Mukaddes Mekân Mescid-i Haram

Mukaddes Mekân Mescid-i Haram

YAŞAM Haberleri

Kefenli bir insan yanında ne götürüyorsa öyle çıkarsınız bu yolculuğa… Bütün dünyevi kimliklerinizi bir yana bırakıp lebbeyk nidaları ile Beytullah’a ulaşır Allahü teâlânın misafiri olmanın hazzını doyasıya yaşarsınız.

Osman Sağırlı - Abdülhakim Arvas

Yeryüzündeki ilk mabet, ilk yapı, haccın sebebi ve kıblegâhımız olan Kâbe-i Muazzama’yı sinesinde muhafaza eden Mekke-i Mükerreme dünyanın en mukaddes şehridir. Eğer bu şehre İslam’ın beş şartından biri olan hac için gidecekseniz heyecanı haftalar öncesinden ta iliklerinizde hissedersiniz.
Havalimanında emanet edilen selamları, dua isteyen garibanları geride bırakıp ihrama büründüğünüz anda artık “Lebbeyk” sedaları ortalığı sarar. İhrama bürünen hacı, kefeniyle dolaşan ölü gibidir. Artık amir, memur, zengin, fakir yoktur. Gözler yumulur, “Lebbeyk Allahümme lebbeyk...” nidaları başlar, yani: “Sana geldim Allah’ım!”
Dillerde telbiye ve tekbir, yüreklerde tevbe ve zikir. Yol boyu kasidelerle kendinizden geçer, sohbetlerle kendinize gelirsiniz. Hoca efendiler yol boyunca ihramlının uyacakları kuralları hatırlatırlar. Artık böceği bile öldüremez, yaprağı bile koparamazsınız.
Mekke-i Mükerreme’ye ulaşmak biraz meşakkatlidir zira. Ancak bu kutlu yolculukta “Hacı sabır” her türlü engelin parolasıdır.  Harem bölgesine girer girmez âdeta bir manyetik alan oluşur. O mübarek yapı insanı kendine doğru çeker. Nasıl gittiğinizin farkında bile olmaz bir anda kendinizi insan seli içinde bulursunuz. Kalplerde bir rahatlık, gönüllerde ferahlık, insanın içi kıpır kıpır...
Babusselam’dan içeri adım atar atmaz Beytullah’la yüz yüze gelirsiniz. Asırlardır milyarlarca Müslümanı misafir eden mabette Allahü teâlânın misafirisiniz artık. Eller semaya, gözler Beytullah’a kilitlenir. Zira onu gördüğünüz anda yapılan duaların reddedilmeyeceği müjdelenmiştir. Milyarların kıblesinde hislenmemek mümkün mü? Heyecandan dizleriniz çözülür, sesinizi kendiniz bile tanıyamazsınız. Gözünüz yaş dolar, bir şeyler oturur boğazınıza. Hani o anlaşılamayan ve anlatılamayan şeyler. Bol bol dua eder, hislenirsiniz, ta ki omuzunuza biri dokunup “Tarik hacı” diye ikaz edene kadar…
Metaf (tavaf) alanına girdiğiniz anda mermerlerin ılıklığı tabanlarınızı, Beytullah’ın manevi atmosferi ise yüreğinizi okşar. Yürümekle uçmak arası karışırsınız insan seline. Makam-ı İbrahim, Hacer-ül Esved, Hatim, Mültezem, Musalla-i Cibril (Cebrail Aleyhisselâmın miraçtan sonra Efendimize namaz kıldırdığı Kabe-i Muazzama kapısının hemen sağındaki taş), Türkiye’den kıbleye yöneldiğimiz noktada bulunan altın oluk hepsi karşınızda… Doya doya öpüp koklama nimetine kavuşana mübarek olsun.
Hacer-ül Esved’i istilam (selamlama) ederek başlarsınız tavafa. Beytullah’ı solunuza alır, kalpten bağ kurarak saat yönünün tersine yedi şavt dönersiniz. Burada yapılan her ibadetin bir hikmeti vardır. Evrendeki her zerre, her şey bir felekte (yörüngede) döndüğü gibi siz de burada döner bir fani olduğunuzu ikrar edersiniz. Kâbe’nin tahiyat-ül mescidi budur zaten. Tavaf hitamında mümkünse Makam-ı İbrahim civarında (Hazreti İbrahim’in insanları hacca davet ederken üzerine çıktığı ve ayak izinin olduğu taş) iki rekât namaz kılar, sonra zemzem içersiniz, hatta yüzünüze gözünüze serpersiniz. Akabinde Safa ve Merve tepeleri arasında say (aramak) yapar Hazreti Hacer Validemizin evladı Hazreti İsmail’i susuz gölgesiz yerde bırakıp yiyecek aradığı o anı ve Allahü teâlâya teslim olduğunda yaşadığı duyguyu bedeninizde hissedersiniz.  Evet. Eğer temettü haccına niyetlendi iseniz (ki genellikle öyle olur) tıraş olup ihramdan çıkarsınız. Ta ki Arefe gününe kadar. Burada bırakın eylemi akıldan geçen iyilik ve kötülük bile günah-sevap hanesine yazılır ki büyüklerin aman edep, aman dikkat ikazları bunun içindir.

HASRETİN SILASI
Hac, gönül birlikteliğinin dil birlikteliğinin çok üstünde olduğu bir yerdir. Hac, insanın statülerden, mevkilerden, dil, din ve kültürün kişiye yüklediği dünyevi kalıplardan soyunarak salt bir varlık olarak Rabb’in kudretine teslimiyetidir. Hac, kişinin Allahü teâlâya derin hasretinin sılasıdır. Hac, müminler arasında kardeşliğin; siyah derilinin ak deriliyle, sarı tenlinin kırmızı benizliyle ırk, dil, kültür ve coğrafyanın ötesinde bir yerde buluşmasının tesisidir aslında.

Mukaddes Mekân Mescid-i Haram

ÜSTÜNLÜK YOK, EŞİTLİK VAR
Burada kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. Siyahı-beyazı, genci-yaşlısı, zengini-fakiri hepsi eşittir. Zira buraya davet edilenlerin hepsi büyük kerem sahibi Allahü teâlânın misafiridir.

 

 

 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...