Mutluluğu yarından ödünç alıyoruz

CANAN ERASLAN

Sadece bunlar mı; mutluluk sebeplerimiz bile değişti. Dün günlerce ağlatan bir durum bugün ‘tüh’ diyeceğimiz kadar küçüldü, milyarlarca insanın tek derdi hastalanmadan yarına çıkabilmek oldu. Bu amaçla evlere kapandık, kıyafet almadık, ayakkabı tutkumuz bitti, kuaföre gitmedik. Yani ‘olmazsa olmaz’ dediğimiz şeylerden bile kolayca vazgeçtik bile isteye. Şimdi şirketler bu değişime göre plan yapmak zorunda. Yarın kimin müşterileri olacağını, hangi ürünleri alıp tercih edeceğini araştırıyor. Bunun için dünyada yıllardır çalışan Uservision adlı sistem, yarının tüketici davranışlarını kurguluyor. Pazarlama aktivitelerini şekillendirmek için sistem öneren şirket, ilk satın alma şeklinin sezgilerle olacağını anlatıyor. Atıştırmalıklar bu duyguyla alınıyor. İkincisi ise düşünüp planlayarak alışveriş yapanların davranış şekli. Yeni durumda, yani salgın sonrasında ise yepyeni bir sisteme hepimizin alışacağını iddia ediyor. Yani hayal etme, gelecekteki ‘kendi’ için karar verme davranışı üzerine kuruluyor. Bugün bir markadan elbise aldık diyelim; bunu bugün denediğimizde, yarın deniz kenarındaki mutluluğu hayal ediyor, beğenenleri düşünüyor ve mutlu oluyoruz. Böylece gelecekte yaşayacağımız mutluluktan bugün ödünç alıyor ve umudumuzu artırıyoruz. Yeni dönem, gelecekteki mutluluktan ödünç almayı sağlayabilen markaların dönemi olacak...