Gaziantep'te 16 kişinin öldüğü feci kazada acı detay! Perdeyi düzeltirken katliama neden olmuş...
YAŞAM Haberleri / İHA
Gaziantep'te 2 İHA muhabirinin de aralarında bulunduğu 16 kişinin hayatını kaybettiği feci kazadan yaralı olarak kurtulan kadının ifadesi ortaya çıktı. Kazada 2 oğlunu kaybeden acılı kadın, ihmallerin İstanbul'dayken baş gösterdiğini ancak asıl problemlerin Gaziantep’te verilen molada yaşanan şoför değişimi ile başladığını söyledi. Acılı anne Gülten Erpek, kaza öncesinde şoförün direksiyonu tek elle tuttuğunu ve yan camda bulunan perdeyi düzeltmek isterken kaza yaptığını belirtti.
Tüm Türkiye'yi hüzne boğan kaza haberi 20 Ağustos'ta Gaziantep'in Nizip ilçesinden geldi. Bir otomobilin dere yatağına düşmesi nedeniyle olay yerine intikal eden ambulans, itfaiye ve yardım için duran İhlas Haber Ajansı (İHA) canlı yayın aracına otobüs çarptı. Meydana gelen zincirleme kazada 2 İHA muhabirinin de aralarında bulunduğu 16 kişi hayatını kaybetti. Feci kazada otobüste bulunan ve yaralı olarak kurtulan ancak 2 oğlunu kaybeden yolcu Gülten Erpek’in ifadesi ortaya çıktı. 47 yaşındaki Erpek, verdiği ifadesinde kaza öncesinde yaşananları ve dehşet anlarını anlattı.
ACI TESADÜF
Anne Gülten Erpek, kaza yapan otobüsün en önündeki 1, 2 ve 3 numaralı koltuklarda çocukları Muhammet ve Umut ile birlikte oturduklarını ifade etti. İHA muhabirleri ile aynı ismi taşıyan Muhammet ve Umut kardeşler kazada hayatını kaybederken, anne ise ağır yaralı olarak kurtuldu. Günler süren tedavinin ardından hayata tutunan ve 2 çocuğunu kaybeden acılı anne, ifadesinde dehşet anında yaşananları anlatırken ihmaller zincirine de gözler önüne serdi.
İHMALLER ZİNCİRİ İSTANBUL'DA BAŞLAMIŞ
İstanbul Esenler Otogarı'ndan Diyarbakır'a gitmek için otobüs firmasından 3 kişilik bilet aldığını belirten anne Gülten Erpek, ifadesinde otobüse ilk bindiklerinde oğlunun emniyet kemerini takmak istediğini, kemerin bozuk olması nedeniyle kemerini takamadığını ifade etti. Acılı anne Erpek, 16 saati aşkın süre devam eden yolculukları esnasında ise kimsenin emniyet kemeri takılması konusunda bir uyarıda bulunmadığını belirtti. Erpek, asıl ihmallerin ise kazadan önce Gaziantep’te verilen molada yaşanan şoför değişimi ile başladığını söyledi.
Kaza yapan şoför Abdulkadir Memiş’in dikkatsiz tavırları olduğunu anlatan Gülten Erpek, "Şoför, otobüste rahat bir şekilde sigara içiyordu. Sürekli müzik çalıyordu, telefonla konuşup telefonla uğraşıyordu ve dikkatsiz tavırları vardı. Diğer ismini bilmediğim şoför kadar dikkatli değildi" dedi.
"ŞOFÖRÜN İLK KAZADAN HABERİ VARDI"
Otobüsün en önünde seyahat ettiği için olan biteni net bir şekilde gördüğünü anlatan Erpek, "Kaza anından önce otobüsü kullanan Abdulkadir Memiş isimli şahıs telefonda biriyle konuştu. Ve ‘Kaza olmuş yine’ dediğini duydum. Bunu yanındaki muavin ve diğer şoför ile konuştuklarına şahit oldum. Kazadan önce gerçekleşen diğer kazayı ben görmedim ancak otobüsü kullanan şoför ve muavinin haberleri vardı, telefonla birileri arayıp kazanın olduğunu söylediler" şeklinde konuştu.
Kazanın hemen öncesinde otobüsün saatte 120 kilometre hızla gittiğini gördüğünü de sözlerine ekleyen Erpek, "Kazadan hemen öncesinde otobüsün hızı yaklaşık 120 km/sa ile gittiğini gördüm. Daha sonra biraz daha hızlı gittiğini fark ettim" ifadelerini kullandı.
Korkunç kazada İhlas Haber Ajansı (İHA) çalışanı Muhammed Abdulkadir Esen ile Umut Yakup Tanrıöver hayatını kaybetti.
PERDEYİ DÜZELTMEK İSTERKEN...
Otobüs aşırı hızlı giderken şoförün direksiyonu tek elle tuttuğunu vurgulayan Erpek, "Uyarıda bulunmama fırsat kalmadan önce direksiyonu bir eliyle bıraktı. Şoförün sol kolunun bulunduğu taraftaki cam açık olduğundan, perdenin ses çıkarmasından dolayı onu düzeltmek isterken otobüsün hakimiyetini kaybetti. Perdeyle çok uğraştı. Aşırı hızlı gittiğinden dolayı otobüsü toparlayamadı. Otobüs sonra benim olduğum koltuk tarafına yani otobüsün sağ tarafına doğru devrildi ve otobüs bu şekilde yatık vaziyette 200 metre kadar sürüklenmeye başladı" dedi.
"ÇARPARAK VE SÜPÜREREK ANCA DURABİLDİ"
Dehşet anlarını anlatmaya devam eden Erpek, feci kaza esnasında otobüsün önüne çıkan insan ve araçları adeta süpürdüğünü belirterek, "Önümüzde daha önceden kaza yapan araçlar, ambulans itfaiye ve onlara yardıma gelen diğer kişilerin araçları vardı. Otobüs onlara çarparak ve süpürerek, anca durabildi" ifadelerine yer verdi.
KÜÇÜK OĞLUNUN ÖLDÜĞÜNÜ ANLADI
Olay yerinde meydana gelen ilk kaza nedeniyle bölgede hiçbir şekilde bariyer ya da levha gibi uyarı tabelaları görmediğini de belirten Erpek, ikinci kaza sonrasında otobüs içerisinde her yerde ceset ve yaralıları gördüğünü kaydetti. Küçük oğlunun öldüğünü gören ve büyük oğlunu kurtarmanın derdine düştüğünü de anlatan acılı anne, "Kazanın hemen ardından ben küçük oğlum Muhammet Erpek’i yerde gördüm. Hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Kafasından yaralanmış, vefat ettiğini anladım. Diğer oğlum Umut Erpek’i kurtarayım dedim ve oğluma seslendim. O esnada ses vermediğini fark ettim ancak önüm kapalıydı. Oğlumu göremiyordum. Otobüsün içinde etrafta çoğu yolcu vefat etmişti. Her yerde çok ceset vardı ve yaralılar vardı" dedi.
Şoför Abdülkadir Memiş’in daha önceden sabıkalı olduğunu öğrendiğini de belirten Erpek, kazanın hemen ardından şoförün otobüsten çıkıp bir süre sonra tekrar otobüse geri geldiğini söyledi. Erpek, "Kazadan sonra şoför Abdulkadir Memiş, otobüsten çıkıp geri geldi. Ön tarafta bir şeylerle uğraştığını gördüm ancak ne yaptığını bilmiyorum" diye konuştu.
Acılı anne Erpek sürücüden, firmadan ve çalışanları başta olmak üzere ihmali olan herkesten şikayetçi olduğunu ifadesinde belirtti.
BİLİRKİŞİ RAPORUNDA FARKLI İFADELER YER ALIYOR
Olayın en yakın tanığı Gülten Erpek'in ifadelerinin aksine bilirkişi raporunda ise olay yerinde duba ve trafik kazası levhası bulunduğu belirtildi. Raporda, "Kazanın meydana geldiği yerde trafik kazasına müdahalede bulunan Nizip Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği ekiplerinin yol üzerinde duba koydukları tespit edilmiştir. Trafik kazası levhasının yolun sağ kenarında, banket dışında toprak üzerinde zedeleniş vaziyette olduğu görüldü. Otobüsün yan yatması ve sürüklenmesiyle birlikte dubanın bir tanesinin altında kaldığı görülmüştür'' denildi.
Acılı anne Gülten Erpek'in ifadesinde otobüs sürücüsünün tek elle direksiyonu tuttuğu ve diğer eliyle perdeyi düzeltmeye çalışırken kontrolünü kaybettiği yer alırken, bilirkişi raporunda ise sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetme nedeni olarak eğimli ve hafif virajlı yol olarak gösterildi.
Erpek'in ifadesinde yer alan 'otobüsün saatte 120 kilometre hızla gittiği ve daha da hızlandığı' yönündeki iddiaları ise bilirkişi raporunda yer alan takograf çıktıları ile uyumlu çıktı. Raporda hız limitinin 100 kilometre olduğu yerde otobüsün hızının 130 kilometre olduğu görüldü.
'da Takip Edin!
