok sayıda çeşitte taş var. Muazzam bir zenginliğe sahibiz. Maalesef madenciliğin ağır bir iktisadi yükü olduğu için bu taşlar çıkarılmıyor. Biz de yurtdışından alıyoruz. Eğer madenciliğe taşlar için yatırım yapılırsa, Türkiye'deki müthiş potansiyel de açığa çıkar. Mesela, kalsedon taşı adını Kalkedon'dan yani Kadıköy'den alıyor. Ama literatüre bakın, Türkiye yazmaz çıktığı yerler arasında. Şu anda Eskişehir'de çok ciddi kalsedon madenleri var. Ve biz yurtdışına taş yolluyoruz fakat adımız geçmiyor. Çünkü, kimse ilgilenmiyor."

MİHRİBAN ADIGÜL TEK TEK ANLATTI
Hangisi ne işe yarıyor?
Oniks, kuvars grubuna ait siyah bir akiktir. Kızılderililer, büyü ve vebadan korunmak için kullanırdı. Yara ve hastalıkların tedavisinde kullanıldı. Eski Yunan'da aşkın sadakat taşıydı. Romalılar kötü enerjiye kalkan olarak kullandı. Enerjisiyle cildin altına nüfuz ederek, doğal fonksiyonları dengeler. Mantar, egzama, iltihaplar, yaralar, deri dökülmeleri ve güneş yanıklarına karşı koruyucu ve tedavi edici bir enerjisi var. Tırnakları ve saçları sağlıklı uzatır. Vücuttaki kasılmaları önler. Kalp, bezler, böbrekler, dalak ve sinir sistemini iltihaplara karşı korur. Kansızlığa iyi gelir. Siyah oniks, bütün gece açık havada bekletildiğinde, ya da toprağa gömüldüğünde tüm enerjisine geri kavuşur.

GÖZ İÇİN ZÜMRÜT
Zümrüt, binlerce yıl öncesine gittiğimizde, şu andaki iletişim imkânları bile yokken, Mısır'da ve Tibet'te göz tedavisinde kullanılıyor. O dönemde piramitlerden, tedavi merkezleri olarak yararlanılıyor.

MİDEYE AKİK
Akiğin kem göze, nazara iyi geldiği düşünülür. Diğer taşlar gibi vücuttaki negatif enerjiyi çeker. Akik dilimleri özellikle göz kapakları üzerine konulduğunda dinlendirici etkisi vardır. Gözlerdeki yorgunluğu çeker. Mide ve bağırsak sıkıntılarına iyi gelir.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞ
Aşkın taşı pırlanta değildir
Mihriban Adıgül, pırlantanın bilinenin aksine aşk taşı olmadığını söyledi. Adıgül, "Pırlanta, bir değer taşıdır. Hediye ettiğiniz kişiye değerli olduğu hissini yaşatırsınız ama 'aşk taşları' farklıdır. Yakutu, rubeliti (pembe turmalin), pembe kuvarsı, aşkın taşları arasında sayabiliriz. Bunlar aslında sevgiyi, aşk duygularını güçlendiren taşlar. Ve kalp çakrası üzerinde taşınmaları gerekiyor" dedi. Adıgül, moldavit hakkında da şu bilgiyi verdi: "Moldavit, bu dünyaya ait değil. Bir göktaşı. Çok hafiftir. Enerjileri çok yüksektir. Çünkü diğer doğal taşlardan farklı olarak oluşmuştur ve dünyamıza ait olmayan bir enerji potansiyeline sahiptir. Gribal enfeksiyonlarda, solunum yolu hastalıklarında ve anemide etkilidir. Baş bölgesine uygulandığında ağrıyı keser. Çakralardaki enerji bloklarını çözer. Alın çakrasında çok etkilidir."

ZAMAN AYARLI KUVARS
Adıgül, kuvarsla ilgili ise, şunları ifade etti: "Eski saatlerde hep Quartz ifadesi geçer. Bunun sebebi de doğadaki titreşim periyodu en mükemmel taşın, kuvars kristali olması. İnsanlık zaman ayarlamasında bu sebeple kuvars kullanmış. Aynı zamanda çok iyi bir iletken ve iyi bir yükselticidir. O sebeple televizyonların içlerinde, alıcılarda, vericilerde kuvars kristalinden yararlanılır. NASA uzun yıllardır faydalanıyor. Mesela mekiğin ilk fırlatılma anında çok yüksek bir enerji gerekiyor. Yükseltici etkisi olduğu için o fırlatmada kuvars kristalinin önemli etkisi var."

VÜCUDA TEMAS ETMELİ
Mihriban Adıgül'ün son uyarıları ise, şöyle: "Taşın teninize değmesi çok önemli. Ne kadar değerse, o kadar çok faydalanırsınız. Yüzüklerde değmese bile gümüş, altın iletiyor. Kışın kalın giysiler üzerinde kalırsa, taşın etkisi kalıyor. Her taşın, insan vücudunda bulunması gereken yer farklı. Taşlar, enerji merkezlerine göre konumlandırılmalı. Örneğin; pembe kuvars, en yüksek faydayı, kalp çakrasında sağlar. Yüzük olarak taşınırsa değil! Yine de o negatif elektriği çeker; ama o kadar etkili olmaz."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...