Alışveriş çılgınlığı etiketleri şişirdi

Alışveriş çılgınlığı etiketleri şişirdi
YAŞAM Haberleri

Yılbaşı sebebiyle birçok marka ve mağaza “İndirim yaptık, koşun” dedi. Tüketici koşunca onlar da fiyatları şişirdi. Büyük yalan, etiketlerin altından çıktı....

CANAN ERASLAN

Bir takvim yılı sona eriyor. 2018’den 2019’a geçiyoruz bu gece yarısından itibaren. Tamam yeni bir yıl. Herkeste bir heyecan bir umut... Tamam umut ve heyecan güzel şey de abartmak da neyin nesi? Abartırken aldanmak peki? Sanki yılın değişmesi insanı, şartları, olanları değiştirecekmiş gibi bir duygu ve sevinçle herkes bir yerlere koşuşturuyor ama yarın sabah her zamanki gibi bir güne uyandığımızda anlayacağız değişenin sadece bir rakamdan ibaret olduğunu... Ayrıca keşke sadece takvimdeki rakam değişse, cüzdanlar boşalıp kredi kartlarındaki borç hanesinde bol sıfırlı rakamlar yazmasa. Fakat özellikle hafta sonu marketlerde, AVM’lerde, mağazalarda yaşanan o hengame ne yazık ki bu dileği ‘keşke’ kelimesi kadar anlamsız bırakacak gibi görünüyor. Çünkü özellikle büyük kentlerde milyonlarca kişi alışverişe koştu. Bazıları yakınlarına hediye almak, bazıları bu geceyi evinde ya da bir yakınında geçirecekse buna uygun alışveriş yapmak, bir kısmı da mağazaların ‘koşun indirim’ çağrılarına icabet için...
Fakat markalar bu çılgınca akını fırsata çevirmek için ne gerekiyorsa yaptı. Daha 2 hafta önce gözlerimle görüp kalitesine göre ‘pahalı’ bulduğum bir ürüne rastladım dün bir mağazada. Merak edip etiketine baktım. Benim pahalı bulduğum fiyatın üzerine 40 lira daha eklemişlerdi. “Elbette yanılabilirim” dedim, “hafızadır, olur” dedim ama yeni etiketi kaldırdığımda yanılmadığımı anladım. Evet, 40 lira daha fazlaydı. Birkaç mağazada birkaç etiket daha. Evet, aynı şey. Kasım sonundaki ‘güya’ çılgın alışveriş günlerinde ve “en uzun gün” diye uydurulan 21 Aralık günü yaptıkları gibi, eski etiketin üzerine ‘kırmızı’ olarak basılmış yeni etiketler yüksek fiyatlı olarak yapıştırılmıştı. Elbette mağaza yetkililerine söyledim ama “O yanlış fiyattı, onun için yeni etiket” dediler. Elbette ‘yalan’ beyan, ‘yanlış’ bilgi. O ürünü almaya niyetim olsa, bana eski fiyattan satmak zorunda. Almak istemediğim için 175’e şikâyet edip Ticaret Bakanlığının mobil şikâyet hattına bildirimde bulundum. Bütün tüketicilerin bu şekilde davranmasıyla ancak kandırılmak ‘olağan’ olmaktan çıkacaktır.

GERÇEK İNDİRİM OCAK ORTASINDA
Birçok mağaza ‘indirim’ deyip fiyat artırırken, gerçek indirimin ocak ortasında başlayacağı da bir gerçek. Tüketicinin de sırf ‘indirim’ kelimesini görüp koşmak yerine eski fiyatı bilerek indirime inanması gerekiyor. Her ucuz şeyi almak da aslında pahalıya patlayabilir düşüncesini elden bırakmamak da borca batmamanın diğer bir yolu mutlaka.

'KARTSIZ ÇIKMAM' DİYORSANIZ AMAN!
Öncelikle söylemeliyim ki, Illinois Institute alışveriş çılgınlığını bir ‘bağımlılık’ olarak tanımlıyor. Bunu da “Zorunlu alışveriş ve harcama, durması zor hâle gelen ve sonuçta zararlı sonuçlara neden olan kronik, tekrarlayan bir satın alma modeli” olarak tanımlanıyor. Yani bir kontrol bozukluğu var bu durumda. Sarhoş edici bir ilacın kullanılmasını gerektirmeden diğer bağımlılık bozukluklarına benzer özelliklere sahip olduğu da anlatılıyor burada. Alışveriş hastalığına dair bir film izleyip birkaç kitap okumuştum. Illinois de bu hastalığın belirtilerini şöyle sıralıyor:
¥ Alışveriş ve harcamalarla ilgili eş ve başkalarıyla ilgili sık sık tartışmak.
¥ Kredi kartı olmadan dışarı çıkınca kendini kötü hissetmek.
¥ Alışveriş yaptıktan sonra kendini suçlu hissetmek ama yine de almak.
¥ Peşin alamayacağı şeyleri taksitle almak.
¥ Satın aldığı şeylerin çoğunu kullanmamak.
¥ Alışverişte satın aldığı şeyler ve harcama tutarıyla ilgili yalan söylemek.
¥ Faturalar ve kart ekstreleri ile çok fazla vakit geçirmek.

İNDİRİMLİ FİYATLARI İSPATLAMAK ZORUNDALAR
Alışverişe koşan milyonları görenler etiketleri değiştirdi. Birçok üründe eski fiyatlar, çok daha yükseklerle değiştirildi. Bunun için mağazaların çok fazla zahmete katlanmadığı da yukarıdaki etiketlerde görülüyor. Önceki fiyat 159 lira, indirimli diye lanse edilen ve dikkat çeksin diye karmızı olan etiket ise 199,90 TL. Yani 200 lira. Bunun adı tek kelimeyle fırsatçılık. Bunu fark etmek için ya etiketi kaldırıp altına bakmak ya da eski fiyatını bilmek gerekiyor. Her iki durumda da yeni fiyatın indirimli olduğunu ispat zorunluluğu satıcıya ait. Siz o ürünü almak istediyseniz, bir de eski fiyatı etikette duruyorsa, düşük fiyattan size satmakla yükümlü bu mağaza. İtiraz ederse alın siz o ürünü ve tüketici mahkemesine bir dilekçeyle başvurun. Kanuna göre satıcı eski ve yeni fiyatı size ispatla yükümlü. Zaten ‘iki fiyat arasında farklılık varsa, tüketici lehine olan fiyat uygulanır’ diye kanun maddesi var. Böyle bir durumda Ticaret Bakanlığının Alo 175 hattı ve “Haksız Fiyat Artışı Şikâyet Bildirimi Mobil Uygulaması”na şikâyette bulunabilirsiniz. Tekrarlanmaması için bu bir vazife de aslında.

EN ÇOK SEVGİLİYE EN AZ BABALARA
Alışverişin özel günlerde patlama yaptığı bir gerçek. Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, yılbaşı gibi sıralanıyor bu özel günler. Bir alışveriş sitesi, bu günlerde kim için ne kadar bütçe ayrıldığına dair istatistik yayınlamış. Bu istatistik aralık ayındaki alışverişlere dair aslında... Buna göre aralık sonu alışverişlerin yılbaşı hediyesi amacıyla yapıldığını gösteriyor. Buna göre en pahalı hediyelerin sevgili ve nişanlılar için alındığı, en düşük bütçenin ise babalar için ayrıldığı belirlendi. 500’e yakın sanal mağazadan alışveriş yapanlara nakit para ödeyen Avantajix.com, 25-45 yaş grubundaki gençlere “Yılbaşında kime ne hediye aldığını” sorarken, biraz da ayrıntıya girdi. İşte sonuçlar:
¥ Annelerin yüzde 85’i, babaların da yüzde 60’ı çocuklarına hediye aldı.
¥ Evli erkeklerin yüzde 70’i çocuklarıyla birlikte eşlerine de hediye aldı. Kadınların sadece yüzde 30’u eşi ve çocuklarına hediye aldı.
¥ Bekâr erkeklerin yüzde 80’i sevgilisine, yüzde 40’ı anneye, yüzde 15’i ise kardeşi için hediye seçti. 10 erkekten sadece 1’i babasını düşündü.
¥ Evli olmayan kadınlar ise hediyede anneye öncelik veriyor. Yüzde 80’i anneye, yüzde 30’u erkek arkadaşına, yüzde 25’i kardeşine alırken, babayı düşünen yüzde 20’de kaldı.
¥ Çocuklara oyuncak-kitap, anneye küçük ev aletleri, babaya gömlek-kravat, kardeşlere tişört-kazak, sevgili ve nişanlıya parfüm, cep telefonu, mücevher tercih ediliyor.
¥ Bin liranın üzerinde fiyata satın alınan her 4 üründen 3’ü sevgiliye hediye, kalanı eşlere alındı.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...