Sinirlerimize niçin hâkim olamıyoruz?

Sinirlerimize niçin hâkim olamıyoruz?

YAŞAM Haberleri

Trafikte korna çaldı diye hamile kadını bile dövenler, yaşlı kadını hastanelik eden polisler, dersin ortasında birbirini bıçaklayan liseliler... Bu gidişat nereye?..

Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde her gün bir başka vahşete şahit oluyoruz. Devlet, öncelikli olarak suç işleyenlere yönelik cezaları artırıyor. Ancak üzücü vakaların sonu gelmiyor. En bariz örnek, kadınların katli... Geçtiğimiz yıllara göre 2018 yılında kadın cinayeti arttı. 2015’te 303, 2016’da 328, 2017’de 409 kadın can verirken, 2018’de 440 kadın cinayete kurban gitti. 440 kadının 131’i şüpheli olarak kayıtlara geçti ve failleri bulunamadı.
Peki bu öfkenin kaynağı ne? Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Hurşit Yenisaran, bu soruya “Azalan empati, birbirimize yönelik güvensizlik, daha iyi yaşama arzusu” cevabını verdi. Yenisaran “İnsanlar kötülüğün nereden, nasıl geleceğini bilemez hale geldi. Bu da ürkek ama saldırgan bir ruh haline büründürdü bizi. Trafikte yaşanan basit bir tartışmadan cinayet çıkabiliyor mesela” dedi.

NEZAKET, MERHAMET...
Prof. Dr. Yenisaran, reçeteyi de şöyle yazdı: Türk toplumunda sesinin yükseltmezsen amiyane tabirle ‘ezik’ sayılıyorsun. Dolayısıyla çocuk da hakkını başka şekilde aramayı öğreniyor. Doğrunun nezaket, merhamet olduğunu hepimizin kabullenmesi gerek. Bir de, şiddeti uygulayan aslında aciz kişidir. Karşılarındaki insana boyun eğdirerek geçici bir zafer duygusu yaşar. Her insan saygıya değerdir. Temel düsturumuz bu olunca acizlik duygusu da azalır. Karşı taraf kendini değerli hisseder.

İŞİN MANEVİ YÖNÜ...
İlahiyatçı yazarımız Osman Ünlü ise, problemin manezi boyutu hakkında şunları aktardı: Öfke, insanın yaratılışında vardır. Öfkeli kimse, hem kendine hem başkalarına zarar verir. Hatta küfre kadar götürebilir. Öfkesini yenen cennetle müjdelenmiştir. Hadîs-i şerîfte “Bir kimse, Allahü teâlânın rızâsı için gadabını, öfkesini defederse, Allah da ondan azâbını def eder” buyuruldu. Peygamber efendimiz “Gadaba gelen abdest alsın. Ayakta ise otursun. Gadabı devam ederse yan yatsın” buyurmuşlardır.

NE HAMİLELİĞİNİ NE GAZİLİĞİNİ DİNLEDİLER
∂ Ankara’nın Yenimahalle ilçesindeki Batıkent Bulvarı’nda Umut Ö., 2011 yılında Ankara’da meydana gelen patlamada yaralanan sivil gazi eşi Berna Ö. ile kırmızı ışıkta durduğu sırada kornaya basılması üzerine tartışma çıktı. F.C. hızla aracından inip Umut Ö’nün otomobilinin kapısını açtı ve onunla yüzde 43 engelli raporu bulunan 5 aylık hamile eşine önce sopayla ardından da yumrukla saldırdı. Acil serviste tedaviye alınan Berna Ö. aracın sürücüsünden şikayetçi oldu. Kornaya bastığını hatırlamadığını belirten mağdur koca Umut Ö. “Darp etmeye ve çok ağır küfürler etmeye başladı. Panikle eşimin engelli ve sivil gazi olduğunu söyledim. Bunu öğrenince eşimin karnına doğru yumruk atmaya çalıştı, maalesef kafasına da bir yumruk geldi” dedi. F.C. emniyetteki ifadesinde, Umut Ö.’nün trafikte arkasından gelirken sürekli kornaya bastığını, önüne geçerken de kendisini tehlikeye soktuğunu ileri sürdü. Sürücü, ifadesinin ardından serbest bırakıldı.

TRAFİKTE MAGANDALIK NASIL BİTER?
Türkiye Sürücü Eğitimcileri Konfederasyonu (TÜSEKON) Başkanı İsmail Yılmaz:  Trafikte sürücünün davranışı, bilgi eksikliğinden değil kendi karakteri ve yetiştirilme tarzıyla alakalı. Kişi saygın bir insan da olsa direksiyona geçince bir anda farklı bir yapıya bürünüyor. Bence en önemli caydırıcılık, ceza alan kişinin belli bir limitten sonra araç kullanması engellenmeli. Sürücüyle beraber aracın da cezalandırılması gerek. Artık “Önüne gelene ehliyet veriliyor” gibi bir sistem yok. Avrupa’da en zor sınav bizde. 35 dakikalık sınavda 2 kere stop etti mi öğrenci kalıyor. Aracını kaldıramazsa, emniyet kemerini takmadıysa, yayaya yol vermediyse yine kalıyor.
 Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi Başkanı (TÜRKAD) Mehmet Sarı:  Kanunların caydırıcı bir yanı olmalı. Bu anlamda trafik magandalığının ayrıca ve farklı bir suç olarak yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Türk Ceza Kanunu’nda hafif yaralamalar için tutukluluk yok. Verilen zarar adli tabiplikçe verilen raporda yüksek çıkmışsa ancak o zaman beklenen cezalar verilebilir.

 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...