Mahmut Kemal Aydın: Ecdadımız gibi iyilik peşindeyiz

Efendim, vakfımız 1975 yılında Enver Ağabey’imiz ve 10 gönüllü arkadaşı tarafından kurulmuş neredeyse yarım asırlık bir müessese. Kamu yararına çalıştığı ve devletimizin yükünü hafiflettiği için Bakanlar Kurulu kararıyla vergi muafiyeti tanınmış. Yani bağış yapan kuruluş bu miktarı vergi matrahından düşebiliyor. Türkiye’de 5 bin vakıf var içlerinden ancak 300’ü bundan yararlanabiliyor. Ayrıca izin almadan yardım toplama hakkına sahip (Yeşilay, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi) 34 kuruluştan biriyiz. AFAD, TİKA ve Kızılay’a faaliyetlerimizi anlattık, çok heyecanlandılar. Şu anda Türkiye, Orta Asya ve Afrika’da; 49 yurt, 104 külliye, 20 cami, 16 medrese ile toplam 189 noktada hizmet veriyor. Türkiye’de 32 yurdumuz var. Üniversiteli öğrencilere sağladığımız imkanları zaten biliyorsunuz. Kayseri ve İzmir’de inşaat çalışmalarına başlıyoruz. Afganistan Kazakistan ve Kırgızistan’da da yurtlarımız var.

ECDADIN YOLUNDA

Selçuklu, Osmanlı, Gazneli, Babürlü neyin peşindeyse onu yaşatmaya çalışıyor, dedelerimizin yolundan ayrılmıyoruz. Çocuklara gençlere yaşlılara ve hanımlara Kur’ân-ı kerîm eğitimi veriyoruz. Bilhassa yaşlılar çok mutlu oluyor, ahir ömürlerinde ikinci baharlarını yaşıyorlar adeta. Toplam 660 öğrencimiz var, 200 de talep var, başlayacaklar yakında. 8-16 yaş gurubuna 15 kişilik online sınıflarda robotik kodlama eğitimleri veriyoruz. İlerleyenleri resmî sertifika sahibi yapıyoruz, e-Devlet’e işletebiliyor icabında. Matematik de çok önemli, İmam-ı Gazali hazretleri matematik bilenlerin dini meseleleri daha çabuk kavrayacağını söylüyor. Yüz binlerce dinî ve millî eser dağıtıyoruz. Hem Türkçe hem değişik lisanda. Mesela bir Afgan gencine kendi dedesinin (Herat’ta medfun Molla Cami hazretlerinin) kitabını veriyoruz. Kabri Serhend’de bulunan İmam-ı Rabbani hazretlerine dünya hayran ama kendi hemşehrileri çok şey bilmiyor hakkında. Onlara cedlerini tanıtıyor hatırlatıyor, kitaplarını veriyoruz bedava.

SHAVİLİ BENGALCE

Kenya Tanzanya (Shavili), Bangladeş (Bengalce) gibi ülkelerde kendi hurufatıyla kitaplar bastırıyor, dağıtıyor, ülkemizi ve insanımızı tanıtmaya çalışıyoruz. Sadece Ramazan-ı şerîflerde değil, yıl boyunca muhtaç ailelere gıda kolisi veriyoruz. İki keçiden ne olacak demeyin, Afrikalı aile için büyük ikram. En azından çocukları süt içiyor ve keçilerini çoğaltıp düze çıkmayı hedefliyorlar. Biliyorsunuz Z kuşağı ekran başından kopamıyor. Onları tarihî kültürel gezilere götürüyoruz. Çiğ köfte yoğuruyor, mangal piknik yapıyor, top oynuyoruz. Biraz olsun klavyeden koparıyoruz ki, dışarıdaki dünyanın farkına varsınlar. Düşün çocuk mesaj atıyor; ‘Anne acıktım’, o da tost yapıp getiriyor. Kuzu haşlama yapıyoruz yemiyorlar, cips olsa bayılırlar. İslami ilimler akademisi gibi bir çalışmamız var bu alanda mastır doktora yapanlara destek oluyoruz. Sağ olsun Prof. Dr. Ramazan Ayvallı Hoca’mız büyük emek sarf ediyor bu hususta.

GÖZDEN IRAK GÖNLÜ YAKIN

Afganistan Türkmenleri dünyanın en garip insanları. Fevkalade iptidai şartlarda yaşıyorlar. Hâlbuki Asya’nın ortasında Türkçe konuşup anlaşabiliyorsunuz rahatlıkla. Bizim burada ihtiyaç gördüğümüz şeyler orada hayal bile edilemiyor. Temiz su içemedikleri için hemen hemen her gün bebek cenazesi kalkıyor. Türkiye’de üç beş hafta misafir kalan bir yaşlı çok şaşırmış; “Ne zamandır buradayım, bebe meyyiti okumadık daha.” Afganistan’da sık karşılaşılan bir şey oysa; öğle, ikindi çıkmazsa kesin akşama... Yine Türkiye’ye gelenler üç öğün yemek yediğimize çok şaşırıyor. Telefonla uzun uzun anlatıyorlar yakınlarına. Evler toprak, mutfak toprak, ortada nevale yok; nadiren çalı çırpı ile ocak yakılıyor, tencere vuruluyor. Afganistan’da 13 öğrenci yurdumuz camilerimiz dershanelerimiz var. İçinde su kuyusu şadırvanı helaları, mescidi, Kur’ân-ı kerîm kursu olan küçük külliyeler yapıyoruz ki, bunlardan 104 tanesi açıldı; 11.200 talebeye hizmet sunuyor, 208 yetime bakıyoruz ayrıca.

BEDAVADAN UCUZA

Külliye komplex. 8.500 dolara bunu yapabiliyoruz. Kız ve erkek medresesi, su kuyusu, şadırvan... Burada kömürlük yapılmaz bu paralara. Ha benim o kadar param yok, üç beş kuruşla da katılabilirsiniz, bir tuğlanız olur arasında. Afrika’da 1.500 öğrencimiz var. Çocuklar kuyular sayesinde su yollarında geçirdikleri vakitleri eğitimlerine harcıyorlar. Misyonerler çok faal, paranın gücü ile insanları devşirmeye çalışıyorlar. Müslüman evladı temel dinî bilgilerden haberdar olmalı en azından. İran ve Selefî örgütler de sahada ve Türkiye’nin büyümesinden güçlenmesinden hoşlanmıyorlar. Türk dostlarının yanında olmamız gerek, yoksa zemin başka yerlere kayar.

YETİMLER İÇİMİZİ BURKUYOR

Bu ülkelerde ömür ortalaması düşük, insanlar sâri (bulaşıcı) hastalıklardan vefat ediyor. Çok miktarda şefkate muhtaç yetim var. Beslenmeleri, giyinmeleri, barınmaları, okumaları gerek; sağ olsunlar, yardımseverlerimiz sponsor oluyor onlara. Geliyor ellerimizden tutuyor, kucağımıza oturuyorlar. Hiçbir şey yapamadınız; başını okşayın, gülümseyin. Adını sorun. İnanın bilemezsiniz, bunlar bir yetim için ne büyük ikram... Ramazan onlar için düğün bayram, çocuklar genelde poşu denen mısır bulamacıyla karınlarını doyuruyor. Bu mübarek, gıdadan yana güçlü değil ama midede şişiyor, uzun süre tok tutuyor. Ramazan ayında etli pilavlı sofralara oturuyor ve çok mutlu oluyorlar. Bir iftar 25 lira, senenin en renkli akşamını yaşıyorlar, yüzleri gülüyor.

İSLAM’IN ŞARTI ZEKÂT

Bu arada evlerine içinde her zaman alamayacakları bulamayacakları gıdalar olan (çayı şekeri, yağı hurması) koliler konuyor  kapılarına. Bilirsiniz biz Türkler zekâtımızı Ramazan-ı şerîfte vermeye özen gösteririz, çünkü sevabı daha fazla. Zekât nasıl hesaplanır (Nisaba dâhil olanlar, olmayanlar), usulüne göre nasıl verilir, bu konuda donanımlı arkadaşlar bilgi veriyor vatandaşa.

İRTİBAT:
Tel: 0212 451 49 00
www.ihlasvakfi.org.tr
SMS:8340 (İFTAR yazıp katılabilirsiniz. Bir iftar 25 lira.)