Siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz

/ Kaynak: İHA
- Güncelleme:
Siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz

TÜRKİYE Haberleri  / İHA

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yargının hesabını veremediği sınır tanımaz uygulamaların ağır bedeller ödenmesi sonucunu doğurduğunu belirterek, "Dün yargının siyaseti kuşatma gayretlerine karşı çıktığımız gibi bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz" dedi.

nbsp;Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu, Marriott Otel'de başladı. Sempozyumun açılışına Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Martin Raiser, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Abdullah Arslan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ali Em ile yüksek yargı organlarının temsilcileri katıldı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, yargı organları ve Adalet Bakanlığı'nın son yıllarda uluslararası düzeyde yaptıkları başarılı organizasyonların dikkat çekici şekilde artmasının Türkiye için umut verici olduğunu söyledi. Din, dil, ırk farkı gözetilmeksizin yargı dünyasının sorunlarına derman olacak çareleri konuşmak üzere bir araya geldiklerini kaydeden Kılıç, yargıyı bir cümle ile 'yaşanmış gerçeklere ulaşma sanatı' olarak tanımlayabileceklerini söyledi. Bu gerçeklere ulaşmakla, hak ve özgürlükleri ihlal edilmiş olanların haklarını zamanında ve adilce teslim etmiş olduklarını belirten Kılıç, "İşte bugün, bu sanatın icrası sırasında ortaya çıkan engellerin kaldırılması için gelişen teknikler konuşulacak. Böylece yargının asli görevi olan yaşanmış hak ihlallerini ortadan kaldırmak için vicdan birliğini sağlamış olacağız" diye konuştu. nbsp; nbsp;

HAKİMLER YASALARIN DİLİ

nbsp; Yargının topluma sunduğu yegane ürünün adalet olduğunu dile getiren Kılıç, bu ürünün alternatifi olmadığını vurguladı. Kılıç şunları kaydetti: "Adalet hizmetlerinin onarıcı niteliği, üretim kalitesi ve zamanında dağıtımın varlığı ile güç kazanır. Aksi durum bunalım, kaos ve vicdanları isyana sürüklemekten başka sonuç doğurmaz. İşte hukukun haksızlığı olarak da tanımlayacağımız bu kaotik duruma çözüm bulmak zorundayız." nbsp; nbsp; nbsp;
nbsp; Başta anayasalar olmak üzere pozitif kuralların zemin etüdünü yapan hukuk sosyolojisi ile bunların vicdani başarısı ve psikolojik arka planını ölçerek, adil bir yörüngeye oturtan hukuk felsefesinin eğitim sürecinde yeterince ve hak ettiği ölçüde yer almamasının endişe verici bir eksiklik olduğunu kaydeden Kılıç, hukukçunun vazgeçilmez kaynağı olan felsefi ve sosyolojik bakışın da aynı ağırlıkta buluşturulması gerektiğini söyledi. Türk yargı dünyasında yaşanan büyük sorunların uygulama sürecinde yaşanan olumsuzluklardan kaynaklandığını dile getiren Kılıç, hakimin tarafsızlığının sağlanamaması, mesleki eğitimdeki eksiklikler, evrensel değerlere uzaklık gibi nedenlerin uygulamada toplumu ikna edecek güçlü kararların çıkmasına imkan vermediğini söyledi. Doğan bu boşluğun her seferinde siyaset kurumlarınca yasal düzenlemeler yapılmak suretiyle doldurulduğunu ve yargının yorum alanının daraltıldığını ifade eden Kılıç, bunun bir şekilde yargıya olan güvensizlik olarak tanımlanabileceğini söyledi. nbsp; nbsp;
nbsp; Yargının hesabını veremediği sınır tanımaz uygulamaların ağır bedeller ödenmesi sonucunu doğurduğunu, Anayasa ve yasalarda radikal değişimlerin yapılmasının haklı nedenini oluşturduğunu anlatan Kılıç, "Dün yargının siyaseti kuşatma gayretlerine karşı çıktığımız gibi bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz" dedi. Hakimlerin yasaların ve kuralların dili olduğunu ifade eden Kılıç, "Bu dili nasıl kullanırsanız, hukuk devleti ona göre oluşur ve gelişir. Hakimin iç dünyasındaki endişe, kaygı, korku, ideolojik baskı, dostluk ve düşmanlık duygularından arındırılması, tarafsızlığının olmazsa olmaz koşuludur. Vicdanlar üzerinde oluşan bu işgaller kalkmadıkça, bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşumunu sağlamak mümkün değildir. Bağımsızlık ve tarafsızlık sorununu çözmüş bir yargı adil, makul ve ölçülü kararlarıyla uygulama sorunları ortadan kalkacak, oluşan bu güven ikliminde hak ve özgürlüklerin daha rahat yaşaması sağlanacaktır. Halkımızın mutluluğu adına evrensel değerlerle bütünleşmiş, her türlü siyasi ve ideolojik etkiden arındırılmış, hızlı ve etkin bir yargı ihtiyacı, konuşacağımız reform projelerini gerçekleştirmeyi zorunlu kılmaktadır" diye konuştu. nbsp; nbsp; nbsp;
nbsp; Yargının kendi içinde kimi makamlara yaptığı seçimlerin usul ve esaslarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Kılıç, seçim psikolojisinin yargı mensupları arasında sürdürülen ilişki üzerindeki belirleyici etkisinin gruplaşmayı ve ayrışmayı beraberinde getirdiğini belirtti. Kılıç, yüksek yargıdaki seçim sisteminin objektif kriterler ve meslek ilkelerine dayalı çözüm yolları ile yeniden düzenlenmesi ve seçimlik görevlerin sayısının azaltılmasının yargının bağımsızlık ve tarafsızlık sorununa ciddi katkı sağlayacağına inandığını kaydetti. nbsp; nbsp;

ADALET BAKANI ERGİN: REFORMLARDA ANA HEDEF HALKIN MEMNUNİYETİNİ ARTIRMAK nbsp; nbsp; nbsp;

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargı alanındaki reformların ana hedefinin halkın memnuniyetini artırmak ve toplumsal yaşamın güven ve esenlik içinde yürümesini temin etmek olduğunu söyledi. nbsp; nbsp; nbsp;
nbsp; Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu'nun açılışına katılan Adalet Bakanı Ergin, açılışta yaptığı konuşmada, dünyanın hızla değişen şartlarına uyum sağlanabilmesi için yargı sistemlerinin yeniliklere açık olması gerektiğini belirterek, yaşanan bu değişiminin hukuk sistemlerinin mevzuat altyapısının güncel tutulmasını ve örgütlenme biçiminin etkin olmasını zorunlu kıldığını söyledi. Yargı sistemlerine ilişkin arayışların gündeme sürekli yeni yaklaşımları, kavramları ve uygulamaları getirdiğini ifade eden Ergin, bunlarda ana hedefin halkın memnuniyetini artırmak ve toplumsal yaşamın güven ve esenlik içinde yürümesini temin etmek olduğunu ifade etti. Son dönemde mevzuat alanında önemli değişiklikler yaptıklarına işaret eden Ergin, Anayasa, temel kanunlar, temel kanunlar dışındaki mevzuat ve yargılamanın hızlandırılmasına dönük mevzuat değişikliği paketleri hazırlandığını anlattı. Bu değişikliklerle yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesini, yüksek yargının kapasitesinin güçlendirilmesini nbsp;
sağladıklarını belirten Ergin, yargının hızlanması amacıyla hazırlanan mevzuat paketlerinden ikisinin kanunlaştığını, üçüncüsünün ise Meclis gündeminde olduğunu kaydetti. nbsp; nbsp;
nbsp; Gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek değişikliklerle Türk yargısının yüzyılın şartlarına uygun bir mevzuat altyapısına kavuşacağını ifade eden Ergin, insan kaynaklarının güçlendirilmesinin, yargı reformunun önemli bir parçasını oluşturduğunu, bu kapsamda yetersiz bulunan hakim ve savcı sayısının iş yüküyle baş edebilecek bir seviyeye getirilmesi için önemli çalışmalar sürdürdüklerini söyledi. Yapılan çalışmaların bile önemli bir değişim süreci içinde olduklarını gösterdiğini söyleyen Ergin, "Alınan sonuçlar ne kadar önemli boyutta olursa olsun daha yapılacak çok işimiz bulunduğunu farkındayız. Halen devam eden faaliyetlerimiz yanında, atacağımız yeni adımları belirlemek üzere 'Yargı Reformu Stratejimizi' yenileme çalışmalarını sürdürmekteyiz. Adalet sistemine ilişkin çalışmalarımıza yön veren rehberimizi 'güven veren bir adalet sistemi' vizyonu ile tanımlamaktayız. Güven veren adalet sistemi, başta halkımız olmak üzere tüm yararlanıcıların memnuniyetini sağlamaktan da öte insan haklarının ve neticede demokrasimizin sarsılmaz bir teminatı olacaktır" şeklinde konuştu. nbsp; nbsp;

TÜRKİYE
Kaynak: İHA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...