Atlara fısıldayan hakan
YAŞAM Haberleri
Arap atı Ferhan, Abdülhamid Han'ı ayak sesinden tanır, rahat binsin diye eğilerek karşılardı.
1800'lerin sonları... Irak’ta bir aşiret reisi savaşta şiddetli bir darbe alır, atından yuvarlanır. Kendinden geçmiştir, yaralıdır, ihtimal ezilip gidecektir nallar altında. Ancak atı onu bırakmaz, dişleri ile kemerinden çeke çeke sürükler, selamete çıkarır. Abdülhamid Han bu olayı duyunca çok duygulanır, sahibine haber yollar “O atı bana satar mısınız?” Şeyh para istemez, “Feda olsun sultanımıza” der.
At kar gibi beyaz, güçlü, süratli, zarif, neşelidir, gülümser adeta. İşte bu yüzden adı “sevinçli, neşeli” anlamında Ferhan koyulur. Padişah ile at arasında özel bir sevgi doğar; Ferhan, Padişah bineceği zaman dizlerini büker eğiliverir usulca. Abdülhamid Hanın çok atı vardır ama Ferhan’ın yeri ayrıdır, sırf onunla gezinmek için sabahın beşinde kalkar. Saray mimarı D'Aronco’ya söyler, özel ahır yaptırır ona.
Ferhan'a özel devasa ahır
HAYVANLARA KIYDILAR
Abdülhamid Han hayvanları çok sever. Çocukluktan itibaren kedi ve kuş besler, hatta marifetli bir papağanı da vardır. Padişah, Habeşistan Kralı II. Menelik ile bir anlaşma yapmış, Osmanlı memleketindeki Habeşilere haklar tanımıştır, istediği tek şey vardır, “Afrika’daki Müslümanlara da iyi davranılsın.” Kral kabul eder, hatta Sultan’a pars, kaplan, misk kedisi, devekuşu, şahin, maymun gibi hayvanlar yollar. Hareket Ordusu Yıldız Sarayını bastığında kitapları, fotoğrafları, pahalı eşyaları yağmalamakla kalmaz, bu nadide hayvanların yuvalarını da tarumar eder.