Güzellikleri çekmek için yola çıktım

Murat Öztekin - Çektiği hava fotoğraflarıyla isminden söz ettiren fotoğraf sanatçısı Orhan Durgut, bir müddettir  Mekke-i mükerremede çalışıyor. Şimdi de “40 İslam Şehri” isimli fotoğraf projesi için yollarda... 2010’da İslam şehirlerini fotoğraflamaya başlayan Durgut, savaşların ve acıların hüküm sürdüğü zorlu bir coğrafyada 32 şehri karelemeyi başardı. Biz de kendisiyle bu projesini konuştuk...
- İslam şehirlerini fotoğraflama fikri nasıl ortaya çıktı?
2006 yılından beri Mekke-i mükerremeyi fotoğraflıyorum. Bu yolla şehirdeki mimari değişimleri belgelemeye çalışıyorum. Bunu yaparken bende, İslamiyet yoluyla Mekke’ye temas eden şehirleri de fotoğraflama düşüncesi meydana geldi. Bu projeyle Müslümanlar arasında birlik ruhu meydana getirmeyi hedefliyorum.

BUHARA, SERHEND, KAHİRE...
- İşe nereden başladınız?
Suudi Arabistan’da Mekke-i mükerreme, Medine-i münevvere, Bedir ve Taif’i fotoğrafladıktan sonra ilk olarak Suriye’ye gittim. Tabii o yıllarda bir iç savaş ortada yoktu. Şam’ı ve Halep’i çektim. 40 şehri fotoğraflamak için çıktığım yolda, hâlihazırda 32’sini tamamladım. Bunların arasında Kahire, Buhara, Semerkant, İsfahan, Serhend gibi şehirler yer alıyor. İnşallah yıl sonuna kadar 40 şehir bitecek.
- Fotoğraflayacağınız şehirleri neye göre tespit ettiniz?
Peygamberlerin, Sahabe-i kiramın kabirlerinin bulunduğu veya büyük evliya yetiştiren şehirleri ön planda tuttum. 
- İslam coğrafyasındaki karışıklıklar işinizi zorlaştırmadı mı?
Kendini gideceğiniz yere psikolojik olarak hazırlayınca işler kolaylaşıyor. Ama fotoğraflayamadığım yerler de oldu. Bağdat ve Necef çevresi hâlâ karışık olduğu için gidemedim. Neyse ki Suriye’yi savaştan önce fotoğraflama imkânı bulmuştum.
- Bölgedeki sıkıntılar enstantanelerinize yansıdı mı?
Açıkçası ben İslam coğrafyasının tarihî ve tabii zenginliklerini ortaya koymak için bu seyahate çıktım. Elimden geldiğince güzellikleri yansıtmaya çalışıyorum.

‘Yıldız Fotoğrafları’ gibi
- Siz aynı zamanda yıllardır Mekke’de fotoğrafçılık yapıyorsunuz bu nasıl bir his?
Bundan 12 sene evvel Mekke’ye gittiğimde çok büyük değişiklikler oluyordu. Orada ellerimi açıp “Ya rabbi, beni burada görevlendir” diye dua ettim. Bir sene sonra şehre yeniden giderek, kendi kendime fotoğraflar çekmeye başladım. İzinler alıp, bugüne kadar on binlerce fotoğraf çektim. Sultan Abdülhamid Han’ın ‘Yıldız Fotoğrafları’ gibi bir arşiv meydana geldi. Kendimi, yaptığım duanın neticesinde vazifelendirilmiş olarak görüyorum. Burada fotoğrafçı olmak çok büyük bir zevk...  

Halid-i Bağdadi’nin ikram ettiği çay
Orhan Durgut seyahatleri esnasında yaşadığı enteresan hikâyelerden birini şöyle anlattı: Bir defasında fotoğraf çekmek için Suriye’nin başşehri Şam’a gittik. Eşimle birlikte geceden plan yaptık; sabah erkenden Şam’ı fotoğrafladıktan sonra Mevlâna Halid-i Bağdadi hazretlerinin kabrini ziyaret edecektik. “Dönüşe kadar oteldeki kahvaltıyı kaçırırız ama Halid-i Bağdadi bize bir çay ikram eder herhâlde” diye aramızda espri yaptık. Şehri fotoğrafladık, ardından türbeyi ziyaret edip duamızı yaptık. Tam mekândan çıkarken türbedar koşarak yanımıza geldi ve şöyle seslendi: Çayınız hazır, içmeden mi gideceksiniz?..