İlim kokan bir ilçe: Mukaddes Tillo

İlim kokan bir ilçe: Mukaddes Tillo
YAŞAM Haberleri

Siirt’in Tillo ilçesine adım attığınızda o tarihî ve maneviyat kokusu içinize işler, gönlünüz huzurla dolar. Çünkü pek çok İslam âlimi burada yetişmiştir.

SAİT EKEN

Adeta tarih ve medeniyet kokan bu topraklara daha ilk adım atmanızdan itibaren bölgenin manevi havası sizi cezbederek gönlünüzü huzurla doldurur, büyüklerin feyz bereketi bütün hücrelerinizi sarar, sizi tarifi mümkün olmayan manevi bir dünyaya götürür. Osmanlıda din ve fen eğitimine çok büyük ehemmiyet verilmiş ve bu itibarla memleketin her bir noktasına çok sayıda medreseler inşa edilmiştir. Siirt’e bağlı Tillo ilçesi de Doğu Anadolu'daki bu eğitim merkezlerinin başında gelmiş ve pek çok İslam âlimi buradaki medreselerde yetişmiştir. Bunlardan bazıları; Şeyh Mansur, Şeyh Mücahid, İsmail Fakirullah ve Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Gavs-ül Memduh (rahmetullahi aleyhim ecmain) hazretleridir. Bu medreseler günümüzde hâlen üniversite seviyesinde eğitim vermekte ve burada yetişen talebeler memleketimizin her bölgesinde hizmetler yapmaktadırlar. Tillo’daki medreselerin varlığını sürdürmesi için gayret gösterenlerde biri de hem müderris olarak eğitim veren hem bölgenin kanaat önderi olarak saygı duyulan kişi Molla (mele) Burhaneddin Efendi’dir.

MANEVİYAT BEKÇİLERİ
Tillo deyince aklımıza hemen yıllarca bu beldeyi ve civar bölgeleri irşad etmiş, İslamiyet’in yayılmasına çok büyük hizmetleri olan, yüzlerce talebenin yetişmesine vesile olmuş, ilim sahibi, tasavvufta yüksek derecesi ile meşhur İsmail Fakirullah hazretleri ve O’nun Marifetname eseri ile bilinen en önemli talebesi Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri gelir. Şeyh Mücahid, Gavsül Memduh ve hanımı Zemme-i Hassa, Muhammed El Hazin hazretleri ve daha niceleri Tillo’nun manevi bekçileridir. Bu mübarek zatların kabri şerifleri Türkiye’nin, hatta dünyanın çeşitli yerlerinden gelen binlerce kişi tarafından ziyaret edilmekte ve hatta her sene özel günler tertip edilip çeşitli vesilelerle yapılan anma merasimleri ile onların ruhaniyetlerden istifade edilmektedir.

İSMAİL FAKİRULLAH HAZRETLERİ
Anadolu'da yetişen büyük velilerden biri de Mevlânâ Kasım’ın oğlu İsmail’dir. Fakirullah diye tanınan İsmail, 1656 (H.1067) senesinde Tillo’da doğdu ve orada vefat etti. Babası Kasım hazretleri tarafından zâhirî, âlim ve bâtıni ilimlerde mütehassıs bir veli olarak yetiştirildi. İbadetlerinden büyük bir lezzet alır, zevk ile yapardı. 1660 senesinde 24 yaşındayken babası vefat edince, yerine geçerek müderrislik yapmaya başladı. Kırk sekiz yaşında olduğu 1702 senesi Şâban ayının ilk cuma gecesinde akşam namazından sonra komşularından birine taziyeye gitti. Oradan çıktıktan kısa bir süre sonra avludaki kuyuya düştü. Takdir-i ilahi çok büyük yara almayıp küçük bir sıyrıkla kurtulmasına çok şükür ve hamd ederek Allahü teâlâya secdeye kapandı, hulûs-ı kalp ile Rabbine sığındı. O anda etrafında manevi bir meclis kuruldu. Hızır aleyhisselâm, Abdülkâdir Geylânî, Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri gibi pek çok velinin ruhları orada hazır oldu. Kuyunun içi genişleyip yemyeşil bir nura gark oldu. Evliyalıkta Gavs makamı denilen derecelere kavuştuğu müjdelendi. Kendisine muhabbet şerbeti içirdiler. Böylece zamanın velilerinin sultanı oldu.

MOLLA HALİL-İ Sİ’RİDİ HAZRETLERİ
Halil bin Hüseyin es-Si'ridî el-Ömerî el-Kürdî eş-Şafiî evliyanın büyüklerindendir. 1750 (H.1164) senesinde Bitlis yakınlarında Hizan'da doğdu. 1843 (H.1259) senesinde Siirt'te vefat etti. Kabri hâlâ Siirt'tedir. Tahsile başladığı sıralarda babası Molla Hüseyin, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin huzuruna götürdü. Onun dua ve teveccühlerine mazhar oldu. Yaşadığı bölgenin âlimlerinden ilim öğrendi. En meşhur hocası Molla Mahmûd Behdînî hazretleriydi. Babasının ilminden de çok istifade etti. Molla Halil Si'ridî hazretleri, zamanındaki kıymetli âlimlerden ilim öğrenip aklî ve naklî ilimlerde yetişip tasavvufta kemâle erdikten sonra, pek çok kerametleri görürdü.

EDEBİYATTAN ARİTMETİĞE...
Batısında Anadolu, güneyinde büyük Mezopotamya kültürlerinin olduğu Siirt, yaklaşık on iki bin yılı bulan geçmişiyle medeniyetler arasında bir köprü gibidir. İlk olarak Samiler, ardından burada tarih sahnesinde Sümerler, Akadlar, Gutiler, Asur, Babil, Mitanni ve Hurriler göründü. Velhasıl birçok milletlere ev sahipliği yapmış bir beldemiz. 640'ta senesinde İyad Bin Ganem ve Halid Bin Velid hazretlerinin komutasındaki İslam orduları bu bölgeyi fethetmiş ve sonra sırasıyla Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Hasankeyf Artukluları, Zengiler ve Eyyübiler hüküm sürmüştür. Orta Asya'dan bölgeye yoğun göç üzerine ise buraya Anadolu Selçukluları hâkim olduktan sonra, bölgede Harzemşahlı Celaleddin faaliyet gösterdi. Moğolların istilasıyla birlikte büyük bir karmaşa çıktıysa da Safaviler ve Akkoyunlular burada yaşayarak çeşitli faaliyetler göstermiş şehirlerin, yeniden imarını sağlamışlardır.

ERZURUMLU İBRÂHİM HAKKI HAZRETLERİ
Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri, babası Osman Efendi gibi bir zattı. 1703’te (H.1115) Erzurum Hasankale’de doğan İbrahim Hakkı hazretleri; babasından, tefsîr, hadîs, fıkıh gibi zâhirî ilimleri öğrendi. Babasının arkadaşı Molla Muhammed Sıhrânî hazretlerinden de astronomi, matematik gibi zamanın fen ilimlerini tahsil etti. Allahü teâlânın zatında ve sıfatlarında marifet sahibi olmak, hasta kalbine şifa bulmak için de İsmâil Fakîrullah hazretlerinin sohbeti ve hizmetiyle şereflenmiş ve çok yüksek makamlara kavuşmuştur. Ona göre arif; gönülle ve akılla bilendir. Fakat gönülle bilmek arifin yegâne hususiyetidir. Bu yüzdendir ki o, gönle, eserlerinde büyük yer vermiştir. 1781 (H.1195) senesi perşembe günü vefat eden zat için şimdiki batılı doktorlar “İsmâil Fakîrullah, canlılar hakkında, en basitinden en mükemmeli olan insana kadar düzgün bir tekâmüllerde bulunmuş” diye yazmıştır.

İlim kokan bir ilçe: Mukaddes Tillo

IŞIK HADİSESİ
İbrahim Hakkı hazretleri, hocası İsmail Fakirullah Hazretlerinin vefatı üzerine “Hocamın başucuna doğmayan güneşi neyleyim?' diyerek astronomi ve mimari açıdan büyük bir ilim harikasına imza atmıştır. Türbenin yanına on metre yüksekliğinde bir kule yapar. Üç kilometre doğusundaki tepe üzerine de taşlarla bir duvar inşa eder. Duvarda küçük bir pencere aralığı bırakır. Her yıl, gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül günlerinde yeni doğan güneşin ilk ışıkları pencere boşluğundan geçip türbe kulesinin penceresine, oradan da kırılmak suretiyle hocası İsmail Fakirullah hazretlerine ait sandukanın baş tarafına düşer. "Işık Hadisesi" olarak bilinen bu sistem, Türbe'nin restore edildiği 1960'lı yılların başına kadar da çalışmıştır. Ancak restorasyon sırasında Türbe'nin orijinal yapısında değişiklikler olmuş ve 260 sene önce kurulan bu muhteşem sistem, uzun bir süre çalışmaz duruma gelmiştir. Daha sonra yapılan çalışmalar neticesinde eski hâline getirilmiştir.

VEYSEL KARANİ HAZRETLERİ
Peygamber efendimiz zamanında yaşamış bir büyük veli olan Veysel Karani Yemen’in Karn köyünde doğdu. Gerçek adı Üveys bin Âmir el-Karnî'dir. Doğum tarihi bilinmeyen Karani, 657 (H.37) tarihinde şehit edildi. Peygamber efendimizin sağlığında Müslüman oldu. Fakat annesi rahatsız olduğu için onu görmeye gidemedi ve sahibi olamadı. Peygamber efendimizin vefatı yaklaşınca, “Hırkanızı kime verelim?” diye sordular. “Üveys-i Karnî'ye verin” buyurdu. Veysel Karânî hazretlerine Peygamber efendimiz tarafından hediye edilen Hırka-i Şerîf, Van civarında İrisân Beylerine kadar gelmiş ve 1618 senesinde, Osmanlı padişahlarından Sultan İkinci Osman Han’a hediye edilmiştir. Sultan Abdülmecîd Han, bunun için Fatih civarında Hırka-i Şerîf Câmii'ni yaptırmıştır. Günümüzde bu hırka, her sene ramazan ayında camekan içinde halkın ziyaretine açık tutulmaktadır.

İlim kokan bir ilçe: Mukaddes Tillo

MUHAMMED EL HAZÎN HAZRETLERİ
Küçük yaşta ilim tahsîline başlayan Muhammed Hazîn ilim öğrenmek için Seyyid Tâhâ hazretlerine gitti. Seyyid Tâhâ hazretleri, Muhammed Hazîn'e; "Senin işin Osman-ı Tavîlî'nin elindedir. Ona gidiniz" buyurdu. Bunun üzerine Muhammed Hazîn Irak'a vardı. Şeyh Osman Tavîlî hazretlerinin sohbetlerinde bulundu ve kemâle geldi. İcazet alıp memleketi olan Siirt'e döndükten sonra Ulu Câmide vaaz ve nasihatlere başladı. Muhammed El Hazîn hazretleri ömrünün sonuna kadar insanlara Allahü teâlâya kavuşturan Ehl-i sünnet vel-cemâat yolunu anlatmaya çalıştı. Sohbetleri çok bereketli olurdu. Çok talebe yetiştirdi. Kabri şerifi Tillo yolu üzerindeki Fersah köyündedir.

İlim kokan bir ilçe: Mukaddes Tillo

GAVS-ÜL-MEMDÛH HAZRETLERİ
Osmanlılar zamanında Anadolu'da yaşayan evliyalardan biri olan Gavs-ül-Memdûh 1760 (H.1174) senesinde Tillo'da doğdu. İsmail Fakîrullah hazretlerinin torunu, İbrâhim Hakkı Erzurûmî'nin de talebesidir. Keskin bir zekâya sahip olan Gavs-ül-Memdûh, ısrarlı ve düzenli bir çalışma ile kısa zamanda hocasından tefsîr, hadîs, fıkıh gibi zâhirî ile matematik, edebiyat, astronomi ve fen ilimlerini öğrenerek, büyük bir âlim oldu. Ayrıca kalp ilimlerini de tahsil ederek, mârifetullah sahibi olan veliler arasına girdi. Gavs-ül-Memdûh hazretleri, hocasının vefatından sonra, yerine geçip talebe okutmaya başladı. Her geçen gün talebesi ve ziyaretçileri çoğaldı. Öyle ki, artık dergâha sığmaz hâle geldi. Bazen günde bin beş yüz kişiden fazla ziyaretçi gelirdi. Bu izdihâmın kalkması için hocasının işaret buyurduğu Re's-il-Kuvâ Dağının bir tepesine büyük bir dergâh ve yanına ev yaptırdı. Burada insanlara feyz ve bereketler yağdırıp, hidayete kavuşmalarına sebep oldu.

İlim kokan bir ilçe: Mukaddes Tillo

ŞEYH MÜŞERREF HAZRETLERİ
Şeyh Müşerref Efendi 1926 tarihinde Pervari ilçesi Güleçler (Hınuk) köyünde dünyaya geldi. İlim tahsilatının bir bölümünü babasının yanında yaptıktan sonra Siirt'in en büyük ulemalarından olan Melle Abdulhakim- i Halenze-i'nin yanında yetişip icazet aldı. 19 Mart 2008’de Hakk'ın rahmetine kavuştu. Kabr-i şerifi Siirt merkezde Şeyh Süleyman Mezarlığı içindedir. Güler yüzlü idi, gönül alırdı. Konuşması tatlı ve safiyâne idi. Sohbetleri çok hoştu. Ömrünü İslamiyet’i yaymak ve talebe yetiştirmekle geçirmiş, şan ve şöhretten uzak bir hayat sürmeyi tercih etmiş kıymetli bir İslam âlimidir.

İlim kokan bir ilçe: Mukaddes Tillo

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...