Erdoğan'dan BDP'ye: Kimi bölüyorsun

- Güncelleme:
Erdoğan'dan BDP'ye: Kimi bölüyorsun
TÜRKİYE Haberleri

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uludere'de 35 vatandaşın hayatını kaybettiği olayla ilgili BDP'ye tepki gösterdi. Erdoğan, "Bunların kalpleri kararmış, vicdanlarını yitirmiş. Irkçılık ve faşizm küstahça böbürlenen, kibirlenen iblisin, yani şeytanın açtığı bir yoldur. Cenazeleri bile Kürt-Türk diye ayıranlar işte iblisin yolunda, şeytanın izinde yürüyenlerdir" dedi. Erdoğan, 'bu ülke artık bölünmüştür' diyen BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'a da sert tepki vererek, "Ya sen kimsin sen kimi temsil ediyorsun, kimin adına konuşuyorsun. Siz silahlı efendileriniz ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz. Neyi bölüyorsun? Kimi bölüyorsun?" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uludere olayında spekülasyonlara fırsat vermeyip "noktayı" koyacaklarını söylerken, BDP'ye yüklendi. Erdoğan, "Cenazeleri bile Türk-Kürt diye ayıranlar işte İblisin yolunda, şeytanın izinde yürüyenlerdir. Siz silahlı efendileriniz, ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz" dedi. Erdoğan, CHP'ye de cevap vererek " Bu hadiseyi 33 kurşun olayına benzetmek sorumsuzluktur" dedi. Erdoğan, yeni yılın ilk grup toplantısında konuştu. Uludere'de bölgeye yapılan bir hava operasyonu neticesinde sonradan kaçakçı oldukları anlaşılan 35 vatandaşın yaşamını yitirdiğini belirterek, rahmet dilerken özellikle BDP'ye çok sert eleştiriler yöneltti.

ÖĞRENCİLERE BURS MÜJDESİ haberi için tıklayın

DEPREMZEDEYE 2 MİLYAR LİRA haberi için tıklayın

MEDYAYA RAĞMEN TEŞEKKÜR

"Bu acı hadisede en küçük detayına kadar adli ve idari inceleme yapılıyor. Kimsenin şüphesi olmasın" diyen Erdoğan, bir araya geldiği Genelkurmay Başkanı ile de konuyu enine boyuna değerlendirdiklerini söyledi. Erdoğan, "Konunun takipçisi olduklarını tekrar duydum, dinledim. Gösterdikleri hassasiyet nedeniyle medyaya rağmen teşekkür ediyorum" dedi. Erdoğan, şu mesajları verdi:

BİR KISIM MEDYA İLE ANLAŞMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL

"Hükümetimiz döneminde silahlı kuvvetlerimizin attığı bu adımları, halka karşı atılan adımlar gibi göstermek, 'devlet halkını bombalıyor' gibi göstermek, bunların hepsi devletle millet arasındaki bütünlüğü parçalama gayretidir. Bu gayret içinde olan bir kısım medyanın niyetlerini gayet iyi biliyoruz. Onların arkasında da ne tür niyetlerin olduğunu gayet iyi biliyoruz. Aynı şeyleri bizim için de yapıyorlar. Bizim de onların istikametinde hareket etmeyen hükümet olmamız sebebiyle bundan çok rahatsız oluyorlar. Alıştıkları bir hükümet değiliz. Doğrularına inanan bir hükümet olarak milletimizin geleceğini devlet, millet ikileminde, devleti değil milleti öne çıkaran bir iktidar olduğumuz için bunlarla anlaşmamız tabiî ki mümkün değildir.

İBLİS'İN YOLUNDA YÜRÜYENLER

Bu elim hadisenin ardından, cenazeler üzerinden derhal istismar ve fitne faaliyetlerine başlayanları da maalesef gördük. Kim ki 'Uludere'de 35 Kürt öldürüldü' diyerek meseleyi etnik zemine taşıyorsa o her türlü milli manevi değeri, her türlü insani ve vicdanı değeri ayaklarının altına almış ve çiğnemiş demektir. Biz olaya böyle bakmıyoruz. Biz Uludere'de 35 insan hayatını kaybetmiştir, biz olaya böyle bakıyoruz. 35 can yitirilmiştir. 35 vatandaşımız, kardeşlerimiz kaybedilmiştir diye bakıyoruz. Ama onlar maalesef etnik zemini kurcalamak suretiyle ülkemizi hep bölmenin parçalamanın gayreti içinde oldukları için burada yine o istismarı ortaya koyuyorlar. Hale bakan, cenazeleri bile etnik kökenleriyle tasnif edenler, insanlıktan nasibini alamayanlardır. Siyasi zihniyeti nedir bilemem, ancak mesela orada ölenlerden birinin ablası da benim şu an kadın kollarında çalışan bir bayan, başkanlık yapan bir bayan. Bizden bunun istismarını duydunuz mu? Bunların kalpları kararmış, vicdanlarını yitirmişler. Irkçılık ve faşizm, küstahça böbürlenen, kibirlenen İblis'in yani şeytanın açtığı bir yoldur. Cenazeleri bile Türk-Kürt diye ayıranlar işte İblisin yolunda, şeytanın izinde yürüyenlerdir.

KAHKAHA ATIYORLAR

İstanbul'da yaptıkları basın toplantısının görüntülerini izlediniz değil mi? Güya acı içendiler. Ama kameralar önünde de kahkahalar atmaya çekinmeyecek kadar insafsızlar, vicdansızlar.

İPİNİZ GEVŞETİLMEZSE TUVALETE BİLE GİDEMEZSİNİZ

Bunların koruculara nasıl baktıklarını çok iyi biliyoruz. O korucu kardeşlerimizi nasıl hedef yaptıklarını, tehdit ettiklerini, terör örgütüne nasıl hedef gösterdiklerini biz çok iyi biliyoruz. O cenazelerin, o tabutların üzerine parti bayraklarını asmak iki yüzlülük fırsatçılık değil de nedir? Cenazede terörist başının resmini taşıyanlar neye hizmet etmek istiyorlar? Sonra birileri çıkıyor, bazı densizler çıkıyor, bu olay üzerinden 'bu ülke bölünmüştür' diyor. Yahu sen kimsin? Kimi temsil ediyorsun? Kimin adına konuşuyorsun. Siz silahlı efendileriniz, ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz. Neyi bölüyorsunuz? Kimi bölüyorsunuz?

HABİS UR

Bugüne kadar masum insanların, görevini yapan vatan evlatlarının eylemlerde hayatını yitirmesine hangi tepkiyi verdiniz? Terör örgütünün canlı kalkan yapması sebebiyle hayatını kaybeden vatandaşlarımız için hangi tepkiyi gösterdiniz? Terör ortamında istenmeyen arzu edilmeyen kayıplar maalesef yaşanabiliyor. Bundan dolayı terör örgütüne yeter artık diyebildiniz mi? Terör olmasa bu acılar yaşanmayacağına göre, terörü yöntem olarak seçenlere karşı en ufak eleştiri getirebildiniz mi?

VAMPİRLER

Eline silah alıp öldürmeyi bir yöntem olarak seçen teröriste tek bir laf söyleyemeyip, ülkesini korumak için mücadele eden güvenlik güçlerini suçlamak nasıl bir hezeyan. Bu millet, bu devlet habis bir ur karşısında teslim olmayacak kadar güçlüdür, sağlamdır, bir ananın çocukları gibi, bir elin parmakları gibi birbirinin kardeşidir. Sizin nifak tohumlarınız bu topraklarda asla kök salamaz. Apo'ya peygamber diyenlerin, Kürtlerin dini Zerdüştlük sananların her türlü kutsalı çiğneyenlerin, gençlerin kanıyla beslenen vampirlerin bu topraklarda hiçbir şekilde muhatabı yoktur. Bugün şevkatli bir hükümet var. Bugün faili meçhullerle, köy yakmalarla, işkencelerle anılan vatandaşını düşman olarak gören bir devlet yok. Tam aksine vatandaşını kucaklayan bir devlet var. Yaşanan talihsiz bir olay üzerine devleti zalim, ceberut, cani gibi göstermeye kalmak vicdansızlıktır. Bugün yok etmeyi değil yaşatmayı esas alan bir
hükümet görevdedir.

LİNÇ İNSAN MÜSVEDDELERİNİN İŞİ

Misafir namustur, berekettir, şereftir. Herkes kapısını çalanı evine buyur etmekten ekmeğini aşını suyunu, misafirle paylaşmaktan onur duyar gurur duyar. Bu ülkenin insanı 'başım gözüm üstüne' der, misafiri evinin de gönlünün de baş köşesinde ağırlar. Taziyeye gelmiş, başsağlığı dilemeye gelmiş, acıyı paylaşmaya gelmiş, kendisi de o coğrafyanın insanı olan bir kaymakamı öldüresiye dövmek, linç etmek, benim Kürt kökenli kardeşimin değil işte o insan diye geçinen müsveddelerin işidir. Cenazeleri dahi istismar edecek kadar mı aklınızı vicdanınızı yitirdiniz? Sizin hiç insafınız yok mu?Ayrıştırmak, kutuplaştırmak, tahrik etmek, fitne çıkarmak demokrasiye inanmayan zihnin ürünü olabilir. 3-5 oy için bu milleti birbirine düşürmeye toplumu tahrik etmeye değer mi?

MEDYAYA ELEŞTİRİ

Fırsatçı siyasetçiler kadar, bazı medya kuruluşları, bazı yazarlar da bu acı hadiseyi istismar etme içine girdi. Dertleri olayın aydınlatılması değil. Suyu bulandırmak. İlk saatlerde kendi ürettikleri komplo teorilerine kendileri de inandılar. 'Devlet halkını bombaladı' diyorlar, katliam diyorlar kirli savaş ifadesini kullanıyorlar. Güya vicdan kisfesi altında, kuzu postu altında toplumu terbiye etmenin, çok bilmiş edasıyla millete istikamet çizmenin gayreti içindeler.

BEN KASIMPAŞALI TAYYİP OLMAKTAN ŞEREF DUYARIM

Ben eli silahlı olandan korkmadım, Kasımpaşalı'dan mı korkacağım" diyor. Şunu unutma veya unutmayın. Ben Kasımpaşalı Tayyip olmaktan şeref duyarım. Eğer bu ülke yüzde 50 bize oyunu verdiyse, ondan sen gocun. Bundan daha akıllı değilsin. Kendinizi bir çek edin. Kendinizi kontrolden geçirin. Bunlar gibi, bunların taşeron fikirlerini alacak değiliz. Vicdan kisfesi altındaki fitnelerine boyun eğecek değiliz. Biz devlet millet kaynaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunlar da terör örgütünün düşman devlet algısını güçlendirmeye çanak tutuyorlar. Kin ve nefret tohumlarının yeşermesine hizmet ediyorlar.

BU HADİSEYİ 33 KURŞUNA BENZETMEK SORUMSUZLUKTUR


Ana muhalefet partisi CHP'den gelen açıklamalarda tam bir sorumsuzluk örneği olmuştur. Bu hadiseyi "33 kurşun" yani Mustafa Muğlalı olayıyla eş tutarak, maalesef çok ciddi bir sorumsuzluk örneği sergilemiştir. Bu hadiseyi 33 kurşun hadisesine benzetmek en hafif tabiriyle sorumsuzluktur, fırsatçılıktır. Biz BDP'nin terör baronlarından aldığı istikametle olayı bir nifak girişimine çevirmesini anlıyoruz. Bazı medya kuruluşlarının suyu bulandırma yanlış bilgilendirme, hedef saptırma gayretlerini de anlıyoruz. Onların da işi bu. Ama CHP'nin PKK'nın diliyle, BDP'nin diliyle konuşmasına açıkçası anlam vermekte zorlanıyoruz. CHP üslubunun PKK ve BDP ile bu kadar örtüşmesi dikkat çekicidir. Gerçi seçim meydanlarında gördüğümüz siyasi ittifakı bugün taziye çadırında görüyoruz.CHP'ninBDP'nin değirmenine su taşıması, peşine takılması çok hazindir. Mustafa Muğlalı olayı CHP'nin eseridir. Van'ın Özalp ilçesinde bir kışladan Mustafa Muğlalı ismini indiren de AK Parti iktidarı olmuştur.

NOKTAYI KOYACAĞIZ

Bu hadisenin üzerine kararlılıkla gideceğiz gidiyoruz. Uludere'deki acılı kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Onların acısını yüreğimizde taşıyacak, kardeşleri olarak paylaşacağız. Yapılması gereken neyse hepsini biz yapacağız. Biz işi geleceğe taşımayacağız. Biz işi geçmişte olduğu gibi, sürekli bunun üzerinde spekülasyonların yapılmasına fırsat vermeyeceğiz. Noktayı koyacağız.

MOLOTOF SİYAH SAYILACAK

Nifak ve fitneye kimse pirim vermesin. Yaptıklarını görüyorsunuz. BDP'liler ve malum örgüt değişik yerlerde eylemler yapıyor. Tarlabaşı Caddesi'nde bir otobüsün içindeki vatandaşımızın ne günahı var? Bunun insani bir yanı var mı? İşte onun için şimdi biz molotof kokteylini de bir silah olarak yasalaştıracak bir yasayı inşallah getiriyoruz. Bu teklifi çıkaracağız. Masum bir olay değil. Bu da bir silah. Çünkü Serap kızımızı böyle kaybettik, nice yavrumuzu yanan otobüslerde kaybettik. Vatandaş ticaretini yapıyor, cam çerçeve her şey iniyor. Böyle bir hakkını var mı? Bu hakkı nereden alıyorsunuz? Yahu otobüs duraklarının ne günahı var. Bunlar hepimizin. Bunlar insanlıktan nasibini almamış, gerçekten bunlar müsvedde bile değil. Çünkü müsvedde bir işe yarıyor, bunlar işe de yaramıyor.
Terörle mücadele kararlı şekilde sürecek. Dağlarda sınır içinde sınır ötesinde mağaralarda, teröristler etkisiz hale getirilecek. Bunu yaparken sivillerin mağdur olmaması için hassasiyet göstereceğiz. Hatalardan ders çıkaracağız, yaraları saracağız. Hassasiyeti daha bir artıracağız. Ama meydanı, ne teröre, ne uzantılarına bırakmayacak, onların tahriklerine asla boyun eğmeyeceğiz. "

CHP'YE "CUMHURİYET" CEVABI

Başbakan Erdoğan, CHP'nin hükümetin sürekli "cumhuriyet tarihini" eleştirdiği tepkisine cevap verdi. Erdoğan, şöyle dedi: "Bu ülkede 780 bin kilometrekarelik vatan toprağını ilmik ilmik işleyen biz olduk. Ana muhalefet şöyle der böyle der. Bu da bizi bir ilgilendirmiyor. Sürekli bir tekerleme var ağızlarında. AK Parti iktidarı hep cumhuriyet tarihini eleştiriyor diye. Biz bir dönemin, sürecin takvimini ortaya koyuyoruz. Diyoruz ki Cumhuriyet döneminde, bu iktidarda yapılanlar yapılmamıştır diyoruz. Bu tespiti yapmak yanlış mı? Eğer sizler tek parti iktidarlarınız döneminde ne yaptığınızı ortaya koyacaksınız. Zaten çok partili iktidar dönemlerinde de iktidara kenarından köşesinden yamandınız. Başka bir işe de yaramadınız. Bundan sonra da yapacağınız bir şey yok. Tek partili iktidar döneminde kimlik kartlarını gösterdik,, nüfus kartlarını gösterdik. Mühürle nasıl ekmek gaz yağı dağıtıldığını anlattık. Bunlar CHP'nin iktidar dönemleriydi. Bu millete bu acıları yaşattınız."

HANİYE ALKIŞLARLA

Türkiye'de bulunan Filistin Başbakanı İsmail Haniye de AK Parti Grubu'na katıldı. Milletvekillerinin yoğun alkışı ile karşılanan Haniye'yi Erdoğan, konuşmasını keserek "hoş geldiniz" diyerek karşıladı. Haniye'nin, Meclis'te görüşmeleri olacağını hatırlatan Erdoğan, "Şükran" diyerek Haniye'yi selamladı. Haniye, Erdoğan'ı Grup Başkan Vekili Ayşenur Bahçekapılı ve Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu ile birlikte oturarak dinledi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...