Asuman Yazmacı: 6 ayda bırakır dediler 10 yılı geride bıraktık

"İş hayatımda en büyük desteği erkeklerden gördüm. Çünkü kadınların belki genetik yapılarında olan bir kıskançlık, çekememezlik var."
BURCU ÇETİNKAYA/TÜRKİYE GAZETESİ
Fotoğraflar: Nedim Atilla
Asuman Yazmacı, Urfa'nın ilk kadın girişimcisi. Doğunun ilklerini yapanlardan. Kendisiyle yolumuz aslında Urfa'dan önce kesişti. Urfa deyince kimle konuşsam onun ismini verdi. Örneğin Diyarbakır'da DİKAD (Diyarbakır İş Kadınları Derneği) başkanı Reyhan Aktar kendisinden 'olduğu gibi, güçlü, özel bir kadın mutlaka tanışman lazım' diye bahsetti. Örneğin konukları olduğum Söylemezsem Olmaz programında, Pakize Suda; Urfa'ya taşındım deyince, 'Orada bir konak var, konukevi sahibi Asuman hanımı tanıyor musun? Çok özel bir insan' diye yine hemen kendisinden bahsetti. Bir iletişim firmasının mikrokredi projesi için yapılan lansman çalışmasında Urfa çekimleri konuşulurken yine Asuman hanımın ismi ve mekânı konuşuldu. Bir de ben Urfa'ya taşınmadan önce internette ev gibi, sıcak, özel, butik, güzel dekorasyonlu, rahat bir yer ararken karşıma hep kendisinin mekanı çıktı. Sonra tabi taşlar yerine oturdu ve biz karşılaştık. Ben de sizlere bu hanımefendinin mücadele, tevazu ve başarı dolu hikayesini anlatmak istiyorum.
Urfa da bir kadın olarak iş yapmak nasıl?
Dünyanın her yerinde kadın olmak zor. Türkiye'de kadın olmak biraz daha zor. Doğuda kadın olmak çok daha zor. Ben 2005 yılında Urfa'nın ilk kadın girişimcisi olarak hizmet sektöründe bu işe başladım. Çok zorluk yaşadım dersem yanlış bir ifade olur. Fakat her zaman ilklerin ödediği ağır bedeller var, ben de ödedim. Cevahir'i ilk kurduğumda herkes bana 6 ay sonra bırakır, gider diye bakmıştı. Allah'a şükür 10. yılımızdayız bırakıp gitmedik.
Kimler destekledi sizi? Kadınların desteği nasıldı?
Burada en büyük destekçilerim hep erkekler oldu. Kadınların belki genetik yapılarında olan bir kıskançlık, çekememezlik var. Bir kadın olarak bunu söylemek üzücü ama böyle. Türkiye'de de böyle, ilimizde de böyle. Bu çekememezliği, kıskançlığı üzerimizden atabilirsek kadınların en büyük destekçisi kadınlar olur. Tabii genelleme yapmak doğru olmaz, beni çok seven, destekleyen kadın yakın arkadaşlarım da var. Ama genelde erkekler daha çok destek oldu.

Başarı için neler önemli?
Dürüst, kararlı olmanız ve azminiz çok önemli. Herşeyin ötesinde teslimiyetiniz çok önemli. Yaptığım işi en iyi yapan ama Allah'a da teslim olan bir yapıya sahibim.
El verdiğiniz bir başka kadınlar oldu mu?
2007 yılında 5 tane kadın ve 2 erkek arkadaşımızla birlikte Şanlıurfa Girişimci İş Kadınları Derneğini kurdum. Özellikle ben mikrokrediden destek alan kadınlarımızı çok önemsiyorum. Bu derneğe onları da üye yaptık. Mesela Hülya hanım var. Bunaldığında güç bulmak için arar. Kendisi şu anda şark odalarını yapıyor. Daha önceden de tekstille ilgileniyordu. O küçücük parayla 500 TL ile kocaman yürekleriyle mikrokrediden insanların ne işler yapabildiklerine şahit oldum.
Türkiye'nin dört bir yanında bir çok farklı camiadan insan sizi tanıyor. Bu tanışıklıklar sizin özel çevreniz mi yoksa yaptığınız iş sebebiyle edinilmiş arkadaşlıklar mı?
Hizmet sektörü çok zor ve keyifli bir sektör. Ama dünyanın en ünlü profesörü olsanız bu kadar insanı tanıma şansınız olmaz. Biz Cevahir olarak Cumhurbaşkanımızı ağırlardık, Bakanlarımızı ağırladık, sanatçıları, iş adamlarını sporcuları ağırladık.
İhale süreci nasıl oluştu, zorluklar oldu mu?
O zaman valilikten ihale süreci başvurumuz oldu. İhale açıldıktan sonra 19 kişi girdi ihaleye. Bu 19 kişinin içinde tek kadın bendim. Bana çok ilginç teklifler geldi. Benim ilk ihale deneyimindi. 'Size çıkış parası verelim çıkın.' , 'Bize çıkış parası verin çıkalım.' gibi teklifler geldi. Benim bir baremim vardı zaten, bir fizibilte çalışması yapmıştım. Kabul etmedim teklifleri. İhale son dakikada iptal oldu bu teklifler yüzünden. Sonra 2. kez ihale açıldı oraya iki kişi girdik. O giren beyefendi de yine para istemişti benden ve ben vermedim. Aylık 2300 ile açılan ihale 5 bin TL ile bende kaldı. İhale sonunda beyefendi, bana verseydiniz istediğim parayı 3300 ile kalırdı sizde dedi, ben de 'size vereceğime devlete veririm' dedim. Konağı aldık ve 7 günde yeniledik ve hizmete açtık.
Bu 19 bey ile karşılaşıyor musunuz? Konuşuyor musunuz?
Bir kısmı geldi daha sonra Cevahir'de ağırladık. Para teklif edenlerle ise, karşılaşmadık.
2015'e kadar işlettiniz ve sonra bu işletmeyi yeni yerine taşıdınız niçin?
İlk çılgınlığı 3 yıllık bu işletmeyi kiralamakla yaptım. Turizmde yatırım yapmak için 3 yıl çok kısa bir süre. Sonra 6 yıllık bir uzatma kararı alındı. Uluslararası bir mekan oluşturduk bu yıllar içinde, bir marka oluşturduk. 2014 yerel seçimlerinden sonra ise, Büyükşehir yasasına göre mekan büyükşehire devredildi. 2014 kasım ayında ise, tekrar ihaleye çıkıldı. O ihale sonucunda biz ihaleyi kazanamadık.
Neden kazanamadınız?
İhale 3 yıllık 270 bin TL'den açıldı. Biz Urfa'da diğer benzer işletmelere göre zaten en yüksek rakamı ödeyen işletmeydik. İhaleye giren firma 100 binlik aralıklarla artırmaya gitti. Arada kaldık. Çocuğum gibiydi orası. Tüm bunları göz önüne alarak. 3 yıllık 725 bin TL'ye kadar çıktım. Fakat karşı taraf 850 bine çıkınca hayırlı olsun demek zorunda kaldım. Bazen şer gözüken şeylerde hayır vardır. Biz de 25 Ocak'ta eski mekanımızı bıraktık.
Ne hissettiniz kaybedince? Ağladınız mı?
9 yıl emek verdiğim bir mekan evladım gibi bakıyordum. Üzülmedim desem yalan olur. Orası benim babamın evi de değildi sonuçta. Devlete ait bir yer ve bir gün elinizden gidecekti. Elbetteki çalıştığınız mekanla bir bağımlılığınız oluşuyor. Bunda mutlaka bir hayır olduğuna hep inandım. "Allah mutlaka daha hayırlısını verecek. Bu yüzden böyle olmuştur" diye düşündüm.
Yeni taşındığınız mekanı nasıl buldunuz bu kadar hızlı?
Ben bulmadım aslında. Burayı bana tavsiye etmişlerdi, başka arkadaşlar restoran olarak işletiyordu, öncesi de oto tamircisiymiş. Ama ben tavsiyeleri reddettim. Çünkü düzen bozanın asla düzeni olmaz. Ben gidip o arkadaşlara burayı bana verin demezdim. Lakin bir süre sonra onlardan bana bir teklif geldi. Bu arada Urfalı dostlarım çok sahiplendi. Herkes bir yer teklif etmeye başladı. Onlara da yürekten teşekkür ediyorum.
O kırılma noktasında bu tatsız süreçte sizi şaşırtanlar, hayal kırıklığına uğratanlar oldu mu?
Bu süreçte gerçekten dostlarımı tanıma fırsatı buldum. Bu kadar yıllık iş deneyimim var ama ben dostumu da, çalışma arkadaşlarımı da, sevenlerimi de düşmanlarımı da bu süreçte tanıdım. Şimdiye kadar hiç insan tanımamışım.
Çocukluğunuz nerede geçti?
Viranşehir merkez, sonra Urfa merkeze geçtik.
Hobileriniz var mı?
En keyif aldığım şey kitap okumak. Uykuyu bile çok az uyuyorum. Her şeyim benim Cevahir.
Hiç yorulmuyor musunuz bu kadar güçlü durmaktan?
Bazen ama beni bu noktaya getiren de bu güçlü duruşum.

İHALEYİ KAYBETTİ, YILMADI
Asuman Yazmacı 9 yıldır işlettiği, Urfa'nın ilk kadın girişimcisi olarak canlandırdığı Cevahir konuk evini bir ihale sonunda kaybetti ama yılmadı. Markasını küllerinden yeniden canlandırdı. Şimdi eski konuk evi ihalesini alanlar, başarısız oldu ve işyerini açamadılar ama Asuman hanım bir kadın olarak bütün zararına rağmen yepyeni bir konuk evi açtı. Cevahir yeniden doğdu.


'İŞİNİZE GELİRSE HANFENDİ'
Asuman Yazmacı sektöre girişini şu sözlerle anlatıyor: "2005 yılı şubat ayında, bundan önce işlettiğim mekana, yemek yemek için gitmiştim. Arkadaşlarımı da davet etmiştim. Gelen bütün yemekler, servis çok kötüydü. Mekan güzel tarihi bir yerdi. Ama Urfa'nın en iyi yeri olarak götürmüştüm misafirlerimi oraya. Şubat ayı salonda iki tane elektrik sobası var sadece. Ortam soğuk, yemekler soğuktu. Ben de sorumlu arkadaşa, 'Her şey çok kötüydü ben mahçup oldum arkadaşlarıma' dediğimde aldığım cevap 'işinize gelirse hanfendi' oldu. Benim de işime gelmedi."
Fotoğraflar: Nedim Atilla
Asuman Yazmacı, Urfa'nın ilk kadın girişimcisi. Doğunun ilklerini yapanlardan. Kendisiyle yolumuz aslında Urfa'dan önce kesişti. Urfa deyince kimle konuşsam onun ismini verdi. Örneğin Diyarbakır'da DİKAD (Diyarbakır İş Kadınları Derneği) başkanı Reyhan Aktar kendisinden 'olduğu gibi, güçlü, özel bir kadın mutlaka tanışman lazım' diye bahsetti. Örneğin konukları olduğum Söylemezsem Olmaz programında, Pakize Suda; Urfa'ya taşındım deyince, 'Orada bir konak var, konukevi sahibi Asuman hanımı tanıyor musun? Çok özel bir insan' diye yine hemen kendisinden bahsetti. Bir iletişim firmasının mikrokredi projesi için yapılan lansman çalışmasında Urfa çekimleri konuşulurken yine Asuman hanımın ismi ve mekânı konuşuldu. Bir de ben Urfa'ya taşınmadan önce internette ev gibi, sıcak, özel, butik, güzel dekorasyonlu, rahat bir yer ararken karşıma hep kendisinin mekanı çıktı. Sonra tabi taşlar yerine oturdu ve biz karşılaştık. Ben de sizlere bu hanımefendinin mücadele, tevazu ve başarı dolu hikayesini anlatmak istiyorum.
Urfa da bir kadın olarak iş yapmak nasıl?
Dünyanın her yerinde kadın olmak zor. Türkiye'de kadın olmak biraz daha zor. Doğuda kadın olmak çok daha zor. Ben 2005 yılında Urfa'nın ilk kadın girişimcisi olarak hizmet sektöründe bu işe başladım. Çok zorluk yaşadım dersem yanlış bir ifade olur. Fakat her zaman ilklerin ödediği ağır bedeller var, ben de ödedim. Cevahir'i ilk kurduğumda herkes bana 6 ay sonra bırakır, gider diye bakmıştı. Allah'a şükür 10. yılımızdayız bırakıp gitmedik.
Kimler destekledi sizi? Kadınların desteği nasıldı?
Burada en büyük destekçilerim hep erkekler oldu. Kadınların belki genetik yapılarında olan bir kıskançlık, çekememezlik var. Bir kadın olarak bunu söylemek üzücü ama böyle. Türkiye'de de böyle, ilimizde de böyle. Bu çekememezliği, kıskançlığı üzerimizden atabilirsek kadınların en büyük destekçisi kadınlar olur. Tabii genelleme yapmak doğru olmaz, beni çok seven, destekleyen kadın yakın arkadaşlarım da var. Ama genelde erkekler daha çok destek oldu.

Başarı için neler önemli?
Dürüst, kararlı olmanız ve azminiz çok önemli. Herşeyin ötesinde teslimiyetiniz çok önemli. Yaptığım işi en iyi yapan ama Allah'a da teslim olan bir yapıya sahibim.
El verdiğiniz bir başka kadınlar oldu mu?
2007 yılında 5 tane kadın ve 2 erkek arkadaşımızla birlikte Şanlıurfa Girişimci İş Kadınları Derneğini kurdum. Özellikle ben mikrokrediden destek alan kadınlarımızı çok önemsiyorum. Bu derneğe onları da üye yaptık. Mesela Hülya hanım var. Bunaldığında güç bulmak için arar. Kendisi şu anda şark odalarını yapıyor. Daha önceden de tekstille ilgileniyordu. O küçücük parayla 500 TL ile kocaman yürekleriyle mikrokrediden insanların ne işler yapabildiklerine şahit oldum.
Türkiye'nin dört bir yanında bir çok farklı camiadan insan sizi tanıyor. Bu tanışıklıklar sizin özel çevreniz mi yoksa yaptığınız iş sebebiyle edinilmiş arkadaşlıklar mı?
Hizmet sektörü çok zor ve keyifli bir sektör. Ama dünyanın en ünlü profesörü olsanız bu kadar insanı tanıma şansınız olmaz. Biz Cevahir olarak Cumhurbaşkanımızı ağırlardık, Bakanlarımızı ağırladık, sanatçıları, iş adamlarını sporcuları ağırladık.
İhale süreci nasıl oluştu, zorluklar oldu mu?
O zaman valilikten ihale süreci başvurumuz oldu. İhale açıldıktan sonra 19 kişi girdi ihaleye. Bu 19 kişinin içinde tek kadın bendim. Bana çok ilginç teklifler geldi. Benim ilk ihale deneyimindi. 'Size çıkış parası verelim çıkın.' , 'Bize çıkış parası verin çıkalım.' gibi teklifler geldi. Benim bir baremim vardı zaten, bir fizibilte çalışması yapmıştım. Kabul etmedim teklifleri. İhale son dakikada iptal oldu bu teklifler yüzünden. Sonra 2. kez ihale açıldı oraya iki kişi girdik. O giren beyefendi de yine para istemişti benden ve ben vermedim. Aylık 2300 ile açılan ihale 5 bin TL ile bende kaldı. İhale sonunda beyefendi, bana verseydiniz istediğim parayı 3300 ile kalırdı sizde dedi, ben de 'size vereceğime devlete veririm' dedim. Konağı aldık ve 7 günde yeniledik ve hizmete açtık.
Bu 19 bey ile karşılaşıyor musunuz? Konuşuyor musunuz?
Bir kısmı geldi daha sonra Cevahir'de ağırladık. Para teklif edenlerle ise, karşılaşmadık.
2015'e kadar işlettiniz ve sonra bu işletmeyi yeni yerine taşıdınız niçin?
İlk çılgınlığı 3 yıllık bu işletmeyi kiralamakla yaptım. Turizmde yatırım yapmak için 3 yıl çok kısa bir süre. Sonra 6 yıllık bir uzatma kararı alındı. Uluslararası bir mekan oluşturduk bu yıllar içinde, bir marka oluşturduk. 2014 yerel seçimlerinden sonra ise, Büyükşehir yasasına göre mekan büyükşehire devredildi. 2014 kasım ayında ise, tekrar ihaleye çıkıldı. O ihale sonucunda biz ihaleyi kazanamadık.
Neden kazanamadınız?
İhale 3 yıllık 270 bin TL'den açıldı. Biz Urfa'da diğer benzer işletmelere göre zaten en yüksek rakamı ödeyen işletmeydik. İhaleye giren firma 100 binlik aralıklarla artırmaya gitti. Arada kaldık. Çocuğum gibiydi orası. Tüm bunları göz önüne alarak. 3 yıllık 725 bin TL'ye kadar çıktım. Fakat karşı taraf 850 bine çıkınca hayırlı olsun demek zorunda kaldım. Bazen şer gözüken şeylerde hayır vardır. Biz de 25 Ocak'ta eski mekanımızı bıraktık.
Ne hissettiniz kaybedince? Ağladınız mı?
9 yıl emek verdiğim bir mekan evladım gibi bakıyordum. Üzülmedim desem yalan olur. Orası benim babamın evi de değildi sonuçta. Devlete ait bir yer ve bir gün elinizden gidecekti. Elbetteki çalıştığınız mekanla bir bağımlılığınız oluşuyor. Bunda mutlaka bir hayır olduğuna hep inandım. "Allah mutlaka daha hayırlısını verecek. Bu yüzden böyle olmuştur" diye düşündüm.
Yeni taşındığınız mekanı nasıl buldunuz bu kadar hızlı?
Ben bulmadım aslında. Burayı bana tavsiye etmişlerdi, başka arkadaşlar restoran olarak işletiyordu, öncesi de oto tamircisiymiş. Ama ben tavsiyeleri reddettim. Çünkü düzen bozanın asla düzeni olmaz. Ben gidip o arkadaşlara burayı bana verin demezdim. Lakin bir süre sonra onlardan bana bir teklif geldi. Bu arada Urfalı dostlarım çok sahiplendi. Herkes bir yer teklif etmeye başladı. Onlara da yürekten teşekkür ediyorum.
O kırılma noktasında bu tatsız süreçte sizi şaşırtanlar, hayal kırıklığına uğratanlar oldu mu?
Bu süreçte gerçekten dostlarımı tanıma fırsatı buldum. Bu kadar yıllık iş deneyimim var ama ben dostumu da, çalışma arkadaşlarımı da, sevenlerimi de düşmanlarımı da bu süreçte tanıdım. Şimdiye kadar hiç insan tanımamışım.
Çocukluğunuz nerede geçti?
Viranşehir merkez, sonra Urfa merkeze geçtik.
Hobileriniz var mı?
En keyif aldığım şey kitap okumak. Uykuyu bile çok az uyuyorum. Her şeyim benim Cevahir.
Hiç yorulmuyor musunuz bu kadar güçlü durmaktan?
Bazen ama beni bu noktaya getiren de bu güçlü duruşum.

İHALEYİ KAYBETTİ, YILMADI
Asuman Yazmacı 9 yıldır işlettiği, Urfa'nın ilk kadın girişimcisi olarak canlandırdığı Cevahir konuk evini bir ihale sonunda kaybetti ama yılmadı. Markasını küllerinden yeniden canlandırdı. Şimdi eski konuk evi ihalesini alanlar, başarısız oldu ve işyerini açamadılar ama Asuman hanım bir kadın olarak bütün zararına rağmen yepyeni bir konuk evi açtı. Cevahir yeniden doğdu.


'İŞİNİZE GELİRSE HANFENDİ'
Asuman Yazmacı sektöre girişini şu sözlerle anlatıyor: "2005 yılı şubat ayında, bundan önce işlettiğim mekana, yemek yemek için gitmiştim. Arkadaşlarımı da davet etmiştim. Gelen bütün yemekler, servis çok kötüydü. Mekan güzel tarihi bir yerdi. Ama Urfa'nın en iyi yeri olarak götürmüştüm misafirlerimi oraya. Şubat ayı salonda iki tane elektrik sobası var sadece. Ortam soğuk, yemekler soğuktu. Ben de sorumlu arkadaşa, 'Her şey çok kötüydü ben mahçup oldum arkadaşlarıma' dediğimde aldığım cevap 'işinize gelirse hanfendi' oldu. Benim de işime gelmedi."