Bir zamanlar kraldılar

Bir zamanlar kraldılar

YAŞAM Haberleri

Bir zamanlar dünya otomobil piyasasına hükmeden ABD'nin Detroit şehrinin hikâyesi âdeta ders niteliğinde. Şehrin çöküşünü önceki yazıda biraz anlatmıştım, şimdi devamı... Detroit rehavet içindedir, müşteri V8 motor ister, ağırdan alırlar. “Biz her hâlükârda satarız, eli mahkûm alacaklar.”

İRFAN ÖZFATURA

Devrim’i hiç saymıyorum, tamam bir başarı hikâyesi ama sadece 29 Ekim şovu için hazırlanmıştır arabalar. Vazifesini yapar ya da yapamaz, kaldırılırlar rafa.
Ama Anadol iyisiyle kötüsüyle Türk markasıdır, motoru verimsiz, kaportası kırılgan da olsa. Keşke hafife alınmasaydı, gün günden düzelecektir nasıl olsa.
Sadece bizde değil dünya liginde de küme düşen birçok marka var. Kaldı ki, bazıları sektöre yön verir zamanında. Amerika penceresinden bakarsak; Willys, AMC, Kaiser, Nash, Hudson, Packard, Studebaker, De Soto, Oldsmobil, Pontiac… Her biri ayrı devdir kendi çapında.
Kimi yeniliğe ayak uyduramaz, kimi rekabete dayanamaz.  Bazılarının da büyük ümitlerle ürettiği modeller elinde patlar. Ticaret böyle bir şeydir, batmak da var çıkmak da...
Ve krizler tabii… Mesela 930 iktisadi buhranından sonra birçok firma havlu atar.

STUDEBAKER PACKARD
Studebaker 130 yıllık firmadır. Hani yıkılacak dense kimse inanmaz. Raymond Loewy tarafından dizayn edilen yakışıklılar kavisli arka camları ve tayyare burnuna benzer kaputları ile ün salar 50’li yıllara damga vururlar. Hoş onları da bu rehavet yıkar, halk V8 motor ister, ağırdan alırlar. “Biz her hâlükârda satarız, merkep bağlasak gider icabında.”
Yaa sen öyle san!
O sezon müşterilerini rakiplere kaptırırlar, panik ve endişe başlar.1954'de Packard ile birleşir, yine de vaziyeti kurtaramazlar. Bir ara Avanti ile tutunmaya çalışırsalar da meğer ki geçmiş ola. Kepenk indirir, sürüklenirler girdaba.
Dibe vurunca Packard kalıplarını Ruslara satarlar. Komünistlerin bu kapitalist ürüne mesafeli durması lazımdır ama öyle olmaz. Kızıllar parti patronları için gemi endamlı Zil’ler yapar, deri döşeme, müzik sitemi, buzdolabı, klima….
Herkes eşit, politbürocu daha eşittir zira.

PENTAGON YANINDAYSA...
Willys'in mazisi 1908’lere dayanır. Ford'un ardından gelir o yıllarda. John Willys'in savaş dairesiyle arası iyidir, 650 bin cip satar orduya. Birçok firmayı satın alır, “Willys Corporation” çatısı altında toplar. Ancak bankacılarla içli dışlı olunca, malını mülkünü elinde tutamaz.
Willys denince panjuru dik çizgili jipler gelir aklımıza, hâlbuki 1952’de ürettiği Aero ile tanınmak ister piyasada. Daha fazla motor gücü, daha geniş dingil mesafesi ve hidrolik fren. Mühendislikleri iyidir, istendiğinde zorlanmadan Hudson bombardıman uçaklarını yaparlar. Lakin Aero tutmaz. Yollanır Brezilya’ya!

METAL YORGUNU
Imperial ve Desoto Chrysler’in ağır toplarıdır güya, nazlı gider, yük getirirler satış ağına. Yerine orta boy Valiant ve Dart’ı üretir çukurdan kurtulurlar.
Chrysler Omni gibi küçüklerle düze çıkarken, Chevrolet patinaj yapar, Corvair, Vega, Chevette, Citation ve Nova'dan umduğunu bulamaz.
Sonra ne olur peki? Chrysler Mercedes'e satılır, Almanlar bakar Detroit çürümüş tel tel dökülüyor, zararı göze alır, yakalarından atarlar. Bu defa İtalyanlar satın alır. FIAT o fiyatları vermez tabii, ölü parasına kapatır, üç on kuruşa.
Zaman zaman Ford da çuvallar. Mesela aileden Edsel anısına çıkarılan model müşteriyi hiiiç açmaz. Şaşaa ile sunulur, soğuk duş yaptırır firmaya.

GEMİCİ DE BOĞULURSA...
 Harp yıllarında ABD ordusuna seri imal gemiler yapan çelik kralı Henry J. Kaiser otomotivci akranı Joe Frazer’in sözüne kanıp sektöre dalar.
Kaiser ve Frazer modelleri beğenilir, Türkiye’de de satılırlar.1953’te Willys'i de devralır ama umduklarını bulamazlar. 1955’te "Tamam" derler "Bizden bu kadar!"
Sen git gemini yap, sat orduya. Çeki yok, senedi yok, tingo para.

SUV’UN BABASI IH
Internatianol Harvester (IH) SUV’ların geleceği yeri yarım asır evvel yakalar. Bazı insanların ata da ihtiyacı olduğunu fark ederler. “Askerî vasıta yapsak da çobana, çiftçiye mi satsak acaba?"
İlk modeller sadedir ancak insanlar arazide de konfor arar. Derken 7 kişilik Traveller ile yeni bir sayfa açarlar. Sarfiyat sıkıntısını Nissan dizellerle aşmaya çalışırlar.
Scout (izci) bugün piyasada gördüğümüz SUV’ların babasıdır. 1960-80 arası 530 bin küsur vasıta yapan IH daha sakin bir sektöre atlar: Traktör, biçer imalatına.
Sonu hüzünlü bitenlerden biri de Tucker'dır. “Sen misin daha ekonomik, daha konforlu, daha sağlam yapan!” Üç büyükler, eli birlik boğarlar.

NASH & HUDSON=AMC
Amerikan otomobilleri içinde Nash ve Hudson’ların yeri ayrıdır. Yumuşak hatları, tombul aerodinamik yapılarıyla hayli talep görürler zamanında. Kaportası kendine hastır, arka tekerlekler saklanır adeta. Cars çizgi filmindeki şerifi hatırlayın, işte o araba.
Onları da düz motor inadı yıkar. Halk V motor ister, kulaklarının üstüne yatarlar. Halbuki alt yapıları vardır, isteseler zorlanmazlar. Ve kriz gelir dayanır kapıya (1954).
Nash ve Hudson birleşir, AMC (American Motors Corp) gibi yeni bir isimle çıkar piyasaya. Rambler, Marlin, Pacer, AMX ve Javelin'i vitrine koyarlar. Bilahare Jeep fabrikasını devralır, CJ5'lere Rambler’den kalma 4,2 litrelik motorları dayatırlar. Alet su gibi benzin içer, petrol sıkıntısı hissedilmektedir oysa…
Ve bir hata daha… Daralmayı geçici sanır Ambassador modellerini bin dolar ziyanla arz ederler piyasaya. Hazıra dağ mı dayanır? Bırakacaksındır olmuyorsa...
Evet bunu öğrenirler ama bütün varlıklarını Chrysler‘e kaptırdıktan sonra.

MARTI KANATLI HANTALLAR
Bricklin SV-1, martı kanatlı kapısı ile yeni bir çığır açar (1974). AMC ve Ford’dan alınan V8'ler 5,7 litredir, güçten yana tamam. İyi de burun pek sivridir, havalanamayan radyatör hararet yaptırır motora.   
Talep görür mü? Görür. Ama imalatı hızlandıramazlar (hepi topu 3 bin araba). Mr. Bricklin’in aklı fikri emniyettedir, ilave sistemler arabayı verimsiz yapar. Tek renk olması da handikaptır ayrıca.
DMC de Lorean de martı kanadına oynar (1981-83). Karizmatik görünse de kullanışlı değildir, oto parka giren içinden çıkamaz. Tasarımcı Giugiaro "Ben böyle bir hatayı nasıl yaptım" diyecektir yıllar sonra.
DMC Hollywood filmlerinde oynayınca hayli ilgi toplar. Firmanın çelik inadı yüzünden ağır olur (2 ton) hâliyle iyi yakar. Yol tutuşu felakettir, yakışmaz. Tamam çelik karoser boya istemez ama zamanla kararıp matlaşır, havası kalmaz. Yaklaşık 6 bin satar, işi bırakırlar.  

DÖNÜP DE ARKAYA BAKINCA
 Kimler geldi, kimler geçti? Abbott, ABC, Ace, Acme, Adria, AEC Aerocar, Airway, Ajax, Albany, ALCO, Alden, Allstate, Allen, Alpena, Alsace, Anderson, Clenet, Cleveland, Cole, Columbia, Comet, Davis, Dorris, Dart, Dupont, Durant, LaSalle, Lexington, Locomobil, Malcolm, Marathon, Mercer, Metz, Meyers, Pirce Arrow, Plymouth, REO, Riker, Rossion, Saleen, Stanley, Star, Steams, Uniter, Upton, Western, Woodrow, Woods, Workhorse... Ne hikâyeler, ne hikâyeler... Bu hamur çok su kaldırır daha…

 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...