İtinayla ölü hayvan doldurulur
Türkiye'nin diplomalı hayvan tahnitçisi İhsan Yey, Kars'ta yol kenarında ölü bulunan 350 kilogram ağırlığında ve 2,35 metre boyundaki Türkiye'nin "kayıtlı en büyük ayı"sını doldurdu.
İhsan Yey (58), 40 yılı aşkın süredir tahnit sanatına gönül verdiğini, bu sanatı dünyanın en ünlü tahnitçileriyle (taxidermist) aynı teknolojiyi kullanarak gerçekleştirdiğini belirtti. Yey, tüm dünyada önemli bir sanayi olan Taxidermy (hayvan doldurma) sanatının Türkiye'de de dünya standartlarında yapılabildiğini göstermek ve insanlara bilgi vermeyi amaçladığını kaydetti. Küçük yaşlardan itibaren avcılıkla ilgilendiğini bildiren Yey, avcılıkla uğraşan insanların vurdukları avı değerli gördüklerini ve bu yüzden avı saklama ihtiyacı duyduklarını aktardı. Avlanan hayvanı saklamanın en güzel yönteminin doldurma sanatı olduğunu dile getiren Yey, şunları söyledi: "O dönemde şimdiki gibi yazılı ve görsel basın yoktu ve kaynaklar çok kısıtlıydı. Gülhane Parkı'ndaki hayvanları bir öğretim görevlisinin doldurduğunu öğrendim. Hoca, 'Anlatsam da anlamazsın' gibi bir yaklaşımla pek yardımcı olmadı. Deneme yanılma yoluyla bir şeyler yapmaya çalıştım ama olmadı. 1983 yılında Sahaflar Çarşısı'nda avcılıkla ilgili bir mecmuada Taxidermisti okuluyla ilgili bilgiler vardı. Amerika'daki okula mektup yoluyla başvurdum. Bana kitap gönderdiler. 'En uzak öğrencimiz sizsiniz' diye bir de mektup yazmışlardı. O dönem 4 bin 500 öğrencileri vardı. Bu benim için büyük bir ufuk, hayatımda yeni bir sayfaydı. Okula kaydolduktan sonra İngilizcemi geliştirdim. Doldurduğum hayvanların resimlerini çektim, yaptığım işleri anlattım. Aşağı yukarı 20 hayvanı ölümsüzleştirdim. Bunlarla ilgili bilgileri okuluma yolladım. Yaptığım çalışmalarda başarılı olduğum için diploma almaya hak kazandım." Yey, diplomayı aldıktan sonra da okulla hiç bağını koparmadığını, gelişen teknolojiyi okulla birlikte takip ettiğini kaydederek, "Onlarla beraber ben de geliştim. Türkiye'de uzun süre yasak olan memeli hayvan avı, belirli bir kotayla 2000'li yılların başında av turizmini açıldı. Hemen hemen aynı yıllarda av dergilerimiz gündeme geldi. Aynı yıllarda Yaban TV açıldı. Ben de aynı yıllarda tam bir profesyonel olarak bu işi yürütmeye başladım. Av turizmi ne kadar gelişirse, bu işin de meraklıları çoğalacaktır, rekabet ortamı olacaktır. Rekabet ortamında da mükemmeliyet ortaya çıkacaktır" diye konuştu.
-"Milli Parklar, el koydukları avları bana yolluyor"-
Türkiye'de bu alanda bir sektörün oluşmadığını, hayvanların tahnitinin alımının ve satımının yasak olduğunu anlatan Yey, şöyle konuştu: "Aslında yetkililer de bunun serbest olmasını istiyor ama bazı korkular var. Bunun bir ticari meta olarak algılanabileceğini, hayvanların vurulmasına daha fazla sebebiyet verileceğini düşünüyorlar. Ancak bugünkü teknolojiyle avcıları takip etmek çok kolay. Kimse belgesiz dağda, bayırda dolaşmıyor. Dünyada serbest. Çünkü bunlar dekoratif amaçlı da kullanabiliyor. Yaptığımız iş ne kadar gündemde olursa, bu tür hayvanların korunması ve kollanması daha fazla olacaktır. Belki bir fon oluşturulacaktır. Mesela Amerika'da buna benzer fonlar oluşturulmuş. Ancak bizde bu tekelci zihniyet, korku, insanlara güvenmeme, hatta kontrol edememe nedeniyle sektör haline gelmiyor." Senede 150-200 civarında hayvan doldurduklarını ifade eden Yey, "Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü de el koydukları yasal olmayan avları bana yolluyor. Kendileri de bir tabiat müzesi kurmak istiyorlar. Elde ettikleri hayvanları dolduruyoruz. Milli Parklar, ileride bunları sergileyecek. Yurt dışında da bu anlamda talep oluyor" dedi. Hayvanın vücut ölçülerine bire bir uyum sağlayan gövdeleri, mankenleri ve gözleri Amerika'dan getirdiklerini belirten Yey, "Daha sonra deriyi hazırlıyoruz. Bu da çok komplike bir iştir. Çok karmaşıktır. Deri üzerinde yapılan işlemler bittikten sonra, deriyi mankene giydiriyoruz. Ardından göz pınarları, kulak, burun gibi yerler gerçeğe en yakın şekilde boyanıyor" diye konuştu.
-"Kayıtlı en büyük ayıyı ölümsüzleştirdik"-
En son olarak Kars'ın Sarıkamış ilçesinde yol kenarındaki bir çöplükte ölü bulunan bir ayı üzerinde çalıştıklarını bildiren Yey, şunları kaydetti: "Kafkas Üniversitesi, bu olayı Milli Parklar'a haber vermiş. Milli Parklar da ayıyı bana göndermelerini söylemiş. Geldiğinde derisi biraz bozuktu, çürümeye yüz tutmuştu. Gereken işlemleri yaptık, ölümsüzleştirdik. Şimdi 'Kafkas Üniversitesi Veterinerlik Fakültesine geri gönderilecek. Boyut olarak hayvanın kendi uzunluğu 2,35 metredir. Kars'ta bulunduğunda ağırlığının 350 kilogram olduğunu söylediler. Şu anda kayıtlı en büyük ayıyı ölümsüzleştirdik. Bizde ayı avı yasak. Belki eskiden vurulmuş daha büyük ayılar olabilir. Ayı için Amerika'daki en büyük ayı kalıplarını getirdik. Çalışmalarımız 2 ay sürdü. Kuruduktan sonra göndereceğiz." Yey, balık doldurma sanatının Türkiye'de çok iyi bilinmediğini, balık doldurmanın kürklü hayvanları doldurmaktan daha zor olduğunu belirterek, "Çünkü derisinin inceliğinden dolayı hiçbir hata affetmez. Büyük hayvanlarda kesik yapabilirsiniz, dikersiniz ama balık öyle değil. Balık hayli külfetli bir iştir. Balık doldurma sanatı, Amerika'da başlı başına bir sektör. Amerika bu konuda dünyaya hükmeden bir sektör" dedi.
-"Bu tür hayvanları milli servet olarak görüyorum"-
Rutubetli bir ortamda saklanmadığı sürece insan ömrüyle kıyaslanmayacak kadar uzun dayanma süresinin bulunduğunu vurgulayan Yey, ayrıca derinin güveden korunması gerektiğini, keratine düşkün olan güvenin tüy diplerini yediğini, bu nedenle tüy dökülmesine sebep olduğunu bildirdi. Yey, güve kovucu ilaçların kullanılabildiğini, sonbahar ve yaz başlarında bakımlarının yapıldığını belirtti. Fizik mezunu olan oğlunun da bu işe gönül verdiğini, oğlunun yaratıcı bir insan olduğunu ifade eden Yey, şunları aktardı: "Avcılara ve ülkemize hizmet ediyoruz. Bu tür hayvanları milli servet olarak görüyorum. Herkes kedi ve köpeği sever ama yabani ortamdaki bir hayvana aynı sempatiyle bakamaz. Çünkü bilmez, hatta bilmediği için de korkar. Biz bunları görsel olarak karşılarına getiriyoruz. Karaca nedir, geyik nedir, ne yer, ne içer, nasıl bir hayvandır, tüyü nasıldır, şekli nasıldır? Biz bunları insanların önüne getirdiğimiz zaman, bu tür değerlerimizin daha fazla korunacağını düşünüyorum. Bu nedenle önemli bir hizmet yaptığımızı düşünüyorum. Hem avcılar anılarını arkadaşlarıyla paylaşıyor, hem de öğrenciler ve hobi sahipleri bu hayvanları yakından görerek daha fazla bilgi sahibi oluyor."