Oktay Özinci, 'Eğitimde elimizi taşın altına koyduk'

Oktay Özinci, 'Eğitimde elimizi taşın altına koyduk'

YAŞAM Haberleri

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı Başkanı Özinci, 'Eğitim durumu düşük bölgelere gitmeyi esas alıyoruz' dedi.

SunuşTürkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Özinci ile sizlere vakfı anlatmak üzere bir araya geldik bu hafta. Acıbadem'de yeşillikler içinde güzel manzaralı bir bina ve içinde bu hizmete gönül vermiş, aynı içtenlikle gülümseyen insanlar. Bu toplulukla bir araya geldiğinizde sizi öyle hoş tutuyorlar ki, oradan ayrılmak istemiyor, 'ben onlar için ne yapabilirim'i düşünüyorsunuz hemen. Ulaştıkları çocuklar, ulaştıkları okullar, yaptırdıkları park-okullar hızla büyüyor, yayılıyor. Bu da daha çok insanla gönül bağı demek, özgüvenli, eğitimli çocuk demek... Siz de gönül bağınız olsun istiyorsanız bence röportajımızdan sonra TEGV'in yanında olabilirsiniz. Bu oluşum hem çocukları mutlu ediyor hem gönüllüleri hem de bu sohbetten sonra beni... Suna Kıraç'ın onursal başkanlığındaki tüm ekibe teşekkürler... İyi Pazarlar G.K.Z. nbsp;


nbsp;Oktay Özinci, 'Eğitimde elimizi taşın altına koyduk'

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Özinci, 28 yıl profesyonel yönetici olarak birçok şirkette çalışan, en son da Unilever şirketinden başkan yardımcısı sıfatıyla emekli olan bir isim. Şu anda Boğaziçi Üniversitesi'nde part time hocalık yapıyor. Bülent Özaydınlı, Koç Holding'te grup başkanı iken Özinci'ye, "TEGV'de yönetim kurulu üyeliğim bitiyor. Sen buraya gelir misin?" diye sormuş. Ve Özinci'nin TEGV macerası böyle başlamış. Özinci, "12 senedir buraya elimden gelen katkıyı vermeye çalışıyorum. Benim gibi benden önceki başkanların da çok büyük hikâyesi var. Ama önemli olan bir şeyler yapabiliyor olmak" diyor. nbsp;

gt; Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) tanıdığım en güvenilir vakıflardan biri. Bu ihtiyaç nasıl fark edildi?
Eğitim için elini taşın altına koyanların, Suna Kıraç ve arkadaşlarının başlattığı bir hamledir bu. Çok ihtiyaç vardı. Dünyada batıya baktığımız zaman bir sanayi devrimi yaşandı. Sanayi Devrimi'yle bilimin ve eğitimin önemi anlaşıldı. Bu da beraberinde kalkınmayı getirdi. Batı dünyasının bu atağından sonra Uzakdoğu, Tayland, Tayvan, Singapur gibi bölgeler de 1950 ve 60'larda buna benzer açıkları görüp, bilgi ve teknolojiye odaklanmaya başladı. Burada acıklı bir tablo karşımıza çıkmaktadır. 1950 ve 1960'larda bu ülkelere baktığımız zaman kişi başına düşen milli gelir, o yıllarda Türkiye'nin altındadır.


gt; O ülkelerde milli gelir Türkiye'nin altındayken, ne atlandı ve bizden hızla yol aldılar?
Bu kadar zaman geçti ve o ülkelerin milli geliri şimdilerde Türkiye'nin dört beş katıdır. Kendilerindeki bilgi ve teknoloji eksikliğini görüp o zamanlar bu açığı çok güzel bir şekilde kapattılar. Biz ise, Cumhuriyet'ten sonra da ezberci sistemi devam ettirdik. Ezberci eğitim sistemi insanlara sadece ezberletmeyi öğretir. Tek yönlü eğitim sistemidir. Eğitimin niceliği ve niteliği bakımından, tarihsel şartlarımız ve az gelişmişliğimiz sebebiyle diğer ülkelerle aramızdaki fark çok ciddi derecede açıldı. Hal böyle olunca biz eğitimsiz toplum olduk, başkaları ise eğitimli toplum oldu. Böylece devletin verdiği eğitime birilerinin de destek vermesi gerekti. Çünkü Türkiye eğitimine elinden gelen özeni göstermeye çalıştı. Milli eğitim bütçesi en yüksek bütçedir. Ama yine de diğer devletlerle aramızdaki fark o kadar çok ki, bu devletin de yapabileceği şey maalesef bu kadar.


gt; Geçmiş zamana baktığımızda kalabalık sınıflar, öğretmen yetersizliği gibi çözüm bekleyen konular vardı. Şimdi çok şey değişti, katılıyor musunuz?
Çok daha eski zamanlarda, çok kalabalık sınıflar, sabahçılar, öğlenciler, yetersiz kalan öğretmen ve okullar özellikle bizim az gelişmiş bölgelerimizde çok daha fazlaydı. Sınıflarda yüz tane öğrenciyi bir arada düşünsenize, o öğretmen hangi bir öğrenciyi tanısın ya da ismini bilsin. O çocukların, bu kadar kalabalık sınıflarda hiçbir şey söylemeye de hakkı olmuyor. Eve gittiğinde ne oluyor sekiz, dokuz kardeş de evde onu bekliyor. Anne ve babaları çocuklarının adlarını bile akıllarında tutuyorlarsa iyidir. Şimdi böyle şartlarda sen Türkiye'yi alır başka ülkelerle kıyaslarsan, o zaman bizim hiçbir şansımız yok demektir. Bu yüzden devlet ve hayırsever birçok insan, kendi adını vererek birçok okul yaptırıyor. Dolayısıyla fiziki altyapı oluşturuluyor. Fakat fiziki altyapı da yetersiz olduğundan TEGV de eğitim sistemine destek olmak zorundadır. Eğitim için elini taşın altına koyanların başlattığı bir projedir bu. Eğitime destek o kadar geniş bir konu ki, bunu da belirli bir çerçevede yaparak TEGV kendi tanımını ve misyonunu ortaya koymuş bulunmaktadır. Biz ilkokul çağındaki çocuklara odaklanıyoruz ve eğitim durumu daha düşük olan bölgelere gitmeyi esas alıyoruz. Aynı zamanda diyoruz ki: 'Okulda öğrenilen derslerin tekrarını yaptırmayacağım. Ben dershane değilim. Ben çocuğun kişisel özelliklerini geliştirici programlar yapacağım ve ben çocuklara onları vermeye çalışacağım.' TEGV, çocukların kişisel güvenlerini ve yeteneklerini artırmak üzere, çocukların da aktif rol oynadığı özel programlar yapıyor ve bunları uyguluyor. Web sitemize girdiğiniz zaman o programların hepsini tek tek görme şansınız olacak.


gt; Çocuklara bu eğitim programlarını kimler ne şekilde uygulamaktadır?
Çocuklarımızın başlarında öğretmenler yok, gönüllüler var. Peki, kim bu gönüllüler? Üçte ikilik bir kısım üniversite öğrencisi, diğer bir kısım eğitim fakültesi öğrencileri, emekli öğretmenler, mahallemizdeki hali vakti yerinde olan gönüllüler... Bu gönüllülerimiz de adım adım eğitim programıyla gönüllü olmaya hak kazanıyor. Bu eğitim programında, referans kitaplarımız ve fiilen gönüllülük oryantasyon programımız var. Ben gönüllü olduğum zaman haftada iki gün, en az iki saat bir programa gönüllü oluyorum ve belirli bir disiplinde o programı çocuklarımıza veriyorum. Daha sonra bu gönüllülerimiz Ahmet abi ve Ayşe Abla dediğimiz, benim bunu altın üçgen diye ifade ettiğim bir model oluşturuyoruz. Bu model sadece TEGV'e özgüdür. Çünkü on bin civarında gönüllümüz vardır bizim. Aynı zamanda fiilen öğretmenlik yapıp bize gönüllü olan arkadaşlarımız da var. Mesela Batman'ın Sason ilçesindeki gönüllülerimizin çoğunluğunu öğretmenlerimiz oluşturmaktadır. Geçen sene yüz altmış bin çocuk TEGV'liydi. On sekiz yılda 1.8 milyona geldik.


gt; TEGV'e katılan çocuklara eğitim programı sonrası bir sertifika veriliyor mu?
Hayır, onu özellikle yapmıyoruz ve hatta çok başarılı olanlara ödül de vermiyoruz. Amacımız; çocukları okul havasından çıkarmak ve onlara birlik beraberlik, takım ruhunu kazandırmak. Eğitim programlarına katılıp büyüdüklerinde gönüllü olan arkadaşlarımız da var. Dolayısıyla bize katılan çocuklara bir sertifika vermiyoruz, onların kişiliklerine artı değer katmaya çalışıyoruz.


gt; Çocuklar için eğitim programı ne kadar sürmektedir?
Bir haftada en az iki gün, çarpı iki saat ve bir sömestr boyunca çocuklarımıza eğitim vermeye devam ediyoruz. Bizim ders verdiğimiz yerler okula benzemediği için, çocuklarımız rahat. Abilerimiz ablalarımız da gönüllü olduğu için, çocuklarımızın başarısız olması mümkün değil.

nbsp;Oktay Özinci, 'Eğitimde elimizi taşın altına koyduk'

88 NOKTADA HİZMET VERİYOR
Önceliğimiz ihtiyaç sahibi bölgeler

gt; Faaliyetlerinizi kaç noktada ve nerelerde sürdürmektesiniz?


Toplamda 88 noktamız var. 23 tanesi mobil olan Ateş Böcekleri, geri kalan sabit noktalardır. Sabit noktalarımızda 95 yılından beri önceliğimiz, daha çok ihtiyaç olan bölgelerde, yerel destek sağlanarak faaliyetlerde bulunmamızdır. Çünkü yerel destek son derece önemlidir. Bizim bu faaliyet alanlarımızdan 10 tanesi de parklarımızdır.
Park deyince aklınıza büyük bahçeli bir ilkokul gelsin. Okulun ve bahçenin içerisinde birçok sınıf ve oturma alanları yer almaktadır ve bu parklarımızda bir senede bin beş yüzle, üç bin arasında değişen çocuklarımız bulunmaktadır. nbsp;
Biz bu alanlarımıza eğitim parkı diyoruz. Daha küçük nitelikte, bazen tek başına müstakil ve ya ufak bir yerin bir katı olan ve üç, beş etkinlik odası olabilen, yedi yüz, sekiz yüz çocuk çevirebilecek çapta olan birimlerimiz de bulunmaktadır. Bir de il temsilciliği modelimiz vardır ama bu daha çok yeni bir modeldir.





EĞİTİM PROGRAMLARI
Ateş böceğiyle eğlenceli eğitim


TEGV, Okuyorum Oynuyorum, Düşler Atölyesi, Eğlen Öğren Hijyen ve Tropikal Ateş Böceği projeleri ile eğitimi eğlenceli hâle getirmeyi amaçlıyor


Oktay Özinci, eğitim programlarını başlıklarla şöyle anlattı..


OKUYORUM OYNUYORUM: nbsp;Adından belli olacağı gibi bu programda çocuklara belirli roller vererek, çocuklara üstlendikleri işleri sevdirerek yaptırıyor. Amacımız da illa bir şeyler okutup da ezberletmek değil, okumayı sevdirmek ve okuduğuna yöneltmek bizim için oldukça önemli bir noktadır. Bunu da çocuğu işin içine katarak yapıyoruz. Matematik, fen ve ben diye bir program var. Bu program, derslerle ilgili ufak ufak deneyler yaptırarak, çocukların bu dersleri sevmelerini sağlıyor.


DÜŞLER ATÖLYESİ: Bu programda, plastik sanatlar, çamurlar, tebeşirler, resimler var ve aynı zamanda dinledikleri klasik müziğin onlara neler çağrıştırdığını resme döküyorlar.


EĞLEN ÖĞREN HİJYEN: nbsp;Bu programda nbsp;komik bir şekilde, tiyatro biçiminde çocuklara hijyen ve temizlikle ilgili şeyler öğretiliyor. Kariyer yolculuğuma başlıyorum diye bir program var. Burada da meslekleri öğreniyorlar.


ATEŞ BÖCEĞİ; nbsp;Bu programda trafik kuralları eğlenceli bir şekilde çocuklara uygulamalı olarak anlatılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı'yla bir anlaşmamız var ve Milli Eğitim Bakanlığı da bizim okullarda da sosyal saatlerde faaliyetlerde bulunmamıza izin veriyor. Bizim şu anda 23 tane gezen "Ateş Böcekleri"miz var. Gidip bazı okulların bahçelerine yanaşıyorlar. İki saat orada kalıyorlar. Çocuklarda boş zamanlarını eğlenerek ve öğrenerek geçiriyor. İhtiyaca göre "Ateş Böcekleri"mizi okullara gönderiyoruz. Van depreminden sonra bizim beş tane "Ateş Böceği"miz o bölgede kalarak çocuklarımıza eğitim vermeye devam etti. Bu programları alan çocukların özgüvenleri artmaktadır. Biz çocuklarımızı, sorgulayan bir çocuk olamaya teşvik ediyoruz. Dolayısıyla objektif olsun ve dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmasını da engellemeye çalışıyoruz.





İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR
Nasıl gönüllü olabilirsiniz?


"3353'e 10 liralık SMS gönderdiğiniz zaman bir çocuğumuzun eğitimine destek olmuş oluyorsunuz."


gt; TEGV'de gönüllü olarak çalışmak için neler gerekmektedir?
Türkiye'de gönüllülük müessesesi tam olarak oturmadığı için, bizim de gönüllülerimizin devamlılığı iki yıl sürüyor, ondan sonra gönüllüler kopuyor. O gönüllüleri kontrol etmek zor ve öyle bir mekanizmamız yok. Siz neler yapabileceğinizi bize anlattıktan sonra, bizler hemen adım adım olan gönüllülük programını öneriyoruz. Ama bize sahada değil de, kendi mesleğini kullanarak da gönüllülük eden kişiler var. Mesela avukatlar, tercümanlar, reklamcılar var ve böyle insanlara da açıkçası çok ihtiyacımız var. Toplumda insanların bizden haberdar olmasına ihtiyacımız var. nbsp;


gt; Bağış ve SMS sisteminiz nasıl işliyor?
Her zaman geçeri olan bizim bir SMS sistemimiz var. Türkiye'de ilk olarak SMS kampanyalarını biz başlattık ama şimdilerde her şeye sms atma durumu ortaya çıktığı için, bizimkisinin pek fazla değeri kalmadı. Ama yinede 3353'e 10 liralık SMS gönderdiğiniz zaman bir çocuğumuzun eğitimine destek olmuş oluyorsunuz. Hatta 23 Nisan'da bu SMS kampanyasına daha da yüklendik. Esas hedefimiz veraset yoluyla yapılan bağışlardır. Bizler kendimizi çok iyi tanıtıp, uzun vadeli kaynaklar sağlamak istiyoruz. Çünkü bizim yaptığımız iş de çok uzun vadelidir. Türkiye'de varlıklı ve kimsesi olmayan birçok insan var. Parasını nereye harcayacağını bilemiyor. İşte biz bu insanlara ulaştığımız zaman daha anlamlı bağışlar elde etmiş olacağız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...