Sırrı Süreyya Önder'e şok cevap

AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner'e suikast hazırlığı iddiası ve 100 otomobilin molotof kokteyli atılarak yakılması iddialarına ilişkin aralarında Kartepe deniz otobüsünü kaçıran ve vurularak ele geçirilen Mensur Güzel'in kız kardesi Şeyma Güzelin 'inde bulunduğu 55'i tutuklu 72 sanığın yargılandığı davaya devam ediliyor. Duruşmada BDP'li milletvekili Sırrı Süreyya Önder krizi yaşandı. Duruşma salonuna alınmayan Önder, "Ben bu milletin vekiliyim" deyince, mahkeme başkanı "Fark etmez, sadece sanıkların birinci derece yakınları girebilir" dedi. Önder'in, "Beni polis zoruyla mı çıkaracaksınız" sözleri üzerine duruşmaya ara verildi.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden duruşmada 54 tutuklu sanık hazır bulundu. Daha önceki celselerde duruşma salonunda yaşanan Kürtçe ifade verme isteği üzerine kimlik tespitleri yapılamayan sanıkların emniyetten gelen kimlik bilgileri kayda geçirildi. Duruşmada önceki celselerde Kürtçe ifade vermek istediklerini belirten 43 sanık, Türkçe savunma yapmamakta ısrarlı olduklarını belirtti.
Emniyet Müdürlüğü'nden gelen kimlik kayıtlarının tutanağa geçirilmesinin ardından söz alan, avukat Mehmet Sait Karabakan duruşma salonunun yetersiz olduğunu, bu şartlarda sağlıklı ve adil yargılama yapılamayacağını dile getirdi. Şartların düzeltilmesini isteyen Karabakan, salonun görüntülü kayda alınmasını, bu görüntülerin de dosyaya konulmasını talep etti. Bu sırada duruşma salonunun kapısında, içeri girmek isteyenlerle polisler arasından gürültü meydana geldi. Mahkeme başkanı Metin Özçelik, kapıdaki
polis memurundan kapıyı kapatmasını istedi. Bunun üzerine kapıdaki görevli polis memuru mahkeme başkanına bir milletvekilinin girmek istediğini bildirdi. Ancak başkan Özçelik, sadece sanıkların birinci dereceden yakınlarının girebileceğini belirtti. Bu sırada kapı aralığından seslenen BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "Ben bu milletin vekiliyim. Sayın başkan, beni nasıl almazsınız" diye seslendi. Başkan Özçelik, "Fark etmez, sadece birinci derece yakınlarını salona alıyoruz" diye karşılık verdi. Kapı aralığında duran Önder, "Beni polis zoruyla mı çıkaracaksınız. Duruşmaya alınmadığıma dair yazılı bir kAğıt verin o zaman" dedi. Özçelik, "Salonu boşaltırım o zaman" diye uyardı. Önder, girmesini engelleyen polis memuruna "dokunma" diye bağırınca salonda gerginlik arttı. Salonda gerginliğin artması üzerine duruşmaya ara verildi.
Duruşmaya verilen ara sırasında adliye önünde toplanan ve kendilerine Halkların Demokratik Gençliği adını veren grup, Kürtçe ve Türkçe bir açıklama yaparak sanıkların serbest bırakılmasını talep etti.
Grup adına yapılan açıklamanın ardından duruşma salonunda yaşananla ilişkin açıklama yapan BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Adliyenin bulunduğu bölgenin milletvekili olduğunu belirterek, "İçeride yargılanan evlatlarımız dün Taksim'de kan isteyen. 'Kana Kan' diyen İçişleri bakanından daha medeni daha hümanist daha insandırlar. Ben bu evlatlarımızın duruşmasına geldim. Ancak hakim beni içeri almadı. Jandarmalar kapıyı kapatarak beni engellemek istediler. Heyete haber gitti ancak beni yine kabul etmedi. Bende kapıdan heyete seslendim Ben milletvekiliyim ve bu çocukların hepsinin birinci dereceden yakınıyım. Bunlar bizim çocuklarımız dedim. Mahkeme başkanı ise içeri girmeye çalışırsanız aileleri de çıkartırım diyor. Bu mahkeme benden neyi gizleyebilir" şeklinde konuştu.
Adliye önünde yapılan açıklamanın önünde grup üyeleri halay çekerek sloganlar atmaya devam etti. Bunun üzerine güvenlik güçleri Sırrı Süreyya Önder'e gurup üyelerinin sakin bir şekilde beklemelerini aksi taktirde müdahale etmek durumunda kalacaklarını ifade etti. Önder'in grup üyeleri ile konuşmasının ardından grup, slogan atmayarak adliye önündeki bekleyişini sürdürüyor. Duruşma verilen aranın ardından, sanık ve avukatlar dışında izleyiciler alınmayarak kapalı oturumda devam ediyor.