Ömrünün yarısını suçsuz yere hapiste geçirdi

ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde, işlemediği iki cinayet sonucu suçsuz yere müebbet hapis yatan Joseph Sledge, yaklaşık 40 yıl sonra özgürlüğüne kavuştu. 70 yaşındaki Sledge, eyaletin 2007 yılında kurduğu Kuzey Carolina Suçsuzluk Araştırma Komisyonu'nun çalışmaları sonucu üç kişilik jüri heyetince aklandı.

Kararın açıklanmasıyla ne yapacağını şaşıran Sledge, ailesi ve avukatına sarıldı. Bölge savcısı cinayet dosyasının yeniden açılacağı sözünü verirken sistemin bir hata yaptığını, bunun için de Sledge'den özür dilediğini söyledi. Hayatının yarısından fazlasını suçsuz yere demir parmaklıklar ardında geçiren Sledge, özgürlüğü 'harika bir his' olarak değerlendirdi.

ABD basınında çıkan haberlere göre; Sledge'e, Kuzey Carolina eyaleti tarafından 750 bin dolar (Yaklaşık 1.8 milyon TL) tazminat ödenecek.

Sledge, bugüne kadar 1500 davayı ele alan komisyonun çalışmaları sonucu tahliye edilen sekizinci kişi oldu.

nbsp;

Sledge, cezaevinden elinde iki büyük poşetle çıktı.

CİNAYETLER ÜZERİNE KALMIŞTI

Kuzey Carolina'da yaşayan Josephine Davis ve kızı Aileen Davis, Eylül 1976'da Elizabethtown'daki evlerinde ölü bulunmuştu. Anne Davis defalarca bıçaklanıp dövülürken, kızı Aileen de cinsel istismara uğramıştı.

Cesetlerin bulunmasından bir gün önce Sledge, hırsızlık suçundan yattığı olay yeri yakınlarındaki White Lake Esir Kampı'ndan firar etmişti. Sledge, Güney Carolina Dilton'da çalıntı bir arabada yakalandıktan sonra Kuzey Carolina'ya getirilerek birinci dereceden iki cinayetle suçlandı.

nbsp;

"YALANCI ŞAHİT"

Mahkemede sunulan adli delillerin yanı sıra iki mahkum da Sledge'in suçu itiraf ettiği yönünde ifade vererek Sledge'in müebbet hapis cezasına çarptırılmasına neden olmuştu. Olay yerinden Sledge'e ait olmayan DNA, parmak izi ve saç örneklerinin bulunması ve söz konusu iki mahkumdan birinin ifadesini değiştirmesi Sledge'in aklanmasında etkili oldu.

Herman Baker adlı mahkum, 2013 yılında değiştirdiği ifadesinde; 1978'deki duruşmada, kendisinin yargılandığı uyuşturucu davasında yetkililerce hafifletme sözü verilmesinin ardından yalan söylediğini ve ilk ifadesinde yetkililerin kendisini yönlendirdiğini itiraf etmişti.