Kral palyaço olmadı

Kral palyaço olmadı
YAŞAM Haberleri

Evet, kraldı Necmi Tanyolaç... Mesleğin mensupları vermişti ona bu payeyi… Üslubu, tarzı, giyimi, yaşayışı, öğretmenliği, otoritesiyle kral…

Bir gün Türk spor basınının tarihi yazılırsa, gelmiş geçmiş sayısız isim içinde 1 numaraya Necmi Tanyolaç adı oturtulacaktır.Bu bendenizin değil, "hepimizin" ortak görüşüdür.
Bu mesleğe "bulaşmış" herkesin…
Çünkü, "kraldı" o… Mesleğin mensupları vermişti ona hak ettiği bu payeyi…
Üslubu, tarzı, giyimi, yaşayışı, öğretmenliği, otoritesiyle kral…
***
Ne kadar spor yazarı tanıyorsanız, onların yarıdan çoğu Necmi Tanyolaç'ın "tezgâhından" geçmiştir.
Ustaların ustasıydı.
Attila Gökçe'den Kemal Belgin'e… İslam Çupi'den Güven Taner'e… Naci Arkan'dan Ali Sami Alkış'a… Ergün Hiçyılmaz'dan Ali Gümüş'e… Orhan Ayhan'dan Erman Toroğlu'na… Necip Kapanlı'dan Hayri Hiçler'e… Turgut Koloğlugil'den Hasan Sarıçiçek'e çok uzun bir liste…
Aklıma gelenler:
Nejat Altav, Tevfik Ünsi, Doğan Ersavaş, Cafer Zorlu, Mesut Baran, Oktay İybar, Büşah Gencer, Cemal Alkan, Serap Özaksoy, Taylan Uygur, Cengiz Tokgöz, Güven Kuyumlu, Yusuf Yalkın, Hüseyin Sarıuçak, Turgut Bıçakcıoğlu, Tancan Baltalı, Aydın İrgen, Mahmut Küçük, Haluk Sarıuçak, Arif Işıldayan Can, Şevket Uygun, Oktay Göral, Erol Aydın, Erdal Aydın, Faik Gürses, Hasan Onuker ve daha bir çoğu…
Gazetelerin arkadan okunduğu dönemlerde Tercüman'ın spor sayfaları ülke gündeminde önemli yer tutuyordu. Tirajıyla değil, Necmi Tanyolaç müdürlüğünde dönemin usta isimleri haber ve yorumlarıyla ağırlığını hissettiriyordu.
***
Kamuoyunun, 33 yaşında futbolu bırakan Metin Oktay'ı geri döndürme çabaları sırasında yazdığı "Krallar Palyaço olmaz" yazısı bir "racon kesmeydi"; tartışmalar bitmiş, herkes yerine oturmuş, Metin Oktay geri çekilmişti. Türk sporunun en güçlü kalemlerinden biriydi Necmi Ağabey… 80'li yaşlara kadar gazeteciliğini sürdürdü. Sadece sporu değil, hayatı yazdı.
İlk yıllar "Arka Pencere", sonraki yıllarda "8.15 Vapuru" ismiyle yazdığı köşe yazılarını, aynı isimlerle kitap olarak yayınlamış, bize de imzalamıştı.
***
Milliyet'in "önemli yazarı", Tercüman'ın "imparatoru", Güneş'in "kralı" oldu.
Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin (TSYD) kurucusu, sonraki yıllarda da genel başkanı oldu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin önce yöneticisi, sonra genel başkanı oldu.
Kemal Ilıcak'ın Tercüman'ından Güneş gazetesine -ekibiyle birlikte- geçti.
Bu gidiş, meslek için bir dönüm noktasıydı.
Birincisi, spor basınında "ekip transferleri" dönemini başlatmıştı.
Bugün televizyonlarda, gazetelerde hep "ekipler" var. Diyelim Serhat Ulueren çalıştığı televizyondan ayrıldı, bir başka kanala geçti. Onunla birlikte yirmi kişi daha iş değiştirmiş oluyor.
Bu "blok transfer modasının" öncüsü Necmi Tanyolaç'tır.
İkincisi, onun sayesinde gazetecilerin cebi para görmüştür. Özellikle Güneş gazetesinin çıktığı dönemde…
Ömer Çavuşoğlu ile Ahmet Kozanoğlu'nun çıkardığı bu gazetenin en önemli isimlerinden biri Necmi Tanyolaç'tı ve "ekibini" Tercüman'dan Güneş'e taşırken maaşlarını üç katına çıkarmış, bir de transfer ücreti verdirmişti.
Hiç unutmam, o "paraya boğulmuş" gazetecilerden biri ziyaretimize gelmiş, "Öyle bir maaş veriyorlar ki, harca harca bitmiyor" demişti.
Bir başkası, "Parayı sığdıracak yer bulamadım, büyük bir poşete doldurup arabanın bagajına koydum. Ertesi gün çağırıp 'Eksik vermişiz, bu da sizin' diye duvarlar boyu banknot balyalarından bir deste daha verdiler" diye anlatmıştı.
(Ama bu piyasa böyledir; kim ki "aşırı" paraya boğulmuştur, sonu hazin olmuştur. Nitekim gürültülü ve fiyakalı bir başlangıç yapan Güneş'in sonu da paralarını alamayan gazetecilerin çadırda yatıp eylem yaptıkları bir sonla bitmişti.)
***
Göçmendi.
Nilüfer Abla'nın vefatından sonra yaşama sevincini kaybetti. Hayata küstü. Yavaş yavaş erimeye başladı. Evine, kızına rağmen huzurevine taşındı.
***
İyi tanıdığım, bilgisine ve idarecilik yeteneğine saygı duyduğum Necmi Ağabey'den pasajlar:
"Biz mektepli gazetecilik yaptık. Mektepli olmak çok önemli tabii ki... Biz okumanın çok faydasını gördük. Evin her yeri kitaptı. Bu yaptıklarıma herkes şaşırıyor nasıl bu kadar şey yaptın diyorlar. Ama severek yaptım."

"Milliyet'ten Abdi Bey'i (İpekçi) kırarcasına gittim. Çünkü olur olmaz insanların köşe yazarı olması beni rahatsız etti. Daha sonra Tercüman'a geçtim. Bu işin önderliğini yaptık. Kemal Ilıcak beni kullanmaya çalıştı. Biz esir miyiz? Paramızla çalışıyoruz burada, dedim."

"Güzel şeyler de oldu ama maçı kaybettik. Patronların ayağı kesildi. Bizim zamanımızda da dümenler dönüyordu şimdi de dönüyor. Gazeteciliğin büyük bir kayba uğradığını düşünüyorum. Biz zamanında gazetecilik yapıyorduk, şimdi kimse gazetecilik yapmıyor. Gazetecilik sevdiğim bir meslekti, çok yoruluyordum ama bir daha dünyaya gelsem bir daha gazeteci olurdum."

"Ben kendimi vedaya hazırladım."

"Ben bir Fenerbahçeli olarak üzülüyorum. Bu şike olayları sürpriz değil. Fenerbahçe'nin şikeye adının karışmasına çok üzülüyorum. Fenerbahçe bir imparatorluktur, bir cumhuriyettir. Ağladım... Küçüklüğümden beri Fenerbahçeliyim ve bu duruma üzülüyorum. Bir pislik karışmışsa bu işe herkes cezasını çekecektir. Fenerbahçe bu zandan kurtulması lazım... Biz önceden Fenerbahçe'nin maçını seyretmeye ağlayarak girer, gülerek çıkardık. Şimdi ise tam tersi…"


Kral palyaço olmadı

DÜNYAYA HÜZÜNLÜ BAKIŞ
85 yıl yaşasan da son aynı son... Onca yazı, ödül, şatafat... Gelip gelip musallada bitiyor... Bakıştaki bu hüzün o hüzün...





Kral palyaço olmadı
USTALARIN USTASI EKİBİYLE...
Necmi Tanyolaç'ın hocalık ettiği, yetiştirdiği, elinden tuttuğu, para kazandırdığı çok sayıda gazeteci var. Onlardan bir grup, Kral'la bir arada... Yıl 1983...


Nasıl bilirdiniz?
Sadık Söztutan
sadik.soztutan@tg.com.tr
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...