Halk Ekmek'in tuzu az, tadı çok

Ucuzluk ve kalite ile birlikte vatandaşların sağlığını da ön planda tutan İstanbul Halk Ekmek A.Ş'nin Genel Müdürü Salih Bekaroğlu, "Tuz en ucuz tasarruf kalemi. Ama, temel ihtiyaç maddemiz ekmeğin sağlıklı olması her şeyden önemli. Taviz veremeyiz. Her şeye kârlılık diye bakamayız" diyor.
Her sabah mis kokusuyla sofralarımıza lezzet katan İstanbul Halk Ekmek A.Ş, ucuzluk ve kalitenin yanında birinci hedef olarak halk sağlığını ön plana çıkarıyor Kartal'da Avrupa'nın en büyük taş taban fırınına sahip fabrikasını bize gezdiren Genel Müdür Salih Bekaroğlu ekmekte tuz oranını yüzde 1'e çektiklerini söyledi Karnınız acıktığında veya aniden bir misafiriniz geldiğinde hızla ikram edilebilecek harika bir lezzet; fındık, çörek otu, ruşeym, zerdeçal, üzüm ve keçiboynuzunun unla muhteşem uyumuyla ortaya çıkmış adı gibi Altın Çörek... Ve bunun yanı sıra her tip sağlık problemine uygun hazırlanmış özel reçeteli ekmeklerin, organik lezzetleri ile 42 çeşit ürünün son teknolojiyle üretildiği, sadece ülkemizin değil dünyanın sayılı entegre tesislerinden birisindeyiz bugün... İstanbul Halk Ekmek Edirnekapı Tesislerini bundan üç yıl önce de ziyaret etmiştim. Bu hafta gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Sayın Nuh Albayrak ile Halk Ekmek'in Kartal'da açılan 3. üretim tesisine, aynı zamanda Avrupa'nın en büyük taş taban ekmek fırınına sahip fabrikasına davetliyiz. İstanbul Halk Ekmek A.Ş. Genel Müdürü Sayın Salih Bekaroğlu haklı bir gururla hiç el değmeden tam bir otomasyonla sofralarımızın baş tacı ekmeğin hazırlandığı fabrikayı gezdirdi. Üretimin bütün detaylarını sizler için Genel Yayın Yönetmenimiz büyük bir zevkle kamerasıyla çekti. Detaylarını gazetemizin bir ilk olarak başlattığı "canlı gazetede" izleyebilirsiniz. Ben de gezdiğimiz, gördüğümüz kalitesinden emin olduğumuz Halk Ekmek'in son yıllardaki atılımlarını ve yeni ürünlerini, Nuh Bey'in de röportajımıza verdiği destekle Sayın Bekaroğlu'nun dilinden sizlerle paylaşmak istiyorum...##tgvideo## ALTINBAŞAK: İnsanlar niçin "Halk Ekmek"i tercih etmeli?BEKAROĞLU: Çünkü insan sağlığına en faydalı ekmeği yapıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanımızın olduğu bir toplantıdaydık. Kendisi tuz oranının düşürülmesi ile ilgili konuşuyordu; dedim ki "Sayın Bakanım, şeker, tansiyon hastaları için, böbreklerimiz için ekmeklerimizdeki tuz oranı fazladır diye açıklama yapıyordunuz biz de düşürdük." Bakanımızın mutluluğunu gördüm; bir yasa, çıksın diye beklemedik biz. Ekmekçilik konusunda ciddi bir devrim yaptılar. Tuz oranı 3 yıl evvel 1. 75'di, 1'e indi. 100 kilo una 1 kilo tuz! Ayrıca ne kadar kepekli undan ekmek yapıyorsanız, halka o oranda sağlık sunmuş oluyorsunuz.ALTINBAŞAK: Bu konuda fırınlar niçin aynı duyarlılığı göstermiyor?BEKAROĞLU: Bakın çok büyük grupların ekmek ihtiyacını da karşılıyoruz. Geçenlerde yine ülkemizin çok fazla istihdam gücü olan şirketlerinden birisiyle anlaşma yaptık. İki hususta şikâyet geldi: Birisi ekmekleriniz çok tuzsuz, diğeri de çok yumuşak değil. Bu ikisini de yapmak o kadar kolay ki. Tuz bizim en ucuz tasarruf kalemimiz, tuz koymakla hiçbir şey kaybetmeyiz; ayrıca biraz margarin ve farklı katkılarla ekmeği daha da yumuşatabiliriz; ama önemli olan, en temel ihtiyaç maddemiz olan ekmeğin sağlıklı olmasıdır. Arkadaşlarımız bana gelince, "Taviz veremeyiz, standartlarımızı bozamayız, durumu şirket yetkililerine izah edin" dedim. Biz de bakıldığında bir şirketiz ama her şeye kârlılık diye bakamayız. ALBAYRAK: Gerçekten de çok başarılı çalışmalarınız var, insan bazı şeyleri yaşayınca anlıyor. Oğlumda uzun bir zaman önce bir rahatsızlık ile karşılaştık. 3-4 ay süren tanı aşamasında Çölyak'tan şüphelenildiği için bu hastalığı ve Çölyak hastalarının sıkıntılarını yakından tanıdım. Bu konuda haberler de yaptık. O dönemde Türkiye'de glutensiz un ya da unlu mamül yoktu. Bu hastalıkta da gluten maddesi çok zararlı. Ve Halk Ekmek gulutensiz ekmek yaptı ne büyük bir hizmet.BEKAROĞLU: Doğru, glutensiz diyet uygulayan kişiler için beslenme büyük bir sıkıntıydı. Glutensiz ekmek yaparak bu hastalar için çok büyük bir hizmet ettiğimizi düşünüyorum. Glutensiz ekmeği ve karışımı Çölyak ve Fenilketonuri rahatsızlığı olduğu için hayatları boyunca düşük proteinli besinlerle beslenmek zorunda olan kişiler için sosyal bir sorumluluk olarak üretiyoruz. ALTINBAŞAK: Çölyak hastalığı ve gluten arasındaki ilişki nedir? BEKAROĞLU: Gluten, birçok insan için mide-bağırsak kanalı yoluyla kolaylıkla sindirilebilen normal bir proteindir, ancak Çölyak diye tanımlanan bu tip rahatsızlıkları olan kişiler buğday, arpa, çavdar ve yulaf türevi gıda aldıkları zaman bağırsaklarının iç yapısı tamamen bozulmakta ve emilim kabiliyetini kaybetmektedir. Bu hastalığa yatkın bireylerin gluten içeren gıdaları almaları, hayatın herhangi bir anında, önemli bir sağlık problemi oluşturmaktadır. Halk Ekmek olarak ilk 2000 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Ana Bilim Dalı ile bir protokol imzaladık ve üniversitenin formüle ettiği glutensiz ekmek ve karışımı ürettik. Glutensiz un ve kuru pastalarımız da var. Ürünlerimizi kargo ile Türkiye çapında bu hastalara ulaştırıyoruz.ALTINBAŞAK: Bir de organik un ve tam buğday ekmeğiniz var sanırımBEKAROĞLU: Evet, bu ürünlerde tamamen organik tarım şartları gözetilerek üretim yapılmış unlar kullanılıyor. Bu buğday tarım ilacı, böcek ilacı ve diğer ağır metallerden uzak oluyor. Organik tam buğday unu, buğday tanesinden öğütme sırasında hiçbir öğenin alınmamış tam halidir. Sertifikalıdır. Bir de organik tam buğday ekmeği sanayi tipi maya ile değil geleneksel ekşi hamur mayası kullanılarak mayalanır. Ekşi hamur, unlu mamullerin yapısını ve lezzetini geliştirmek için 5 bin yıldan fazla süredir kullanılmaktadır. Ekşi hamur içerisindeki faydalı laktik asit bakterileri hamurun mayalanmasını sağlar. ALBAYRAK: Fırıncılığı nasıl bir gelecek bekliyor?BEKAROĞLU: Malumunuz bazı meslekler kayboldu. Bakkalcılık süper marketlere, nalburlar yapı marketlere yenik düştü. Büyük sermaye gruplarının gelmesiyle ülkemizde birçok iş alanının yapısı zorunlu olarak değişti. Ben fırıncılığında bu durumdan ciddi olarak etkileneceğini düşünüyorum. Çeşitli duyumlar alıyoruz. Yurt dışından ekmekçilik sektörüne girmek isteyen büyük yatırımcı projelerinin duyumunu alıyoruz. Hatta Belediye Başkanımız Sayın Kadir Topbaş'ın da bu konuda fırıncılara bir araya gelmek ve büyük şirketler kurmak gibi bir tavsiyesi oldu. Kendisi, donmuş ve yarı donmuş olarak ekmek üretme, fırınların kapatılmayıp satış noktası haline getirilmesi, yine fırınların satış kadar ısıtılması gibi konulardaki görüşlerini aktardı. Aksi halde bu sektörü de sıkıntılar bekliyor. Gıda mühendisi ve ziraat mühendislerinden daha fazla faydalanmalıyız. Fırınlar tezgah görevi görmeli. Aslında bu fırınların çeşitliliğini de artırır.



