Matematik kadar işçilik de önemli: Türk eserlerinde sağlamlığın en önemli sebebi Horasan harcı

HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
Matematik kadar işçilik de önemli: Türk eserlerinde sağlamlığın en önemli sebebi Horasan harcı
YAŞAM Haberleri  / HABER MERKEZİ

Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği (ASTAD) Başkanı Taner Aşık, Roma ve Osmanlı Dönemi’nden kalma kültürel yapıların inşasında kullanılan kesme taşlar ve Horasan harcının büyük bir sağlamlık sağladığını söyledi.

ESMA ALTIN'IN HABERİ - Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği (ASTAD) Başkanı Taner Aşık “Bu harcın kullanılması yapıya mükemmel bir izolasyon sağlıyor. Harç, yapının sağlam kalmasında en bütün etkenlerden biri. İçerisinde kireç, yumurta kullanılıyor. Her yapıya göre kullanım miktarı değişiklik gösteriyor. Bütün projeler o dönem Hassa Mimarlar Odasında değerlendiriliyor” dedi.

Tarihî yapılarda önemli bir matematiksel sistem olduğuna dikkat çeken Aşık “İşçiliğin de önemi büyük. Örneğin, Büyükçekmece Gölü’nde yer alan Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü’nün inşasında Mimar Sinan kemer uzunluklarını, girinti ve çıkıntılarını nehrin akış yönüne göre belirlemiştir ve aynı bir ‘kaş’ şeklinde yapmıştır. Suyun gel-gitlerinden, balçığın etkisinden kurtulsun, uzun ömürlü olsun diye denizin dibine kazıklar çakmıştır. Bugün bu köprü hâlen ayakta. Yine çok büyük taş bloklar kullanılıyor o dönemlerde. Bu taş bloklar deprem hâlinde yapıya büyük bir sağlamlık katıyor” dedi.

DÖNEN SÜTUNLARIN SIRRI

Mimar Sinan’ın yapılarında mihraplarda dönen sütunlar bulunduğunu belirten Aşık “Edirne’deki ve İstanbul’daki önemli tarihî yapılarda bunları görüyoruz. Dönen sütunlar eğer hâlâ dönüyorsa, bu depremden nasibini almamış ve depreme karşı büyük bir özenle, titizlikle yapılmış anlamına geliyor” bilgisini paylaştı.

ÇAĞIN ÖTESİNDE MÜHENDİSLİK

Aşık, kullanılan malzemenin kalitesinin de önemli bir faktör olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: İçeride kullanılan taşıyıcıların fiziksel olarak yerleri ve mekânsal olarak bütünlüğü, yine 16’ncı yüzyıldan itibaren gördüğümüz cephelerde perde duvar özelliğinin kullanılması ve bunların geometri ve işçilikle birleştirilmesi neticesinde tamamen depreme dayanıklı inşalar yapılmış ve bugüne kadar da hiçbir şey olmamış. O dönemin şartlarına göre mimaride çok ileri bir teknoloji kullanıldığını söyleyebiliriz.

Çağın ötesinde bir işçilik, mühendislik var. Ancak günümüzde ise bir iki yıllık ve zemin etüdü yapılmayan binalar yıkılıyor. O dönemlerde bir bataklık araziye yapı kurulacaksa oralar kuraklaştırılıyor. Sığır derileriyle balçık alan emiliyor. Bataklık alan kurutulamadıysa veya daha sağlam yapılması isteniyorsa kazıklar çakılıyor. Onun üzerine temel inşa ediliyor. Ama bugün bunları göremiyoruz ne yazık ki.

Matematik kadar işçilik de önemli: Türk eserlerinde sağlamlığın en önemli sebebi Horasan harcı

DOĞRU İNŞA EDİLSE YIKILMAZ

İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım da yapıların doğru inşa edildiği takdirde hangi dönemde yapılırsa yapılsın ayakta kalabildiğini söyledi.

Durbakayım “Süratle binalar yapılmaya başladı. Birtakım kaidelerden uzaklaşıldı. Bu da elimize yıkım gibi neticeler vermeye başladı. Atalarımızın yaptığı tarihî yapılara baktığımız zaman, malzemenin doğru kullanıldığını görüyoruz. Aynı depremlere tarihî yapılar da maruz kalıyor ama yıkılmıyor. Uygulamadaki bazı hatalar, donatıların yerinde kullanılmaması, malzemelerin doğru seçilmemesi örneğin, betonarme olan binalarda beton vasfının yeteri kadar incelenmemesi, denetlenmemesi ve betonun döküldükten sonra korunmaması olumsuz sonuçlara yol açıyor” diye konuştu.

HABER MERKEZİ

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...